Gizlilik sosyal bir norm olmaktan çıktı.
En azından halk için norm olmasa da, ultra zenginler ve zengin ünlü sporcular için gizliliğe özen gösterildiğini görüyoruz.
Bazı ünlü zengin sporcular ve spor adamlarının gizliliklerinin korunması ve başka insanların hayatlarına müdahale edememesi için, evinin etrafındaki dört evi 30 milyon dolar ödeyerek satın almaları bunu kanıtlamıyor mu?
Ünlü zengin sporcular da saklayacağım bir şey yok ifadesinin savunucuları arasında. Bunu içten bir şekilde söylüyorlarsa, beraber olduklarıyla birlikteyken filmlerinin çekilmesini, vergi iadelerinin internette yayımlanmasını veya özel bazı arkadaşlarıyla görüşmelerinin kalabalık bir stadyumdaki dev ekrana yansıtılmasını herhalde istemeyeceklerdir.
O nedenle onlar da kendileri için gizlilik projeleri uyguluyorlar. Saklayacak bir şeyleri yoktu hani?
Olmaz olur mu?
Hepimizin hayatında tamamen kendine özel olması gereken anlar vardır.
Ünlü sporcuların yakınları da takip altındalar. Kürtaj kliniğini, intihar hattını veya bağımlılıktan kurtulma hattını arayanların kaydını telefon operatörü ve ilgili kuruluşlar tutuyorlar. Arayanlar arasında ünlü sporcunun bir yakını varsa bu kaçırılmayacak bir fırsata dönüşebiliyor.
Veri toplayıcıları herhangi bir cihazdan yapılan cinsel dozlu ürün aramalarının kimler tarafından yapıldığını biliyor.
Bu tip aramaları internet ortamında yapmak tamamen yasal olsa da, bu bilginin gün yüzüne çıkması durumunda, içinde yaşadığımız toplumun gözünde farklı bir insan olacağımız aşikar.
Hele bu kayıtlar ünlü bir sporcuya aitse, gerisini siz düşünün.
Şöhret olmadan yıllar önce bile yapılan aramalar, başa bela olabiliyor.
Ünlü sporcunun siteye koyduğu aile yemeği fotoğrafında on altı yaşındaki çocuğunun elinde bir kadehle çıkması, reşit olmayan birine alkol verdiğinin kanıtını da sunmuş oluyor. Ayıkla pirincin taşını.
Ünlü sporcu ve eşinin çocuklarına okul kıyafeti alırken, ünlü mağaza içinde çektikleri fotoğraflar, eğer fiş veya fatura alınmadıysa, vergi kaçırdıklarının bir kanıtı olabiliyor.
İnsanların muhtemelen saklayacakları bir şeyler var, sadece ne olduğunu bilmiyorlar.
Yeni ortaya çıkan girişimlerden bazıları sosyal ağlarınızdaki arkadaşlarınızın kalitesini ölçerek kredi risk puanınızı belirliyor.
Kredi borcu olan veya gecikmeli ödeyen biriyle arkadaş olup olmadığınız ve onunla ne kadar sık görüştüğünüzü belirleyebiliyor.
Sonuç olarak uzmanlar uyarıyor, hem sizin hem de ünlü sprocunun kredi notu sırf böyle biriyle arkadaş olduğu için düşebiliyor.
Kankalarınız bedavacı tiplerdense, sizin de öyle birisi olduğunuza kesin gözüyle bakılıyor.
Bu nedenle ünlü sporcuları kulüpleri uyarıyor. Aman diyeyim düzgün insanlarla arkadaş olmaya bakın.
Carol Todd, Dan Goodin’in makale ve kitapları ile daha fazlasına ulaşabilirsiniz.
ARTUN TALAY
