Ankaragücü, ligin ilk yarısını 3 puanla bitirebilir, ikinci yarıda çok daha umutlu olabilirdi.
Maçı 2-0’dan 66 ve 84’de gelen Scarione golleri ile 2-2’ye getiren Ankaragücü, son dakikalarda galibiyet golünü de bulabilirdi.
Bunun için, belki de hakemin maçı 4 dakika yerine 5 dakika uzatması bile yeterli olacaktı!
Yani Ankaragücü’nün, o gol için bir dakikaya daha öylesine ihtiyacı vardı ki..
İşte o bir dakika belki de Ankaragücü’ne 3 puanı getirecek, daha fazlası, ligin sonunda Ankaragücü bu puanla ligde kalacaktı.
80 dakika bir kişi eksik oynayan rakibi karşısında, topu topu bir dakika daha oynanamaz mıydı maç?
Herkes, hakemin üzerine yürüdü maçtan sonra…
Baş rolde ise teknik direktör Mustafa Kaplan vardı…
Bir dakika eksik oynattın diyordu hakeme.
10 kişi oynayan rakibe karşı bir dakika öylesine önemliydi ki.
Oysa bir dakika için hakeme yalvaran aynı Mustafa Kaplan, tam 52 dakikasını göz göre göre yemişti Ankaragücü’nün.
Rakip 10. dakikada 10 kişi kaldıktan sonra, stoperde sallanan, rakibini tutamayan Alihan’ın yerine orta sahaya bir oyuncu almayı, 57’inci dakikaya kadar düşünmemiş, en önemli dakikaları har vurup, harman savurmuştu Mustafa Kaplan.
Zamanın büyük bölümünü, hakem değil, aslında 10 kişi kalan rakibe karşı takımın düzenini değiştirmeyerek kendisi çalmıştı.
Alihan’ın savunma yaptığı sanılan bölgeden iki gol gelmesine rağmen, Mustafa Kaplan ikinci yarıya da aynı kadro ile çıkarak, dakikaları rakip lehine eritmeye devam etti.
57’de gelen Alihan, Scarione değişikliği sonrası, Scarione iki hayati gol bulmasının yanında, önde baskı ile rakibi kendi sahasından da çıkamaz hale getirdi.
Bu değişiklik erken yapılsa, ne goller yenirdi, ne de Ankaragücü maçın sonunda hakeme bir dakika için yalvar yakar olurdu…
Hadi bunu geçtik, en kıymetli dakikalardı son dakikalar…
Ne akla hizmet oyuna 5 dakika kala Sadaev’i aldın…
Adam kütük gibi…
Ankaragücü atak tazelerken onu itti, faul, bunu itti faul…
Maçın son 5 dakikasını da yaptığı aptalca faullerle bu oyuncu yedi.
Sonra Mustafa Kaplan önde herkes, hakeme bir dakika daha oynatabilirdin diye itiraz etti…
Oysa, zamanın büyüğünü Mustafa Kaplan’ın yanlış kararları zaten yemiş bitirmişti.
BESİM GÜÇTENKORKMAZ