Gençlerbirliği, 1. Lig’de son iki haftaya girilirken deplasmanda oynadığı karşılaşmada küme düşmesi kesinleşen Adanaspor’u 5-0 mağlup etti.
Başkent ekibi bu sonucun ardından 63 puanlı Fatih Karagümrük’ün ardından 62 puanla 3. sırada yer aldı.
Kırmızı siyahlılar, Süper Lig’e yükselir, yükselmez…
Ben bunları sonuçtan tamamen bağımsız olarak yazıyorum.
Ligin bitmesine iki hafta kaldı.
Gençlerbirliği Süper Lig’e yükselme yolunda çok çok önemli avantaja sahip…
Kırmızı siyahlıların son iki hafta karşılaşacakları takımlar, Ankara’da Sakaryaspor ve son hafta deplasmanda ligden düşmesi haftalar öncesi kesinleşmiş eksi 21 puanlı Yeni Malatyaspor.
İsterseniz, Gençlerbirliği neleri doğru yaptı da buralara geldi ona bakalım…
Bir kere Gençlerbirliği, doğru teknik direktör seçiminin ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde gösterdi.
Sezona Recep Karatepe ile başlayan kırmızı siyahlılar, genç teknik direktöründen verim alamayacağını anladığı an, bir saniye bile düşünmeden yollarını ayırdı.
Burada hemen şunu ifade edeyim; teknik direktör Recep Karatepe’nin Gençlerbirliği’ne oynattığı futboldan bir futbolsever olarak keyif alıyordum.
Ne yazık ki, burası kurtlar sofrası ve maalesef ki, idealizme hayat şansı tanımıyorlar.
Bu yol ayrımından sonra hiç maceraya girilmedi ve teknik direktör seçiminde ‘’10 üzerinden 10’’ isabet sağlandı.
Ligi bilen, futbolcuları tanıyan Hüseyin Eroğlu göreve geldiği andan itibaren pozitif enerjisiyle kelimenin tam anlamıyla ‘’Kırmızı kara’’ camianın kendine gelmesini sağladı.
Hüseyin Eroğlu, saygın, beyefendi, bilgili, işine odaklanan, çalışkan kişiliğiyle önünde şapka çıkarılan bir şahsiyet olarak ön plana çıktı.
Dillere pelesenk olmuş bir kelime vardır:
İstikrar.
Gençlerbirliği hedefe ulaşacaksa o da istikrar sayesinde olacak.
Bir kere, Gençlerbirliği kısıtlı kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak doğru planlamanın ne denli önemli olduğu bir kez daha kamuoyuna gösterdi.
Transferde isabet sağlamanın nasıl yapılacağı konusunda adeta ders verildi…
Ara transfer döneminde kadroya dahil edilen beş oyuncunun tamamından verim alındı.
Adem Eren Kabak, Matej Hanousek gelip ertesi gün ilk 11’de sahaya çıktılar.
Joca, Daniel Popa, Leo Gaucho, gol attılar, gol pası verdiler…
Gençlerbirliği’nin para sorunu yok mu?
Cümle alem biliyor, var.
Ama biraz sonra aşağıda isimlerini sayacağım isimler öyle ya da böyle bir şekilde huzur ortamını sağlamayı başardılar.
Bir kez daha teknik direktör Hüseyin Eroğlu’nun hakkını teslim edelim…
Takımın Amilton, Etebo gibi bana göre kilit oyuncularının olmadıkları dönemlerde eksikliğini diğer oyuncular hissettirmediler ve bugünlere gelindi.
Bu yapının, bu huzur ortamının oluşmasını sağlayan karakterleri unuttum sanmayın.
Başta, başkan Osman Sungur, futbol şube Sorumlusu Harun Erol ve gecesini gündüzüne katan sportif direktör Ali Ekber Düzgün hiç şüphesiz bu eserin ortaya çıkmasında başrol sahibi oldular.
Hüseyin Eroğlu ve Ali Ekber Gündüz, konuğumuz olmuş, sohbet etmiştik…
Nasıl bir çalışma sistemleri olduğunu sormuştum…
Cevap muhteşemdi.
‘’Kimse kimsenin alanına girmiyor, herkes birbirine yardımcı oluyor, tam bir takım olduk.’’
Daha ne olsun.
Herkes bildiği işi yaparsa başarı zaten kaçınılmaz olarak geliyor.
Gençlerbirliği maçlarını yorumlayan arkadaşımız Ahmet Temürtürkan, İbn-i Sina Hastanesi’nde geçirdiği operasyon sonrası dinlenme sürecinde. Ahmet Temürtürkan’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, bir an önce sağlığına kavuşup aramıza dönmesini diliyorum.
ORHAN KARADAĞ