Ankaragücü, Samsunspor ile golsüz berabere kalarak TFF 1. Lig’in bitimine 3 hafta kala Süper Lig’e yükselmeyi başardı.
Ankaragücü için puan açısından önemli olmasa da prestij açısından stresi yüksek bir maçtı.
Kaybetse bile şampiyonluk gelecekti ama tıklım tıklım dolu tribünler karşısında kaybedilmiş bir maç sonrası kutlama yapmak can sıkabilirdi.
Rakip Samsunspor ise az da olsa kalan play off umudunu sürdürebilmek açısından mutlak galibiyet için Ankara’ya geldi.
Ankaragücü’nün tecrübeli ayakları, yoğun stres altında oynadıkları bu maçta oldukça zorlansalar da kaleci Bahadır Güngördü’nün olağanüstü güzel oyunu sayesinde maçtan puanla ayrılmayı başardılar.
Sonuçta beklenen o puan alındı, Ankaragücü şanlı tarihine altın harflerle “Şampiyon” yazdırdı.
Şanıyla, şerefiyle ait olduğu yere döndü.
Tamamen alın teriyle, en ufak şaibeye yer verilmeden kazanılan şampiyonluk için başta kulüp başkanı Faruk Koca’yı, tüm yöneticileri, teknik direktör Mustafa Dalcı’yı ve ekibini, kaptan Erdem Özgenç ve takım arkadaşlarını, tüm kulüp çalışanlarını, taraftarı canı gönülden kutluyorum.
Maç sonu görüntüler muhteşemdi.
Özellikle de Başkan Faruk Koca’nın dev Ankaragücü bayrağını “Ulubatlı” misali Eryaman Stadı’nın orta yuvarlağına dikmesi.
Ulubatlı Hasan, Bizans surlarına ilk Türk sancağını dikerek tarihe mal olan bir kahraman.
Bakalım “Ulubatlı” Faruk Koca da Süper Lig şampiyonluğu sözünü yerine getirerek İstanbul’un statlarına, Avrupa’daki statlara da şanlı Ankaragücü bayrağını dikecek, Ankaragücü’nün kahramanları arasına adını yazdırabilecek mi?
Başkan Faruk Koca, “Ben futboldan anlamam” diyerek adımını attığı Ankaragücü’nde kısa sürede çok büyük tecrübeler edindi.
Bir musibet, bin nasihattan iyidir derler ya.
Başkan da iki sezon üst üste küme düşerken yapılan hatalardan ders çıkarmayı bildi.
Bu yüzden kimileri abartılı bulsa da Ankaragücü camiasının çok büyük kesimi, Avrupa Kupalarına katılma, Süper Lig şampiyonluğu gibi sözlerin yerine getirileceğine yürekten inanıyor.
Ben inanıyor muyum?
Ankaragücü’nün bugünkü mali yapısıyla bu vaatleri “kısa vadede” gerçekleştirmek çok ama çok zor.
Ama iyi niyetli olduğuna yürekten inandığım “Ulubatlı” Faruk Koca’nın bunu başarmasını tüm kalbimle istiyorum.
Başkan Faruk Koca, edindiği tecrübelerle futbol bilgisini geliştirse de yine de en büyük şansı muhteşem ekip arkadaşlarına sahip olması.
İş insanı Mehmet Karip’in sosyal medya paylaşımını gördüm, ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Oğlu, Ankaragücü yönetim kurulu üyesi Kamil Karip’in vinç sepetinde bayrak asarken fotoğrafını paylaşan Baba Mehmet Karip, “Lan oğlum ben seni dünyaya geldiğinde Ankaragücü bayrağına sardım. İşte bugünleri görmek için. Ne mutlu bana, hakkım helaldir” diyor.
Ben babamdan ölüm döşeğinde helallik alabildim, o duyguyu çok iyi bilirim.
Bir evladın henüz 30’lu yaşlarda babasından helallik alması kelimelerle anlatılamaz.
Benzer bir fotoğrafta da yine yönetici Hakan Bilgin vardı.
Ankaragücü’nde mali disiplinin sağlanmasında müthiş katkıları oldu Hakan Bilgin’in.
Allah daha çok kazandırsın, Hakan Bilgin bugün Ankara’nın sayılı iş insanlarından biri.
İstese verir parasını yüz kişiyi bayrak astırmak için çalıştırır.
Ama o ciddi riskleri kabullenip çıkıyor vinç sepetine elleriyle asıyor kalbini kaptırdığı takımın bayraklarını.
Kızılay AVM’ye bayrak çekilirken en öndeydiler
Onlar sayesinde bugün Ankara’nın her köşesi sarı lacivert.
Hüseyin Aytekin, Türkiye’nin en önemli hukuk bürolarından birinin sahibi.
Bazen bir bilgiye ihtiyacım oluyor, gecenin saat 12’si, 1’i mi olmuş, umursamıyorum, arıyorum.
