Ankaragücü, sezonun kırılma niteliğindeki maçlarından birinde ilk 45 dakikada sahada adeta yokları oynadı. Topu tamamen rakibe bırakan, ön alan baskısından uzak, statik bir anlayışla mücadele eden takım, maç önü yazımızda da belirttiğimiz üzere özellikle kanat savunmasında sınıfta kaldı. Bu zaafın üzerine bir de teknik adam tercihi eklenince, faturanın ağır olması kaçınılmaz hale geldi.
Mesut Hoca’nın, Nico Schulz gibi savunma disiplini ve hücum katkısı dengeli bir isme sahipken sol bekte Halil İbrahim tercihi teknik anlamda izah edilemeyecek bir karardı. Tek makul açıklama, oyuncu ile hoca arasında başka bir sorun yaşanmış olabileceği ihtimali. Halil İbrahim, oyunda kaldığı sürede neredeyse hiçbir ikili mücadeleyi kazanamadı; pozisyon hataları zincirleme etki yarattı. Özellikle ikinci gol öncesindeki kademe hatası, Ankaragücü’nün kalesinde gördüğü korneri ve akabinde golü hazırladı.
İlk yarıda Ankaragücü’nün hücum planlamasında da ciddi bir eksiklik göze çarptı. Ne boş alan yaratmaya dönük bir pas organizasyonu, ne de rakip savunmayı zorlayacak bir varyasyon vardı. Maç öncesinde kilit olarak gösterdiğimiz orta saha baskısı ise sahaya hiç yansımadı.
İkinci yarıya Osman-Yusuf değişikliği ile başlayan Mesut Hoca, bu hamlesiyle takımın ileri uçta top tutma ve pas sürekliliği becerisini artırdı. Ankaragücü bu bölümde topu daha çok kontrol etti, dikine paslarla rakip savunmayı zorladı ve neticede golü de buldu. Ancak bu ivme uzun soluklu olmadı. Oyun yeniden dengelenirken, hücumda alternatif arayışları öne çıktı.
Bajic’in oyuna girişi, kanat ortalarıyla pozisyon üretmek adına doğru bir strateji gibi görünse de, oyuncunun düşük formu bu planın da işlemesini engelledi. Cephas gibi geçen hafta oyuna enerji katan bir ismin sahada adeta kaybolması da takımın hücum gücünü olumsuz etkiledi. Buna karşın Rotariu elinden geleni yaptı; hem goldeki katkısı hem de ceza sahasında çıkardığı etkili şutlarla iyi bir görüntü çizdi.
Artık net olarak görülüyor ki, bu takımda sol bek pozisyonunun tartışmasız sahibi Nico Schulz olmalı. Orta saha dinamiğini artırmak için Ali Kaan gibi enerji veren isimlerin daha fazla süre alması şart. Ancak tüm bu bireysel dokunuşların ötesinde, Mesut Hoca’nın hücum hattındaki oyuncuları motive edecek, onları oyun içinde diri tutacak çözümler geliştirmesi gerekiyordu. Aksi takdirde takımın ofansif üretkenliği, maçların kaderini olumsuz yönde belirlemeye devam edecekti, nitekim böyle de oldu. Sonuçta Mesut Hoca da istifa kararı aldı.
Ankaragücü, ilk yarıdaki dağınık ve isteksiz görüntüsüyle elindeki puan avantajını heba etti. Bu yenilgiyle birlikte ateş hattına biraz daha yaklaştı. Son haftalarda artık hata lüksü yok. Kalırsa Mesut Bakkal’ın istifası kabul edilirse gelecek yeni Hoca’nın eldeki kadroyu iyi tanıması ve doğru tercihlerle gemiyi limana sağ salim yanaştırması gerekiyor.
SEÇKİNCE