Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Akhisarspor’a 3-0 mağlup oldukları maçın ardından çok sert ifadelerle maçı değerlendirdi.
Terim, ‘böyle git-gellerden hiç hoşlanmıyorum’ diyerek takımı eleştirdi.
Fatih Terim’in açıklamalarından satır başları…
“Maç öncesi tedirginliğimi ifade etmiştim. Konsantrasyon eksikliği olur mu diye. Rotasyon yapmadık, çalışılmış bir kurgu değişikliği var. Bu kurgu tutarsa eksik olduğumuz yeri ikinci alternatifle kapatırız diye düşündüm.”
“İlk yarı sonuna doğru oyunu domine ettiğimiz söylenebilir. Oyuna hakimdik artık devre sonu penaltı kaçtı, belki başka bir şey olabilirdi. İkinci yarı için söylenecek bir şey yok. Hiç beklemediğim bir şey.”
“Hiç hoşlanmıyorum bunlardan, böyle git-gelleri sevmem açıkçası ama bazen bunlarla karşılaşıyoruz. Karşılaşmamak için gereğini yapacağız. Olmadı, maalesef.”
“Bunu çok komik buluyorum. Koca Galatasaray’ın içi dışı yok. Dışarıda çimler mi değişiyor, ne değişiyor? Her yerde seyircin var. Galatasaray’a gelmiş oyuncu deplasmandan çekiniyorsa zaten burada işi yok.”
NEDEN KORKUYORSUN?
“İçeride iyi oyun, dışarıda kötü oyun, öyle değil. Penaltıyı atamazsan, hatalı golü yersen, deplasman fobisi olmaz bunu. 18 yaşındaki oyuncu oraya karakterini koyuyorsa sen de koyacaksın.
Neden korkuyorsun? Akhisar seyircisi bağırdı diye mi? Taşkınlık da yapmadılar, bir şeyler yapmadılar. Neden korkuyorsun o zaman? Yorgunluk varsa onların konuşması lazım, senin konuşacak hiçbir şeyin yok. Mücadele etmeden, futbolun gereklerini sahada yapmadan hiçbir şey olmaz. Yoksa bunda deplasmandı, iç sahaydı, Avrupa’ydı hiçbir şey yok. Bunları halledeceğiz. Lig içinde, takım içinde, ocak ayı içinde halledeceğiz. Olmadı sezon sonu halledeceğiz.”
“Ben her şeyi kabul ederim, rakibe de saygı duyarım, tebrik ederim, kardeşimi de gidip tebrik ettiğim gibi. Ama Galatasaray mağlup olurken bunun hakkını verecek, bunun dışındaki mağlubiyetlere itiraz ederim içeride. Galatasaray ufak tefek bahanelere sığınmayacak. Değişmiş bir kurgu denemesidir, bana göre ilk yarıda tutmuştur. İkinci yarı tutmamıştır. Sadece Eren’in üzerine gidersek diye düşünülmüş bir kurgudur. Lokomotiv’le oynadık, yorgunluk diye bir şey yok.”
