Aman Alah’ım ne ilk yarıydı öyle…
Sanki İngiltere Premier Lig ya da İspanya La Liga maçı.
Futbolun tüm güzelliklerini sadece Ankaragücü değil, ev sahibi Antalyaspor da sahaya yansıttı.
Her gol zeka doluydu.
Her gol beceri doluydu.
Ankaragücü’nün ilk golünde Canteros’un ara pası neydi ya öyle?
Ya Orgill’in nefis son vuruşu!
İkinci golde Pinto’nun 40 metreden öldürücü asisti…
Asisti diyorum, çünkü gol Orgill’e yazılsa da asıl sahibi Tyler Boyd’du.
Orgill’in ilk goldeki, Boyd’un ikinci goldeki teknik vuruşlarını, aşırtmaları uzun yıllardır liglerimizde görmüyorduk.
Hem bizim için nostalji oldu hem de gözlerimizin pası silindi.
Antalyaspor’un ikinci golü de muhteşemdi.
Nazım, içindeki Messi’yi çıkardı adeta.
Messi’nin gollerini aratmayacak güzellikteydi.
Ankaragücü’nün üçüncü golüne ne demeli?
Bu kez Messi rolünü Pinto üstlendi.
Pinto’nun çalımlarla rakip defansın dengesini bozup attığı muhteşem ara pası, 6 Antalyasporlu arasından Orgill ile buluşturmayı başaran Boyd, bu gecenin yıldızı olacağını o asistle ilan etti.
Boyd, dördüncü golün de hem hazırlayıcısı hem de bitiricisi olarak eşine kolay kolay rastlanmayacak bir performansa imza attı.
………………..
Hani Büyük Önder Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik, aynı zamanda ahlaklısını severim” sözü var ya.
Dün Ankaragücülü futbolcular, zeki ve çevikliklerinin yanı sıra ne kadar ahlaklı olduklarını da sahaya yansıttılar.
İkinci yarıya önde girmesine karşın Ankaragücü’nün hiçbir futbolcusu oyunu çirkinleştirecek bir harekette bulunmadı.
Kaleci Altay’a tepki gösterildi ama kale vuruşu ya da degaj yapmadan önce arkadaşlarının yerlerini almalarını beklemek bir kalecinin görevi zaten.
Orgill her golünün ardından sevincini takla atarak gösterir.
İkinci golde Boyd’un zaten kaleye girmekte olan topuna bir forvet refleksiyle dokundu.
Gol, Orgill’e yazılmıştı ama o da biliyordu ki asıl sahibi Boyd’du.
Birinci ve üçüncü golde taklasını atan Orgill, ikinci golde arkadaşına saygısından dolayı golü üstlenmedi, taklasını atmadı.
İşte Atamız’ın sözünü ettiği zeki, çevik aynı zamanda ahlaklı sporculuk bu!
Bravo Orgill.
…………………
Bir bravo da teknik direktör Mustafa Kaplan’a.
Bu hocaya “kral” lakabı takılmış ya, boşuna takmamışlar.
Kral herkese futbol dersi verdi.
İkinci yarı başlıyor, takım 3-2 galip, skoru korumak istiyorsa ne yapar teknik direktörler?
Cevap basit, hep bunu görüyoruz zaten.
Takımdaki hücum oyuncularını çıkarıp yedekte ne kadar defans oyuncusu varsa oyuna alırlar.
Ama Mustafa Kaplan, yorulan ve her an ikinci sarı kartı görmeye meyilli olan Sedat’ı aldı, yerine daha ofansif bir oyuncu olan Moulin’i soktu.
Sacko, hem sağ hem de sol kanatta verimsizdi, çıkardı yerine yine daha ofansif İlhan’ı aldı.
Canteros merkez orta saha oyuncusu, on numara pozisyonunda oynayan Scarione ile değiştirdi.
“Kral”, skorun, defans oyuncularını sahaya doldurmadan da korunabileceğinin dersini verdi.
Umarım anlı şanlı teknik direktörlerimiz de görmüşlerdir.
………………….
Başarıdan da ders çıkarmak, takımın iyi yönleri kadar, eksik yönlerini de görmek gerekir.
Boyd, önce sol kanatta, ikinci yarıda da sağ kanatta ne kadar iyiyse Sacko kanatlarda o kadar kötüydü.
Yine çok top ezdi.
Kulusic, gününde değildi, Nazım’ın ikinci golünde müdahalede gecikti.
Hollanda’nın efsane oyuncusu Johan Cruyff’un bir sözü vardır:
“Futbol basit bir oyundur, zor olan onu basit oynamak.”
Bu sözü Djedje’ye her maç hatırlatmak lazım.
Djedje, basit oynadığında maçın adamı oluyor.
Ekstra işler yapmaya, topu ayağında tutup çalım atmaya başladığında ise canlı bomba.
Maalesef hala kendisini ilk yarıdaki Ankaragücü’nde zannediyor.
Hala her şey ondan bekleniyormuş havasında.
Birisi Djedje’ye eski çamların bardak olduğunu kulağına fısıldamalı.
Basit oyna, işini yap yeter Djedje.
……………………..
Mustafa Kaplan, artık ipleri eline aldı.
Geçen hafta oyundan çıkarken el kol hareketleri yapan Moke Antalya’da tribündeydi.
Umarım akıllanmıştır, o da bilmeli Ankaragücü’nün eski Ankaragücü olmadığını.
Herkesin alternatifi fazla fazla var.
Alternatif derken!
4 haftada 10 puan alınırken, hep Boyd ve Orgill’in performansları ön planda oldu.
Bundan sonraki maçlarda, rakip teknik direktörler bu iki oyuncuya özel önlem alacaktır.
Mesela Bursa maçında Samet Aybaba, iki oyuncuya da adım attırmamak için her tedbiri alır.
Mustafa Hoca’nın skora etki edecek alternatif isimler çıkarması gerekir.
………………
Ankaragücü taraftarı dün maçı ”cezaevinde!” izledi.
Hala iddia ediyorum Antalya’daki stadın misafir tribünü insanlık dışı.
Neyse ki mevsim kış.
Ağustos’un sıcağında orada nasıl maç izleneceğini, düşünemiyorum bile.
Tüm olumsuzluklara rağmen takımlarını 90 dakika destekleyen taraftara binlerce kez teşekkür edilmeli.
Takım da hem gollerde hem de maç biter bitmez taraftara koşarak, minnetlerini açıkca ifade etti.
Haftaya duygusal bir maç var.
İki kardeş takım karşılaşacak.
Bursa’daki maçta sahada kıran kırana bir maç izledik, Ankara’da da aynısı olacaktır
Ceza da yok, tribünlerde tek koltuk boş kalmayacaktır.
Benden uyarması: Aman bilet işini son dakikaya bırakmayın.
METİNER ERDEM