Ankaragücü, Mesut Bakkal yönetiminde çıktığı ikinci maçta önceki karşılaşmaya kıyasla sahaya tamamıyla revize edilmiş bir savunma hattıyla çıktı. Ancak bu yapısal değişiklik, oyunun bütününe anlamlı bir katkı sunamadı. Özellikle ilk 15 dakikada topa sahip olma oranında üstünlük kuran Başkent temsilcisi, bu kontrolü devrenin kalanında sürdüremedi.
Maçın başlarında önde baskıyı daha organize ve diri yapan Ankaragücü, topu rakip yarı alanda tutmakta başarılı gözüktü. Cephas’ın kanat aksiyonları, bire birde etkili performansı ve Owusu’nun hücumda olduğu kadar savunmada da gösterdiği yüksek iştah, bu bölümde takımın artıları arasındaydı. Nitekim gol de Cephas’ın kenar aksiyonu ve Owusu’nun kafasıyla geldi.
Buna karşın Ankaragücü savunması, özellikle duran toplarda adam paylaşımı konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Rakibin ilk golü de bu tür bir eşleşme hatasından doğdu. Savunma hattında Mahmut Tekdemir tercihi, tecrübesine yapılan bir yatırım olarak göze çarpsa da, kademe hataları ve yanlış alan savunmaları, takım savunmasını kırılgan hale getirdi.
Mesut Bakkal’ın oyun planında dikkat çeken bir detay da ilk yarıda stoper ve beklerin arasına Osman’ı yerleştirerek derinlik kazandırma çabasıydı. Ancak bu strateji, hem fiziksel yorgunluk hem de oyunun evrilmesiyle ikinci yarıda anlamını yitirdi. Savunmadan çıkarken yapılan basit top kayıpları, Pendikspor’un yüksek tehdit oluşturduğu anlara dönüştü.
İkinci yarıya oyuncu değişikliği olmadan girilmesi ise tartışmalı bir tercihti. Özellikle Cephas’ın yerine giren Ali Kaan’ın getirdiği dinamizm, bu değişikliğin daha erken yapılması gerektiğini gösterdi. Yine maçın son bölümünde kanatlardan gelen ortaların daha efektif kullanılabilmesi adına Nico Schulz’un da oyuna dahil edilmesi, kağıt üzerinde doğru bir hamle olabilirdi.
Maç boyunca hücum organizasyonlarında bağlantı oyuncusu eksikliği net şekilde hissedildi. Bajic, ceza sahasında çoğu zaman yalnız kaldı ve servis eksikliği nedeniyle etkili olamadı. Özellikle Yusuf Emre’nin yumuşak oyunu ve etkisiz görüntüsü, takımın merkezden üretkenliğini oldukça zayıflattı. Hoca da bu sıkıntıyı görmüş olacak ki Yusuf Emre’nin yerine Laura’yı alıp Owusu’yu ortada denedi. Bu değişiklik takımı önde daha etkin hale getirse de beklenen etkiyi tam anlamıyla yapamadı.
Pendikspor ise skor üstünlüğünü aldıktan sonra ikinci yarının büyük bölümünde bloklar arası mesafeyi iyi koruyarak oyunu kontrol etti. Zaman zaman önde pas organizasyonlarıyla rakip sahada tehdit oluştursalar da, son bölümde tamamen savunmaya çekilerek Ankaragücü’nün kenar ortaları ve duran toplarla bulmaya çalıştığı pozisyonlara karşı disiplinli kaldılar.
Sonuç olarak, Pendikspor adına kritik bir üç puan daha haneye yazılırken, Ankaragücü için çanlar çalmaya devam ediyor. Mesut Hoca’nın kadroda yaptığı radikal değişimlerin, oyun gücüne net bir etki yaratmadığı bu maç özelinde açıkça görüldü. Her maçın final olacağı bir dönemde Mesut Hoca’nın doğru kadroyu çıkartabilmesi için elini daha çabuk tutması gerekliliği görülmüş oldu
SEÇKİNCE