Süper Lig’in 13. haftasında Galatasaray’a konuk olan Gençlerbirliği 3-2 yenilerek evine puansız döndü.
“Eğri oturalım doğru konuşalım.”
Maçı izleyenlerin büyük çoğunluğu Gençlerbirliği’nin sahadan beraberlikle ayrılmasına şaşırmazdı.
Bir yanda halen Lig lideri, Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’i kovalayan, dünya yıldızlarını barındıran, piyasa değeri 310 milyon Euro’luk Galatasaray, bir yanda yıllardır maaş ve yönetim kavgası yaşayan 23 milyon Euro’luk Gençlerbirliği.
Bütün bu ve benzeri sıkıntılara karşı Gençlerbirliği’nin özellikle 10 kişi kaldıktan sonra verdikleri mücadelesini, oyuncuları ve hoca Volkan Demirel’i kutlamam gerek.
Gençlerbirliği hocası, Galatasaray karşısında, “Kocaeli nasıl puan aldıysa ben de alabilirim” diye düşünerek “Yenemiyorsan yenilme” mantığıyla kale önüne 5’li, 4’lü duvar ördü, oyunu dar alana soktu.
Gençlerbirliği, Galatasaray’ın katı defansını aşamaması, oyunu kenarlara yayamaması üzerine ilk yarıdaki ender ataklarından birinde Nyang ile golü bulmasıyla ilk yarıyı 0-1 önde tamamlamayı başardı.
Gençlerbirliği ilk yarıda gol dışında Galatasaray sahasına giremezken, Galatasaray’da Gençlerbirliği sahasında çıkmadı.
Tahmin ediyorum Volkan hoca da oyuncularından soyunma odasında aynı kara düzenin devamını istemiştir.
Ama rakip Galatasaray olunca evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Karşılaşmanın istatistiklerine bakınca da durum daha net ortaya çıkıyor.
Galatasaray, topa sahip olma oranlarında yüzde 78’e, 22 gibi bir farka sahip.
Ancak Metehan’ın 77.dakikadaki golü sonrası Gençlerbirliği üzerindeki ölü toprağı atıldı.
Takım, 10 kişi kalmasına karşın 11 kişi gibi oynamaya başladı.
Son 10 dakikada beraberliği kollayan Gençlerbirliği’nden Metehan 85.dakikada kale önündeki serbest vuruşu değerlendiremeyince de konu kapandı.
Maç sonu spor kanallarında yorumcuları dinledim. Ne yazık ki hiçbiri dar kadro ve bütçesiyle ve onuruyla 10 kişi kalmasına karşın mücadele azmini kaybetmeyen Gençlerbirliği oyuncularından bahsetmedi, çok da umurlarında olmasa da onların adına üzüldüm.
AHMET TEMÜRTÜRKAN




