Muharrem Koç’un ani vedasının ardından görüşlerini aldığım arkadaşları şunları söylediler:
CEVRİYE GÖREN: Spor ve Türkiye’nin modernizasyonu üstüne birçok proje hazırladı. Ankara Spor Akademisi’nde beraber okuduk. Yıldırım Beyazıt Lisesi halter takımından milli takıma kadar yükseldi.
22 yıl İsviçre’de kaldı. Görme engelliler dağcılık ve çok sayıda proje üretti. Dağcılık il spor temsilciliği yaptı. Pozitif ve enerji doluydu. Sanki melek olup uçtu gitti.
ŞEREF ÖNAY: İsviçre dönüşü beni aradı. Ankara’da görev yapıyordum. Antalya’ya onun yanına taşındım. Ankara’da bowling salonu kurmak istiyordu. İsviçre’den kredi bulmuştu. Yetkililerle görüştük. Beş yüz otoparklı bowling salonu projesini onlara anlattı. Birkaç ay sonra ilk bowling salonu Atatürk Orman Çiftliği yolunda kuruldu. Türkiye’deki tüm AVM’lerin alt katında kurulan bowling salonları ondan esinlendi.
Barselona, Singapur ve ABD’deki akvaryumları inceledi. Antalya’da denizden girmeli akvaryum projesini belediyeye verdi. Ankara’da çeşitli belediye başkanlarına bu projeyi verip anlattı. Türkiye’de kurulan tüm akvaryumların proje babasıydı.
Kent içi ulaşım teleferik projesini belediye başkanlarına birçok ilde ve ilçede anlattı. Bazı belediyeler ilçelerinde teleferik yaptılar.
Ankara için kenti öne çıkaracak projesi vardı. Kenti Hıdırlık Tepe popüler hale getirecek projeyi “Dev Bir Sandalye” olarak tasarladı.
Eyfel Kulesi neyse sandalye projesi o olacaktı. İçinde dükkanlar, kafeler, sinema, tiyatro, müze ve hızlı asansör sistemi olacaktı.
Ankara’da büyük bir meydan olmadığı için Ulus ve çevresinin tarihi doku korunarak nasıl büyük meydan haline getirileceği projesini yetkililere verdi.
Ufku çok geniş insandı. Resim yapıyor, şiir yazıyordu. Hiç kimsenin ilgilenmediği tarihi müzik aletleri belgeselini Kültür Bakanlığı için çekti. Kopuzu gitti inceledi, dönüşünde Türkiye’nin gündemine taşıdı. Türkmenistan ve Kırgızistan’dan önemli bilgiler getirdi. 17 müzeyi çeşitli illerde kurmak istiyordu.
Son on yıldır ne kadar evine kapanmış, ölümü bekleyen emekli insan varsa onları evlerinden çıkardı. Onları hayata bağlamak için dağ yürüyüşleri organize etti.
11 görme engelli çocuğu önce Antalya’da eğitti. Sonra onları götürdü ve Ağrı Dağı’na çıkardı.
Müthiş enerjik bir arkadaşımdı. Hemen hemen bütün proje görüşmelerinde yanında tanık olarak bulunmanın onurunu yaşadım.
KORHAN ÖZGÜL: Akademide ve halterde çok sevilirdi. Ben hentbolcuydum. Şu an Beşiktaş’ta ve federasyonda hentbola katkımı sürdürüyorum. Aynı şeyleri tekrar etmek istemem. Antalya’da dağcılık kulübünü çok geniş bir potansiyele ulaştırdı. Öğrencilerinin bazıları ultra maratonlar, maraton yarışlarını organize etmeye başladılar.
Hep yol gösterip, ön açtı. Son iki yıldır akciğer kanseriyle mücadele etti.
Antalya Doğacı Köyü’nde yaşıyordu. Eşine yaşamını sürdürecek imkanlar bıraktı. Antalya Doğacı Köyü’nde toprağa verildi.
Haklarımız helali hoş olsun.
İBRAHİM BULUT: Akademi yıllarında çok iyi yüzdüğü için, 19 Mayıs Havuzu’nda yaz sezonlarında cankurtaranlık yapardı. Halteri çok severdi ve başarılıydı.
İsviçre dönüşü Türkiye’nin modernizasyonu için birçok proje ile geldi.
Antalya’ya gittiğimde onun dağcılık ve çevre yürüyüşlerine katılırdım. Her yürüyüşte birinin doğum gününe denk getirir, kutlamalar düzenler ve yürüyüşleri daha eğlenceli hale getirirdi.
Kaya tırmanış grubu vardı. Bir kayaya annesin adını vermişti.
Hem spor hem de ülkenin modernizasyonu ile ilgili birçok projesi vardı.
Saygıyla anıyorum.
ARTUN TALAY
