Hımbıl, ekran başındaki izleyicileri uyutacak kadar temposuz kötü oyunun bedelini Konyaspor’a yenilerek ödedi Fenerbahçe.
Portekizli teknik direktör Jorge Jesus ve çok sayıda oyuncu transferi ile sezonun “en sükseli takım” niteliği kazanan Kanarya, Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde savaştan ötürü yurdundan ırak, eski gücünden çok şey yitiren Ukrayna takımı Dinamo Kiev’e elenerek taraftarını düş kırıklığına uğratmıştı. Devler Ligi’ne veda edilmesine karşın, Ukrayna ekibine karşı her iki maçta sahaya yansıtılan oyun umut vericiydi.
Nitekim UEFA Avrupa Ligi grup elemelerinde ve Süper Lig’in ilk üç maçında çok gol atarak sağladığı yengilerle taraftarı oldukça hoşnut etti Kanarya. Bir anlamda Jesus’un temel ilkesi sürekli basan, tempolu oyun ve çok gol atan takım şekillenmeye başlamıştı. Savunma hattı çok açık verse, goller yense de taraftar yıllardır özlediği akıcı oynayan ve durmaksızın koşan takım izlemekten keyif almaya başlamıştı. Ta ki dış sahada Konyaspor karşısındaki 1-0 yenilgiye dek.
Sezon başı olmasından ötürü bir ölçüde bu yenilgi olağan karşılanırdı. Zira boyu uzun ligde daha çok maç kazanılacak, eşitlikler olacak, iş kazası yenilgiler de alınacaktı. Ancak taraftarın asıl canının acıtan Konyaspor karşında son derece uyuz, isteksiz, ne yaptığını bilmeyen, koordine olamayan, hatalarından ötürü birbirine bağıran takımın sahadaki varlığı idi. Jesus bile tanımakta güçlük çekti oyuncularını, adeta çıldırdı. Öyle ki taç atmakta ağır davranan Osayi Samuel’i fırçalamaktan kaçınmadı.
“Her şerde bir hayır vardır” derler. O misal bu yenilgi belki de bir uyarıdır Fenerbahçe teknik heyetine. Kuşkusuz, Portekizli Hoca’nın rotasyon tutkusu önemli rol oynadı yenilgide. Avrupa maçlarına ayrı, lig maçlarına ayrı kadro ile çıkmak, bir önceki maç 11’inden bir sonraki maçta 7 oyuncuyu kesmek taşların yerine oturmasını geciktiriyor.
Jesus, yaptığı açıklamalarda rotasyonun önümüzdeki karşılaşmalarda da süreceğini açıkladı. Anlaşılan her maça çok farklı kadrolarla başlanacak. Tutarsa iyi. Aslında oyuncunun dinlenmesi ve fiziğini yenilemesi adına olumlu. Lakin bir önceki maçı kazanan takımdan 7-8 oyuncuyu bir anda kesmek işleyen makinenin dişililerine çomak sokmaktan ne farkı olabilir ki?
Elbette son söz ve yetki Jesus’da. Rotasyon ardı ardına yengiler getirirse ne ala. Tutmaz ve yenilgiler sökün ederse işte o zaman işi hiç de kolay olmaz Portekizli Hocanın. Zira 2014 yılından bu yana şampiyonluk özlemiyle yanıp tutuşan, o senenin bu sene olduğuna inanan taraftar hocayı da yönetimi de rahat bırakmaz tefe koyar. Umarım Konyaspor yenilgisi Jesus ve oyunculara ders olur.
Neredeyse transfer sezonu sonlanmak üzere yönetim ivedi gereksinim duyulan golcü oyuncuyu takıma hala katamadı. Valencia üç maçta 6 gol atsa bile takımın temel golcüsü olmadığı gerçeğini saklayamaz. Serdar Dursun ise iyi niyetli, ancak son derece yetersiz. Gözler Valencia’dan gelecek Gomez’de.
İhtiyaç duyulan bir transfer de mevcut ağır savunmanın göbeğine alınacak oyuncu. Zira çok yavaş futbolculardan oluşan savunma hattı hiç güven vermiyor. Kasımpaşa mücadelesi dışında her maçta goller yenmesi bunun göstergesi.
ŞÜKRÜ KARAMAN