Yeter artık yeter ya!
Çıldırmamak elde değil.
Her maç yazıma skorla başlarım, bu yazıya skoru hatırlatmakla başlamaya bile utanıyorum.
TFF 1. Lig’in sözde en pahalı kadrosuna sahipsin, küme düşmesi yüzde 90 garanti takımla oynuyorsun, kazansan camian rahatlayacak, kaos bitecek…
Bu maçta bile bu kadar ruhsuz oynamak nedir ya!
Bu camia gencecik iki evladını şehit verdi.
Eren ve Mert’in anıldığı bir günde; onların kemiklerini sızlatacak vurdumduymazlıktan utanacak kimse yok mu bu takımda?
Sahadaki futbolcu ruhsuzsa, maçı kazanmak için en ufak tepki vermiyorlarsa iki nedeni vardır.
Ya paralarını alamıyorlardır ya da teknik direktörü istemiyorlardır.
Futbolculara paralarının ödenip ödenmediğini sorup duruyorsunuz.
Ortada bir yönetim yok ki sorup öğrenelim.
Aslına bakarsan bu sorunun yanıtını öğrenmek için acar gazeteci olmaya falan da gerek yok.
Medya okur yazarı olmak yeterli.
Ankaragücü’nün sezonun ikinci yarısında listeye yazmadığı Kevin Varga, Macar basınına 4 aydır maaş alamadığını söylüyor.
Renat Dadashov, maaşı ödenmediği için sözleşmesini tek taraflı fesih edip gidebiliyor.
Bu oyunculara ödeme yapmayan bir yönetim diğerlerine mi yapacak?
Bu futbolcular öncelikle maaşlarını alamadıkları için küskün.
Maaşını alamayan küskün futbolcuyu oynatmak zordur, çok büyük teknik direktörlük becerisi gerekir.
Mustafa Dalcı’nın futbolcularla ilişkisi nasıldır bilinmez ama ortadaki futbol, futbolcuların onun için de oynamaya niyetlerinin olmadığını gösteriyor.
Geçen hafta Bandırmaspor karşısında 4-0’lık net skorla galibiyet elde edilse de oynanan futbolun çok berbat olduğunu yazdık.
Bu sezon Ankaragücü için sadece Alanyaspor kupa maçında umutlandım.
Gencecik futbolcuların nasıl yürekten oynadıklarını hepiniz gördünüz.
Tur atlamak için mutlak galibiyete ihtiyacı olan, tüm kozlarını kullanan Alanyaspor’a yenilmeyen bir takım, Adanaspor’a mı yenilecekti?
Tüm camiayı gelecek adına umutlandıran o kadrodan bir genci bile Adanaspor maçında sahaya sürememek nasıl bir korkudur anlayamıyorum.
Aylardır Türk futbolunda bir yapıdan bahsediliyor.
Onların bahsettiği hakemler, MHK ve futbol federasyonu.
O yapının kazananları hep İstanbul takımları ve Trabzonspor.
O yapı için Anadolu takımları sadece figürandır.
Türk futbolunu asıl yiyip bitiren, Anadolu kulüplerinin ocağına incir ağacı diktiren, onlarca Anadolu takımının kapısına kilit vurduran ise Ankaragücü’nde de görülen yapıdır.
Bu yapı, önce kulüpleri altından kalkılması imkânsız şekilde borçlandırır.
Sonra da niyetleri iyi olsa da futbol akılları sıfır, tek özellikleri siyasi iktidara yakınlık olan kişilerle kulübü ele geçirir.
Süper Lig’de Samsunspor, Eyüpspor, Göztepe, Sivasspor, Kasımpaşa dışındaki tüm Anadolu kulüpleri bu yapı tarafından ele geçirilmiş durumda.
TFF 1 Lig’e bakıyorsun sadece Karagümrük, Gençlerbirliği, Keçiörengücü bu yapıya teslim olmamış.
Yapıya teslim olmayan takımların ortak özelliği, tamamında futbol aklının olması, sportif başarıyı yakalamaları.
En yakından Beştepe’den örnek verelim.
Sen milyarlarca lira harca, borçlan, önce Süper Lig’den düş, şimdi de TFF 1 Lig’de düşme potasına gir.
Beştepe’deki komşun, senin beşte bir bütçen ile 10 maçtır yenilmeyen, Süper Lig’in en güçlü adayı, muhteşem futbol oynayan takım yaratsın.
Ankara’daki diğer komşun, hemen her sezon kulübün tüm giderlerini karşılayacak bir yetenek keşfetsin.
Bu yapının başarılı olduğu takımlar yok mu?
Elbette var.
Mesela Süper Lig’de Başakşehir, son 2 yıldır da Çaykur Rizespor, TFF 1. Lig’de Kocaelispor, Erzurumspor.
Ortak özellikleri; yapıya teslim olsalar da futbol aklı olan kişilerce yönetilmeleri.
En azından teknik direktörlerinin yukarıdan atamayla gelmemesi.
Ankaragücü başarılı olmak istiyorsa öncelikle bu yapıdan kurtulmalı.
Bunun için de bir an önce olağanüstü genel kurul yapılmalı.
Öyle sezon sonunda, Mayıs ayında falan da değil.
Yasaların izin verdiği en kısa zamanda.
Efendim, genel kurul kararı alınırsa yönetim elini cebine atmazmış.
Zaten atmıyor ki.
Yapın artık şu kongreyi bırakın gidin.
Düşün artık şu camianın yakasından.
Bu takım küme düşecekse de yapının piyonlarıyla değil, kendi evlatları ile sonuna kadar direnerek düşsün.
METİNER ERDEM
