Ankaragücü, Sincan Belediyesi Ankaraspor’a 2-1 yenilerek üst üste ikinci yenilgisini aldı.
Bugün, maç dışında anlatacağım o kadar çok şey var ki farklı format kullanacağım, kısa kısa her şeye değineceğim.
Yine kitabın ortasından konuşacağım.
Dünkü maçta mağlubiyetin tek sorumlusu teknik direktör Recep Karatepe’dir.
Rakip, ilk 11 oyuncularından 8’i ceza almış Ankaraspor.
Tamamen yedek, birlikte maç oynama alışkanlığı olmayan bir kadroyla maça çıktılar.
Recep Hoca, hafta içi açıklamalarıyla rakibin yedeklerini bile gözünde öyle büyüttü ki…
Kendisinin inancı yoksa, futbolcusunu nasıl motive etsin?
Ankaragücü de 2 ilk 11 oyuncusunu kaybetti ama Arda Bayram, 45 gün ceza alan Miraç Şimşek’ten 3 gömlek iyi performans sergiledi.
Bu yüzden Ankaragücü sadece Mervan’sız oynadı desek yeridir.
Recep Hoca, tüm gücünü cezalarla yitirmiş rakip karşısında neredeyse 90 dakika, gerideki 4’lünün arasına girip oyun kurmaya çalışan Mesut Kesik’le birlikte 5 defans oyuncusuyla sahada kaldı.
Çok gereksizdi, sadece 2 oyuncuyla geçiş oyunu oynamaya çalışan bir rakip karşısında 3’lü defans kurgusu yeterdi.
İlk yarıda Ankaragücü’nün henüz maçın başında yenilen gole verdiği tepki güzeldi.
Ancak, ikinci yarı takım inanılmaz kötüydü.
Doğru dürüst hücum organizasyonu yapamadı, 65’inci dakikadan sonra da fizik olarak bittiler.
18 gün aradan sonra maç yapan bir takımın bu kadar kondisyon eksiği olması, kabul edilebilir değil.
Değişiklikler anlamsızdı, her zamanki gibi oyuna da skora da etki etmedi.
Bir teknik direktör, bir sezonda bir ya da iki maç formsuz olabilir.
Ancak, Ankaragücü’nün Recep Karatepe yönetiminde puan kaybettiği maçlara bakıyorum.
Altınordu (Yüzde yüz hoca hatası), Batman Petrolspor (Hoca kusuru kesinlikle yok), Karamanspor (Yüzde yüz hoca hatası), Muğlaspor (Yüzde yüz hoca hatası), Sincan Belediyesi Ankaraspor (Yüzde yüz hoca hatası).
Hoca hatası ile kaybedilen puan 10.
Şu anda play off’un ve şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olmalıydı Ankaragücü.
Ankaragücü için tehlike sadece kaybedilen puanlar değil.
Hoca kendi inancını kaybettiği gibi taraftarın inancını da kaybettirdi.
Ankaragücü için çok şeylerini vermiş insanlara bakıyorum, çoğu artık maçları sadece Maçkolik’ten takip ediyor.
Dün stada 400’e yakın taraftar geldi, takım sahada yenik, maçın son 15 dakikası tribündeki taraftar bile suskundu.
Olmaz, olmamalı.
Ankaragücü yönetimi bir an önce önlemini almalı.
Ankaragücü’nün önündeki 3 maç, grubun kesin düşme adaylarıyla.
Beykoz, Buca, Kepez maçlarında bir puan bile kayıp kabul edilemez.
………………………….
Dün akşam Orhan Karadağ ile VİRALSPOR youtube kanalında önemli bir yayın gerçekleştirdik, izlemenizi öneririm.
Bazı istihbaratlar paylaştım, mesela Mehmet Yiğiner’in onursal başkanlığı tüzük engeline takılmış.
Ankaragücü, 28 Kasım Cuma günü gelmesi muhtemel puan silme cezasını Ocak ayı sonuna kadar erteletmiş.
Bu süre içinde belki para bulunur, kulüp helal puanların silinmesi musibetinden kurtulur.
Ayrıntılar yayında.
………………………………….
Maçın devre arasında Ankaraspor Başkanı Mehmet Emin Katipoğlu Ankara spor basınını protokol odasına davet etti.
Kendisine misafirperverliği için teşekkür ediyorum.
Bana bir sitemi oldu, yayınlarımızı izliyormuş, bir yayında Sincan Belediyesi’nin kulübe 90 milyon TL destek olduğunu söylemişim, beş kuruş destek almadıklarını, sadece Büyükşehir Belediyesi, Batıkent’teki tesisleri kendilerinden alınca Sincan Belediyesi’nin yer tahsisi yaptığını söyledi.
