Ankaragücü, sezonun en istekli futbolunu oynadığı maçta Galatasaray’ı 1-0 mağlup etti.
Rakibin adı Galatasaray olunca galibiyet daha anlamlı oluyor.
As oyuncuları olmasa da, son galibiyetini 130 gün önce alsa da, son 4 maçını kaybetse de, pandemi döneminin en çok gol yiyen ekibi olsa da nihayetinde Galatasaray, Galatasaray’dır.
Ankaragücü, Galatasaray maçına Mustafa Reşit Akçay’ın kulaklarını çınlatırcasına 11 yabancıyla başladı.
Vitrin maçı olduğu için, futbolcuların üst düzey performans göstereceğini bekliyorduk.
Nitekim de öyle oldu.
Maçın başlama düdüğünden bitiş düdüğüne kadar her anında Ankaragüçlü futbolcular sahada basmadık yer bırakmadılar.
Son vuruşlar etkili olsa, Galatasaray’ı üçlük-beşlik yapar evine gönderirlerdi.
17’lik Emin Bayram’ın yaptığı o büyük hata olmasa, neredeyse şu maç bile kazanılamayacaktı.
Saba’nın, Michalak’ın, Orgill’in, Scarione’nin dağlara taşlara gönderdikleri vuruşlar sayesinde Fatih Terim, Eryaman’dan başını öne eğmeden ayrıldı.
Son 8 maçtır gol atabilen Ankaragücü’nün en büyük sıkıntısı, kalesini gole kapatamamaktı.
Malatyaspor maçının ardından 12 maç sonra kalesini gole kapattı.
5 MAÇTA 5 PENALTI
Ankaragücü’nün dikkat çeken bir istatistiği de son 5 haftadır üst üste penaltı kullanması.
Süper Lig tarihine geçmiş de olabilir bu istatistik.
Sonunda hakemler de vicdana geldi.
Şaka ya şaka, nerede onlarda vicdan?
5 penaltının 5’i de tartışmasızdı da ondan verdiler.
Az buçuk tartışılacak yönü olsaydı anında iç ederlerdi o penaltıları.
Gerçi artık Ankaragücü yönetimi de hakkını iyi arıyor.
Bu yüzden biraz çekiniyorlar sanırım.
Ankaragücü yönetiminin hakkını aradığının en güzel örnekleri 2 haftadır çıkan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu kararları.
Geçen hafta Gerson Rodrigues, bu hafta da Sedat Ağçay tedbirli olarak kurula sevk edilmelerine rağmen, iyi savunma ve lobi ile sadece para cezasıyla kurtuldular.
GERSON AFFEDİLECEK Mİ?
Şimdi gelelim Gerson Rodrigues olayına.
Önce bir tespiti yapalım.
Gerson Rodrigues, Ankaragücü’nün mevcut kadrosunun en kariyerli, en iyi futbolcusu.
Buna rağmen takım onsuz da kazandı.
Sizce Gerson affedilmeli mi, bileti kesilip gönderilmeli mi?
Gerson ile ilgili hüküm vermeden önce bana bugün gelen bir anekdotu anlatayım.
Gerson, Dinamo Kiev’den 450 bin Euro bedelle kiralanan bir oyuncu.
Maaşını da Dinamo Kiev’den alıyor.
Ankaragücü ile kiralık kontratı sona erdi.
Monaco’nun Onyekuru’yu geri çağırdığı gibi, Dinamo Kiev de bir süre önce Gerson Rodrigues’i çağırdı.
Galatasaray Onyekuru için bir şey yapamadı, Ankaragücü de bir şey yapamazdı.
Ankaragüçlü yöneticiler Dinamo Kiev’i ikna etmek için çok uğraştı ama Ukrayna ekibi Nuh dedi, peygamber demedi.
Bunun üzerine Gerson Rodrigues devreye girdi, “Ben Ankaragücü’nü yarı yolda bırakmayacağım, bu takımı ligde tutmadan gelmem” dedi.
Sonunda Dinamo Kiev ikna edildi ve Gerson lig sonuna kadar Ankaragücü’nde kaldı.
Şimdi bu Gerson çok büyük bir hata yaptı.
Bu hata telafi edilebilecekken önce teknik direktör, “kimse armadan üstün değildir” diye bence haddini aşan bir ifade kullandı.
110 yıllık armanın namus bekçiliği sanki Deli İbrahim’e kalmış gibi altında ezilebileceği bir laf etti.
Arkasından bu sözden cesaret alan bazı futbolcular, sosyal medya hesaplarından Gerson’u aşağılayan paylaşımlar yaptı.
İşin ilginç yanı, bu paylaşımı yapan futbolcular haftalardır 1 dakika bile süre almamış bu takımda.
Neyse ki Başkan Fatih Mert sağduyulu yaklaşıyor olaya.
Ona da sordum ne olacak Gerson’un durumu diye?
Başkan Fatih Mert’in verdiği cevap aynen şöyleydi:
“Gerson bizim önemli bir oyuncumuz. İkinci Kaptanına karşı hoş görülmeyecek bir davranışta bulunmuştur. Şu an kadro dışıdır. Orta yolu bulmaya çalışırız. Umarım buluruz. Olmazsa, onsuz devam ederiz.”
Keşke İbrahim Üzülmez de başlangıçta aynı açıklamayı yapsaydı.
Sorun bu kadar derinleşmezdi belki o zaman.
Armaya olan aidiyet duygusunu ispat etmiş Gerson Rodrigues’in gözden çıkarılmaması düşüncesindeyim.
Hem de Dever Orgill’in cezalı olduğu haftada.
Gerson Rodrigues’in de maçtan sonra takımın galibiyet pozunu paylaşması bir nevi özürdür.
Yaptığından pişman olduğuna, kaptanından ve takımdan ayrıca özür dileyeceğine inanıyorum.
Başkan Fatih Mert, yöneticilik tecrübesini kullanarak bu sorunu aşacaktır.
DENİZLİSPOR MAÇINDA FORMA GİYMEK İSTEYEN YÖNETİCİ
Son olarak maçtan sonra Başkan Fatih Mert’i beklerken kulak misafiri olduğum bir diyalogu anlatarak yazıyı bitireyim.
Stat dışında yöneticiler toplanmış, herkes çok mutlu, espriler havada uçuşuyor.
Yöneticilerden Faruk Koca da orada.
Antalyaspor maçını da kazanacaklarına yürekten inanıyor.
Faruk Bey’in herkesi gülümseten ifadesi aynen şöyle: Antalya maçını da alsınlar, Denizli’de artık çıkar ben bile oynarım.
Anlayacağınız Faruk Bey oldukça umutlu.
Zaten ne diyorlar?
Ankaragücü’nde en son umutlar ölür.
Umarım bu çilekeş taraftarlar, Denizlispor-Ankaragücü finali görür.