Emre Belözoğlu, futbolcu olarak olağanüstü kariyere sahipti.
Teknik direktörlük kariyeri de inişli çıkışlı başladı.
Fenerbahçe’de tek maçla şampiyonluğu kaçırdı.
Başakşehir’de Avrupa Kupaları’nda önemli başarılar elde etti.
Ankaragücü’nde ise kariyerinin en dip noktasını yaşadı.
Ligin en pahalı 6’ncı kadrosuna, devre arasında kimine göre 5-6 milyon, kimine göre de 10 milyon Euro’luk transferlerle takviye yaptırdı.
Kupada yarı final oynayan takımı ligde küme düşürdü.
Geçen sezonun son haftalarında bir cümle ağzında sakız gibiydi.
Kaybettiği maçların sonunda, “Yediremediğim çok fazla şey var da bunları konuşmanın şimdi zamanı değil” diyordu.
Ben de “Emre Hoca ya konuş ya da sonsuza kadar sus” diye bir yazı kaleme almıştım, bu yüzden oldukça sert şekilde tartışmıştık.
Trabzonspor maçından sonra her şeyi anlatacağını söylemiş, takım Trabzon’da yenilip küme düşünce, otelde taraftarın beklediği haberi gelince kayıplara karışmıştı.
Otelde taşlanan takım otobüsünde yoktu, ertesi gün Ankara’ya dönen kafilede de.
Atarlı söylemlerine karşılık, eylemleri ile liderlik vasıflarından ne kadar uzak olduğunu göstermişti.
Aylardır susan, Ankaragücü ile ilgili tek cümle kurmayan Emre Belözoğlu, önceki gün ortaya çıktı.
İstanbul merkezli bir youtube kanalına açıklamalarda bulunan Emre Hoca, küme düşmesinin gerekçelerini anlatırken, “Keşke sonsuza kadar sussaydın” dedirtecek ifadeler kullandı.
Öncelikle bir ifadesi var ki, “ağlanacak hale gülmek” deyiminin tam karşılığı.
“Başarı, başarısızlık nedir bilmiyorum” demiş, okurken istemsizce güldüm.
“Başakşehir’i Avrupa’da çeyrek final oynattım” demiş, başarının güzel bir örneğini vermiş.
Avrupa Kupaları’na katılan 5 takımdan sonra en pahalı kadroyla küme düşmek de başarısızlığın bire bir karşılığı olarak tarihe geçti.
Kibrinle, kendini yönetimin bile üstünde görmenle, futbolcularla iletişim kuramamanla, son söyleşindeki vefayı yok sayan üslubunla bu başarısızlığın en büyük pay sahibi sen oldun Emre Hoca.
Söyleşinde haklı olduğun noktalar elbette var.
Maaş ödemelerinin gecikmesi, tabi ki futbolcuların motivasyonunu olumsuz etkiler.
Emre Hoca’nın iddialarına geçen sezon yönetimde dahi olmayan İsmail Can Ocak’ın cevap vermesi ilginç.
Başkan muhatap almadı desen anlarım da o zaman cevabı basın sözcüsünün ya da futbol şube sorumlusunun vermesi gerekmez mi?
İlgisiz bir kişiden yanıt gelince, hele de bu yanıt geçen sezon kulağımıza gelenlerle örtüşmeyince geçen sezon futbolun patronu olan Futbol Şube Sorumlusu Yusuf Tanık ve Sportif Direktör Yılmaz Bal ile görüşme ihtiyacı duydum.
Yusuf Tanık, Faruk Koca’nın yumruk olayının ardından göreve geldiklerinde futbolcuların 2 aylık alacaklarının bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Yumruk olayından sonra Ankaragücü’ne para girişleri bıçak gibi kesildi. Sıkıntılı bir süreç başladı. Bir ara maaş ödemelerindeki gecikme 4 aya kadar çıktı. Sonrasında bazı kaynaklar bulundu, ödemelerin büyük kısmı yapıldı. İsmail Başkan çok büyük özverilerde bulundu. Ben de destek oldum. Özellikle yerli futbolcuların, alacaklarına karşılık konut teklifimizi kabul etmesi sıkıntıyı büyük ölçüde hafifletti. Maaş ödemelerinde sıkıntı yaşansa da futbolcuları motive etmek için oldukça yüksek primler ödedik. Geçenlerde hesaplattım, ödenen primler ortalama 1,5 maaşa denk geliyor. Bu kadar yüksek primi hiçbir Anadolu takımı vermemiştir. Emre Hoca’nın takımın küme düşmesini maaş ödemelerindeki gecikmeye bağlaması doğru olmamış. Ayrıca Faruk Koca hakkındaki ifadeleri de çok yanlış.”
Geçen dönemin sportif direktörü Yılmaz Bal’ın söylemleri de Yusuf Tanık’ı destekler yönde.
Yılmaz Bal, özellikle yabancı oyuncuların maaş ödemelerinin gecikmesinden dolayı huzursuz olduklarını, FIFA’ya başvuranların dahi olduğunu söyledi.
Ankaragücü’nde kimsenin parasının kalmayacağını ifade eden Yılmaz Bal, “Yumruk olayından sonra Emre Hoca inisiyatifi eline almaya çalıştı. Birlikte MKE’ye, Millî Savunma Bakanlığı’na gittik. Ancak bir sonuç alamadık. Yönetim Kurulu, prim ödemeleri ile futbolcuları motive etmeye çalıştı. Sonrasında da kaynak bulundu, ödemelerin büyük kısmı yapıldı” diye konuştu.
FIFA’ya bile başvuran, hatta serbest kalma hakkı kazanan oyuncuların yaşadığı huzursuzluğun sahaya yansımadığını söylemek saflık olur.
Ancak, bir kez daha altını çizmek gerekirse, yaşanan hiçbir maddi sorun geçen sezonki başarısızlığın kılıfı olamaz.
Emre Belözoğlu, Ankaragücü’ne gelmeden önce Başakşehir ile tüm ilişkilerini sıfırlamıştı.
Şu sıra yaptığı açıklamalar ile Fenerbahçe’ye de Galatasaray’a da yaranamıyor.
Güçlü bir camiaya sahip Ankaragücü’nü sığınacak bir liman olarak görüyorsa yanılıyor.
Çok hata yaptı, yapmaya da devam ediyor, bu camia bu hataları sonsuza kadar affetmez.
METİNER ERDEM
1 Yorum
BİRAZ PUAN ALDIK KONUŞMAYA BAŞLADI YA SEN İDDİASIZ BİR TAKIMA KARŞI GALİP GELEMEYEREK TAKIMI KÜME DÜŞÜRDÜN NE HAKLA KONUŞUYORSUN GÜNDEM YARATMAK KENDİNİ ÖN PLANA ÇIKARMAK GİBİ PLAN BENCE BU