Ankaragücü teknik direktörü Mustafa Dalcı’nın, Atila Kiper’in programında yaptığı açıklamaları dinledim.
Çok önemsemiştim bu programı, 20 küsur yıllık antrenörlük deneyimine sahip bir kişinin, kendisini taraftara rahatlıkla anlatabileceğini, aradaki buzları eritebileceğini sanmıştım.
Ama yanılmışım.
Atila Kiper’in naif bir yapısı var, konuğunu fazla yıpratmak istemez.
Taraftarın merak ettiği tüm soruları, 1 saatlik süre içerisinde kendi üslubuyla sordu.
Eleştireceğim tek konu, Başkan Faruk Koca’nın da yayına alınması.
Süre o kadar kısıtlıyken 10-15 dakikanın zaten cevapları belli sorularla geçirilmesi.
Yazıyı çok uzatmayacağım, üç konuya değineceğim.
Birincisi kendimle ilgili, ikincisi Lukasik konusu, son olarak da gündemdeki Erdem Özgenç’in kadroya alınmamasının perde arkası.
Mustafa Dalcı hoca, maç kadrolarını Salı, Çarşamba günlerinden belirlediğine ilişkin iddialarıma cevap verirken, “Beni itibarsızlaştırmak istiyorlar” diyerek kendini savunurken, aklı sıra beni itibarsızlaştırmak istedi.
Umarım Atila Kiper, kendisine gönderdiğim sesli mesajı Hoca’ya dinletmiştir de kendisini kimlerin itibarsızlaştırmaya çalıştığını öğrenmiştir.
Radyo yayınına birlikte gittiği kişi, aynen şu ifadeyi kullanmış bana, ben de bunu gündeme getirmişim:
“Türkiye’de birçok kulübün halen maç günü kadrosu belli oluyor. Çünkü antrenör oyuncuyla yüzleşmekten çekiniyor. Hoca’nın güçlü bir karakteri var. Zonguldak Kömürspor’dan geliyorsun, Ankaragücü’nde Salı, Çarşamba gününden kadron belirleniyor. Kariyerli oyuncular var takımda ama hoca çekinmiyor. Bu güçlü insan tavrı.”
Ben de o kişiye bunun güçlü insan tavrı olmadığını, dünyada hiçbir örneği olmayan saçmalık olduğunu anlatmaya çalıştım. Başkan Faruk Koca ile yaptığımız programda da bunu gündeme getirdim.
Yani ortada benim uydurduğum bir konu yok, aksine seni bu kulübe getiren kişinin iddiası var.
Cevabı bana değil, ona vereceksin.
Sözde birini itibarsızlaştırmak istiyorsan adres ben değil, o kişi olacak.
Sen Ankaragücü’ne gelmeden önce 20 küsur yıl sıradan takımlarda antrenörlük yapmış, geçmişinde tek bir başarı elde etmemiş olabilirsin.
Benim 35 yıllık meslek hayatım, onlarca ödül ve başarı hikayeleriyle dopdolu.
Kime dil uzattığının umarım farkındasındır.
Gelelim Lukasik konusuna.
Lami cimi yok, Lukasik menajerine olan tavırdan dolayı bu takımda oynamıyor.
Bu kararı da sen değil, bizzat Başkan Faruk Koca verdi.
Hadi lig maçlarında yabancı kontenjanından oynatamıyorsun, çoğunluğu yedek oyuncularla çıktığın kupa maçlarında bile niye kadroya alamıyorsun diye sormazlar mı insana?
Çıkıp delikanlıca Başkan istemiyor, ben de oynatamıyorum desene.
Neden çekiniyorsun?
Erdem Özgenç olayına gelince, öncelikle sosyal medyadaki takipçilerimden özür dilerim.
Bugün bazı hatalı paylaşımlar yapmışım.
35 yıllık gazeteci de olsam, bazen bizler de hata yapabiliyoruz.
Bana üst düzey birkaç kaynaktan, Erdem’in Altınordu maçında arkadaşlarına yönelik, içeriğinde küfürlü ifadeler de bulunan konuşma yaptığı, bu yüzden takım arkadaşlarından tepki aldığı söylendi.
Aynı kaynaklar, Erdem’in moralinin bozuk olduğu için Samsunspor maçında affını istediğini, oynamama kararını Hoca ile birlikte aldıkları söylendi.
Meğer işin aslı, Mustafa Dalcı haftalardır takımın en iyisi olan Erdem Özgenç’i çağırmış, hiçbir gerekçe göstermeden Samsunspor maçı kadrosuna kendisini almayacağını söylemiş.
Altını özellikle çiziyorum, gerekçe falan yok.
“Seni kadroya almıyorum” o kadar.
Altınordu maçında yaşananlar doğru.
Ama o konu tamamen tatlıya bağlanmış.
Anlaşılan birileri, Erdem’in gerekçesiz olarak kadroya alınmamasının yaratacağı tepkiden çekinerek, bizleri manüple etmeye çalışmış.
Keşke programda, lafı eveleyip, geveleyeceğine Erdem Özgenç’i hangi gerekçeyle maç kadrosuna almadığını anlatsaydın Hocam.
Son konuşmamızda, “Ben sosyal medya kullanmıyorum ama çocuklarım kullanıyor. Orada şahsıma yapılan hakaretleri okuyor üzülüyorlar” ifadesini kullanmıştın.
Ben de çok üzülmüş, okurlarımla paylaşarak hakaretlerden kaçınmalarını istemiştim.
Şimdi, anlattığınıza göre taraftar paylaşımları artık aile içinde espri konusu bile oluyormuş.
Büyük gelişme, tebrik ederim.
1 Yorum
Dalcı karakterli, Faruk Koça karakterli, Nadir karakterli, herkes karakterli Ankaragücünü tutanlar karaktersiz öylemi? Şehrini seven şehrine ve takımına aidiyet duygusu tartışılmayacak olan Ankaragüçlüler başarı ister. Aklın ve mantığın dışında kadrolarla yenilgiler alınırsa sabır taşar. Radyoyu sonuna kadar dinledim. Çanak sorular, karakterli cevaplar. Ankaragüçlüler rahat değil. Bolu’da mağlup olunursa gereği yapılmalıdır. Artık sözün bittiği yer Bolu olur. Nadir Ankaragücüne uymamıştır. Devre arasında gitmelidir. Gittiği yerde mutlu olsun 15-20 gol atsın bizden uzak olsun. Dalcının çok tutarsız inandırıcı olmayan konuşmaları oldu, eğer söylediklerine oyuncular inanıyorsa canlarını dişlerine takıp oynayacaklardır. Aksi halde oynamayacaklar kendisini postalayacaklardır. Faruk Koca da futbol aleminde yeni bir tecrübe kazanacaktır.