Koronavirüs, ülke ekonomilerini çökertti.
Doğal olarak futbol kulüpleri de etkilendi.
Uçurumun eşiğindeydiler, şimdi kol kola yuvarlanacaklar.
Ankaragücü Başkanı Fatih Mert’in tespiti çok güzel:
“Bizde değişen bir şey yok. Koronavirüsten önce hiçbir gelirimiz yoktu, şimdi de yok. Şimdi diğer kulüpler de bizim bulunduğumuz noktaya geldi.”
Çok haklı Fatih Başkan.
Kulüplerin en büyük gelir kaynağı yayın gelirleriydi, buharlaşmak üzere.
Koronavirüs salgını bir gün elbet bitecek ama futbol endüstrisinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ekonomideki çöküş, öncelikle her futbolcusuyla milyon euroluk sözleşmeler yapan dev bütçeli takımları etkileyecek, ardından da Ankaragücü gibi geçmişte yapılan hatalarla borç batağına sokulan kulüpleri.
Şirketler, bu tür kriz dönemlerinde yeniden konumlanırlar.
Krizi fırsata çevirmek için ellerinde malzeme varsa kullanmaya çalışırlar.
Ankaragücü’nün de yapması gereken bu.
Ankaragücü’nde son 5-6 yıldır gündem hep aynı: Futbolculara Borçlar, Transfer Yasakları.
Para olmayınca futbolcuya borçlanıyorsun, borcu ödemeyince de TFF’den, FIFA’dan yasak geliyor.
Kısır bir döngü yani.
Covid-19 pandemisi, tüm dünyada sözleşmelerin bozulmasını sağlayacak ciddi bir mücbir sebep olarak görülüyor.
Kulüpler bunu kullanıyor.
Süper Lig ekiplerini bırakın, Liverpool, Barcelona, Real Madrid, Manchester City gibi dünya devleri de futbolcularına, hatta çalışanlarına maaş ödeyemiyor.
Çalışanları zorunlu ücretsiz izne gönderiyorlar, futbolculardan da yüzde 70’lere varan maaş indirimi istiyorlar.
UEFA, eli mahkûm Finansal Fair Play’i askıya aldı.
Bu durum birkaç sezon sürer.
Kulüpler, ödenmeyen borçları olsa da yaptırıma uğramazlar.
Bunun anlamı, Ankaragücü de en az bir iki sezon transfer yasağı tehdidi ile karşı karşıya gelmez.
Gelelim sorumuza, Ankaragücü ne yapabilir?
1- Sözleşmeleri revize edebilir.
Liglerin akıbeti belli olur olmaz mutlaka futbolcuları görüşme odasına çağırmalı.
Özellikle sezon başı, zorunluluktan imzalanan yüksek bedelli sözleşmeler revize edilmeli.
Düşünebiliyor musunuz, Sadaev’in 300 bin Euro’ya (2,2 milyon TL) imza attığı bir kulüpte, Faty’si, Kulusiç’i, Pinto’su, Pazdan’ı kaç liraya oynuyordur.
Ankaragücü yönetimi transfer yasağını kaldırmak için geçen sezon 1, 2 ay oynadıktan sonra takımı yüzüstü bırakıp giden, sonra da 2-3 yıllık ücretlerini isteyen Kone, Bifouma, Hopf, Hourtaux, Mokhtar gibi onlarca futbolcuyla anlaşmıştı.
Transfer yasağını kaldıramama korkusuyla, birçok futbolcuya ciddi tavizler verilmişti.
Sarı Lacivertliler, koronavirüsü mücbir sebep göstererek bu futbolcularla da yeniden masaya oturmalı.
Transfer yasağı olmadığı sürece kozlar Ankaragücü yönetiminde olur, kullanmalı.
2- Küme düşmenin kaldırılması için lobi oluşturulmalı.
Ligin devam etmemesi, Ankaragücü’nü maddi anlamda çok rahatlatır.
Küçük ödemelerle futbolcuların bu sezonki hesabını kapatabilir.
Lig temmuz, ağustosta devam ederse, karşı karşıya kalacağı ekstra yükün altından çok zor kalkar.