Neredeyse 24 saat ayakta, ne yapıyor ediyor, sorumlusu olduğu medyayı bilgiyle buluşturuyor.
Ankaragücü’nün imajı birkaç ayda nasıl değişti?
Emek verince, isteyince oluyormuş değil mi?
İsim isim yazınca bir an birilerini unutacağım, emeklerine saygısızlık edeceğim diye korkmaya başladım.
Mesela Ankaragücü için gecesini gündüzüne katan Tan Alar’ı, aylardır kırık bacağıyla sponsor bulmak için koşuşturan Mustafa Başer’i, şirketleriyle kulübe sponsor olan İsmail Mert Fırat’ı, Durali Akpınar’ı, Gökalp Üstün’ü, AVM’lerini Ankaragücü’ne açan Yusuf Tanık’ı unutsam ayıp olmaz m?
Mutlaka diğerlerinin de büyük katkıları oluyordur, duydukça, öğrendikçe onları da paylaşırım.
Ankaragücü Süper Lig’i garantiledi.
Asıl iş bundan sonra başlıyor.
Gelecek sezon yine 4 takım düşecek.
Hadi hep birlikte bir göz atalım rakiplere.
Trabzonspor, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Başakşehir, Karagümrük, Kasımpaşa, Konyaspor, Antalyaspor, Alanyaspor, Adana Demirspor, Hatayspor, Sivasspor, Kayserispor, Giresunspor, Gaziantep FK, Ümraniyespor ve bu sezon play off’tan çıkacak takım.
Son yazdığım 3, 4 takım dışındakiler kurumsallıklarını büyük ölçüde tamamlamış, Süper Lig’de kalıcı olmaya aday takımlar.
Ankaragücü ya yeniden yapılanarak, kurumsallaşarak bu takımlar arasına girecek.
Ya da günlük başarılarla idare edip, diğerleri ile geçen sezonlarda olduğu gibi kümede kalmak için mücadele edecek.
Ankaragücü’nün Süper Lig’de kalıcı olabilmesi için öncelikle mali yapısını düzeltmesi gerekir.
Kulübün sırtında ciddi bir borç yükü var.
Buna karşılık en büyük gelir kalemi olan yayın gelirleri oldukça azaldı.
Geçen yıllarda Süper Lig’e ayak bastı parası 40-50 milyon TL civarıydı.
Sonrasında sponsorluklar ve performans gelirleriyle Anadolu kulüplerinin kasasına sezon boyunca 80-100 milyon TL para giriyordu.
Önümüzdeki sezon bu rakamlar hayal olacak.
Mevcut borç yükü, yürürlüğe giren spor yasasıyla yeni borçlanmanın ağır şartlara bağlanması Faruk Koca’yı oldukça zorlayacak.
Transferde artık hata yapma lüksü olmayacak.
Düşük bütçeyle olabildiğince güçlü kadro oluşturmak gerekecek.
Ankaragücü’nün örnek alması gereken kulüpler Konyaspor, Sivasspor, Hatayspor, Karagümrük olmalı.
Özellikle Ahmet Çalık’ın vefatına kadar şampiyonluk yarışında yer alan halen de Şampiyonlar Ligi için mücadele eden Konyaspor örneği çok iyi irdelenmeli.
İki sezon önce bu takımla ligde kalma mücadelesi veriyordu Ankaragücü.
Ankaragücü 2 sezon üst üste küme düşerken, Konyaspor transferde doğru adımlar atarak artık düşme hattının çok uzağında zirve mücadelesi verir hale geldi.
Bu kadronun oluşumunda eski bir Ankaragüçlü, Adnan Erkan önemli rol üstlendi.
Yabancı değil, eski personeliniz, çağırın, konuşun. Ankaragücü’nden farklı ne yaptılar da bugün zirve mücadelesi veriyorlar öğrenin.
Amerika’yı yeniden keşfetmeye çalışmayın, önünüzdeki örnekleri iyi analiz edin yeter.
Umarım yaparsınız.
Ankaragücü bu sezon çok önemli tribün emekçilerini kaybetti.
İsmail Akkaya (İskoç), Volkan Aybar, Serkan Sorkunlu şampiyonluğu göremeden aramızdan ayrıldı.
Cemal Aydın başkan da aynı şekilde bu sezon kaybettiğimiz değerlerden.
Alınacak kupayla mezarları ziyaret edilirse, hakları bir şekilde ödenmiş olur.
Eren ve Mert’i de unutmamak gerekir tabi ki.
Bir kez daha, güçlü bir sesle…
Selamün Aleyküm, Hayırdır Biz Geldik Süper Lig…
METİNER ERDEM
Not: Şampiyonluğun kahramanları teknik direktör Mustafa Dalcı ve futbolcuları ayrı bir yazıda kaleme alacağım.