Katipoğlu’nun derdi, Ankaragüçlülerle aynı: Melih Gökçek-Emre Yıldız.
“Bu ikili Ankaraspor’u bugünün parasıyla 2,5 milyar lira borçlandırdılar” diyor.
Katipoğlu’nun bildiğini Faruk Koca bilmiyor muydu, yine de Emre Yıldız’ı “çevresindeki herkese” rağmen Ankaragücü’ne getirdi.
Mehmet Emin Katipoğlu’nun bir iddiası da “Allah Ankaragücü’nün sonunu hayr etsin” denilecek cinsten.
Ankaragücü’nün Faruk Koca ve İsmail Mert Fırat’tan sonra en önemli alacaklısı Mustafa Akan’dır.
Hepimiz 200 milyon TL civarında alacağı olduğunu duyuyoruz.
Katipoğlu, Mustafa Akan’ın alacağının faizlerle 2,5 milyar TL’ye ulaştığını iddia etti.
Aman Allah’ım rakama bakar mısınız?
Mustafa Akan, Melih Gökçek ve Mehmet Yiğiner’e yakın bir iş insanı.
Bana kalırsa Ankaragücü’nden beş kuruş alacağı olmamalı, bu borç silinmeliydi.
Ama önce Mehmet Yiğiner, sonrasında da Faruk Koca bu konuyu hep ötelediler.
Mustafa Akan bugün parasını almak için icraya başvursa, kulübün anahtarını teslim etsen yetmez.
Ankaragücü’nün mevcut yönetimi, borçları faizler hariç 2 milyar 32 milyon TL olarak açıklamıştı.
Demek ki faizleri de eklesen borç 4, 5 milyar TL’yi geçmiş.
…………………………….
Gazi Ercüment Tekin yönetimindekiler, ellerinde makbuzlarla kapı kapı dolaşıp kendilerine yakın gazetecilere “Bizim dönemimizdeki vergi – SGK borçlarını ödedik, işte makbuzlar” diyorlar.
Makbuzlara bakıyorsun, gerçekten de kongre öncesindeki son 2 günde 4 milyon TL vergiye para ödemişler.
Bu sayede 390 milyonluk vergi-SGK borcunun 394 milyon TL olmasını engellemişler.
Bravo büyük başarı.
Mevcut Ankaragücü yönetimi 650 bin Euro alacağı Gaetan Laura ile bir peşin 4 taksit 400 bin Euro’ya anlaşmış ama o parayı, “zaten yasak gelmiş” diyerek ödememişti.
80 bin Euro peşinat ödense Gaetan Laura, Ankaragücü ile anlaşacaktı.
Gazi Ercüment Tekin görevi devretmeden bir gün önce Ankaragücü’nün kasasında 4 milyon TL (80 bin Euro) varmış zaten.
Bu parayı Gaetan Laura’ya ödese, “kalıcı yasağı önleyip görevi bırakan kahraman” olacaktı.
Yapmadı vergi-SGK borcunu ödedi.
Ben bunu şuna benzetiyorum: Evde çocuğu açlıktan ölmek üzere. Baba, elindeki son para ile emlak vergisini ödüyor.
………………………………..
Troller hemen “Yeni yönetim 1 milyar TL ile geliyoruz dedi, onlar ödeyeceklerdi. Gazi Ercüment Tekin ve arkadaşları bu yönetimin parasız olduğunu nereden bilsin” diyecektir.
Biliyorlardı sevgili Ankaragüçlüler yeni yönetimin de parasız olduğunu biliyorlardı.
Mehmet Yiğiner, önce Yusuf Tanık’ı, sonra Osman Gazi Kandaş’ı, Hakan Bilgin’i son olarak da Murat Ağcabağ’ı ikna edemeyince Nuri Muhammet Yaman’ı kerhen desteklemek zorunda kaldı.
Aldığım bilgi, kongreden bir gün önce Nuri Muhammet Yaman’ın cebinde sadece 11 kişilik liste ile Mehmet Yiğiner’in kapısını çaldığı, o toplantıya katılan Gazi Ercüment Tekin dahil birçok kişinin bu listeye adam verdiği yönünde.
Bu yönetimi bile kendileri yaptılar, her şeyi biliyorlardı, sustular, asıl listeye kasıtlı girmediler, üç gün sonra da yeni yönetime muhalif olmaya başladılar.
Etik bulmuyorum bu davranışı.
Bu yüzden mevcut yönetimin aldığı en doğru karar, eski yönetimin randevusuz Beştepe’ye alınmaması kararı olmuştur.
Kimse İsmet Beltan üzerinden ajitasyon yapmaya da kalkışmasın.
İsmet Beltan, o projeleri için randevu talep etsin, kapılar ardına kadar açılır.
Açılmazsa, en büyük muhalif ben olurum.
METİNER ERDEM