FIFA, birkaç gün içinde yeni kararlar açıklayacak.
En önemlisi liglerin kaderinin federasyonlara bırakılması.
Yani, Süper Lig’de kalan 8 maçı oynatıp oynatmamak TFF’nin yetkisine bırakılacak.
Nihat Özdemir başkanlığındaki TFF, kendi kendine bir karar alabilir mi?
Tabi ki hayır.
Son kararı, her zaman olduğu gibi Külliye verecek.
Ankaragücü, Faruk Koca sayesinde Külliye’de sözüne önem verilen bir kulüp.
Ayrıca, Rizespor, Kayserispor, Konyaspor gibi etkin siyasetçilere sahip kentlerin takımları da düşme potasında.
Ankaragücü, bu kulüplerle birlikte etkili lobi çalışması yürüterek küme düşmenin bu sezon için kaldırılmasını sağlamalı.
Başkan Fatih Mert, her konuşmasında bu konuyu gündeme getiriyor ama Ankaragücü düşme potasında olduğu gibi sesini fazla yükseltemiyor.
Bu konuda biz medya mensuplarına, özellikle de siz taraftarlara çok büyük iş düşüyor.
Sosyal medya kampanyaları ile Ankaragücü yönetimine destek verilmeli.
3-Teknik direktör konusunda karar vermeli.
Lig devam ederse Ankaragücü küme düşer mi?
Cevabını vermek çok zor.
Hele de takımın başında Mustafa Reşit Akçay gibi ne yapacağı belli olmayan bir teknik direktörün varsa.
Ankaragücü’nün kadrosu, normal koşullar altında ligde beşincilikle, onunculuk arası sıra için oynayabilecek kapasitede.
Ama bu takım, şu an ligde 17. sırada.
Ankaragücü yönetimi, teknik direktör seçimleri dışında son derece başarılı işler yaptı.
Ama teknik direktör seçimlerinde sınıfta kaldı.
Fatih Mert yönetiminin göreve geldiği hafta Ankaragücü 9 puanla 16’ncı sıradaydı, üstünde 10 puanlı Göztepe, altında ise 8 puanlı Gençlerbirliği vardı.
Bu iki takım o hafta teknik direktör değişikliği yaptı, Gençlerbirliği şu an Ankaragücü’nden 5 puan, Göztepe ise 14 puan yukarıda.
Torun bakmak için kendini emekliye ayırmışken bir anda Ankaragücü teknik direktörü olan Mustafa Reşit Akçay, normal koşullarda bile bu kadroyu düşme potasından çıkaramazken, bu kaos ortamında ne yapacağı tam bir muamma.
Futbolcularla iletişimi giderek zayıflıyor.
Süper Lig’de üç İstanbul takımının takibindeki Saba Lobjanidze artık yedek, küsmüş durumda.
Hocanın gerekçesi kargaları bile güldürür.
“Malatya, Fenerbahçe maçlarında çok efor sarfetmiş, kendini bitirmiş.”
Artık 90 dakikayı tamamlayamayan Konrad Michalak’ın sonu da benzer olacak gibi.
Alihan tam formunu yakalamışken yedek bırakılıp, küstürüldü.
Gerson Rodrigues hocanın gözünde “teknik direktörlerin başının belası” oyuncu.
Lig maçları oynanırsa Mustafa Hoca’nın bu yükü kaldırabileceğine inanan kişi sayısı oldukça az.
Taraftarın büyük kesimi bu görüşte.
Tribünlerden gelen Ankaragücü yönetimi de taraftarın düşüncelerine önem verir.
Ancak ligin bitimine az bir süre kala hoca değişikliği yapmak riskti, o riski almak istemediler.
Şimdi şartlar değişti.
Korona krizi, teknik direktör konusunda da Ankaragücü yönetimine fırsat verdi.
Maçlar oynanmazsa bu sezon Ankaragücü için bitmiş sayılacak, rahatlıkla gelecek sezonun hocasıyla hemen bugünden anlaşma yapılabilir.
Liglerin devamı yönünde karar çıkarsa, mayıs ayı kampla geçecek, maçlar haziran-temmuzda oynanacak.
Gelecek sezon da ağustosta başlayacak.