Meslekleri ne olursa olsun kişiler isimleri, varsa lakapları ile tanınır, anılır.
Spor kulüpleri de armaları ve renkleri ile sporseverlerin ve taraftarlarının hafızasında yer eder.
Bazıları için hayatın tek rengidir tuttuğu takımın renkleri.
Giysilerini, tuttuğu takımın renklerinden seçen, evinin bir veya iki duvarını bu renkleri tercih ederek boyatan fanatik taraftarlarında olduğu gözlerden kaçmaz.
Spor malzemesi üreten kuruluşlar hem göz zevki hem de ekonomik çıkarları için spor giysilerinde renklere adeta hayat verir.
Çeşitli spor dallarındaki takımlar için üretilen formalar, eşofmanlar, tişört ve şortlar piyasada taraftarların beğenisine sunulur.
Takımlar için üretilen formalar üzerlerindeki figürlerle çeşitlendirilir.
Parçalı, çubuklu, enine veya çapraz çizgili, üzerinde kulübün arması olan olan tek renkli formalar takımların simgeleri olarak benimsenir.
Bu saydıklarımıza başka şekillerde ilave etmek olası.
Futbol takımları sahaya çıktığı zaman 2 oyuncunun formalarının diğer 20 futbolcudan farklı olduğu dikkat çeker.
Her iki takımın kendine özgü formalarının arasında bir başka renkten giysisi ile göze çarpan kalecilerdir.
Kaleci futbol sahasında ayrıcalığı olan oyuncudur.
Kuşkusuz belirli bir alan, ceza alanı içinde topu elle tutması veya yumruklaması, topu çelmesi en büyük ayrıcalığıdır.
Özel eldivenleri vardır.
Onu sahada şapkalı ve bazen eşofmanla görmek mümkün.
Kale, serbest ve penaltı vuruşu kullanabilir, taç atışı yapar. Ceza alanının dışında diğer oyunculardan farkı ortadan kalkar.
Bazı maçların son dakikalarında kazanılan köşe vuruşunda topa kafa vurarak beraberlik veya galibiyet golü İçin rakip ceza alanına gidebilir.
Güney Amerika liglerinde bir çok kalecinin kafa vuruşu ile attığı goller hatırlardadır.
Futbolda oyuncuların oynadıkları yere göre özellikleri vardır.
Dayanıklı olan, çabukluğu ile dikkati çeken, hızı, top tekniği iyi olan, toplara çok sert ve isabetli vuran, iyi sıçrayan, kafa vuruşları ile goller atan gibi daha da bir çok özellik sayılabilir.
Kalecilere gelince, ilk bakışta forma renkleri, şapkaları, eldivenleri ile fark edilirler.
Kalecinin atletik bir vücudunun yanı sıra, kararlı, cesur, zeki, önsezileri güçlü, zamanlamaları doğru, konsantresi üst düzey, fedakar ve liderlik vasıfları olmalı.
Bütün bunları bir araya getiren ve kendileri için iyi kaleci dedirten bir çok kaleciyi hatırlamadan geçemeyiz.
Hayatta olmayanları rahmet ve saygıyla anıyorum.
Sarı kaleci kazağı ile uçan kaleci olarak anılan Cihat Arman.
Sarı kazağı İle Fenerbahçe kalesinde 1939 – 1953 yılları arasında 308 maç oynamış sarı kaleci kazağından “sarı kanarya” Fenerbahçe’nin sembolü olmuş.
Futbolumuz bir dönem birbirinden iyi kalecilere sahipti.
Profesyonelliğin hayata geçirilmesi ve ardından Ankara, İstanbul ve İzmir profesyonel mahalli küme takımları, bugünkü Süper Ligin temeli olan Milli Ligde mücadeleye başladılar.
Galatasaray’da Berlin panteri Turgay Şeren. Yıllarca Galatasaray ve milli takımımızın değişmez yeri doldurulmaz ismiydi.
Aynı dönemde Galatasaray’dan sonra Beşiktaş ve Kasımpaşa takımında oynayan Bülent Gürbüz.
Fenerbahçe takımında Selahattin Ünlü, Şükrü Ersoy, sonra Özcan Arkoç.
Beşiktaş’ta kısa bir dönem oynandıktan sonra Altay formasını giyen Varol Ürkmez ve Tanzer Sencer, Beşiktaş’ta Necmi Mutlu ve Fenerbahçe’den Beşiktaş’a geçen Özcan Arkoç…
Daha sonra Sabri Dino, İstanbulspor’da Sabih ve Vefa formasından da hatırladığımız Metin Türel, Beykoz takımında Sıtkı, Adalet’te Ömer, Feriköy’de Necdet İnanç.
Hepsi birbirinden iyi kalecilerdi.
İzmir’de Akın Barhan, Seyfi Talay.
İzmirsporlu Seyfi Talay yanlış hatırlamıyorsam, belki ilk penaltı vuruşu kullanan kaleciydi.
Adana Demirspor’da pire lakaplı Mehmet Erhallaç ve Haşim.
Ankarada Hacettepe’de Korkut ve Sürhat.
Onlar takımları için ellerinden geleni yapıp bir kenera çekilirken yerlerini yeni isimlere, genç nesle bıraktı.
Göztepe kalecisi Ali Artuner ,Turgay Şeren’den aldığı milli formayı yıllarca sırtında taşıdı.
Hazım Cantez, Ali Filibeli,Yavuz Şimşek, Adil Eriç, Yasin Özdenak, Nihat Akbay, Mete Bozkurt, Mümin Özkasap, Taşkın Yılmaz, Şenol Güneş, Baskın Soysal, Aydın Tohumcu, Engin İpekoğlu, Cavit Gökalp, istikrar abidesi ve şapkasıyla özdeşleşen köylü lakaplı Selçuk Çakmaklı.
Yakın geçmişte (Arap)Yılmaz Urul, Fatih Uraz, Yaşar Duran, Rasim Kara, Rüştü Reçber gibi değerli kaleciler ,milli takımımıza seçilenlerle, kendi takımlarında özveri ile kalelerini korudular.
Saymakla bitmez…
Okan Gedikali, Arif Peçenek, Hayrettin, Yunus… Daha niceleri.
Kalecilerin kaderi, kazanılan ya da kaybedilen bir maçtan sonra gözlerin üzerine çevrilmesi.
Takdir veya eleştiren bakışlar.
Sonra yabancı kaleciler takımlarımızın kalelerini işgal etti. Profesyonelliğin kabulünden sonra ilk yabancı futbolcu Adalet takımında oynayan Oscar’dı.
1966 yılından sonra yabancı kaleci modası başladı ligimizde.
Vefa takımında Radoloviç ve Fenerbahçe’de Radoviç ligimizde ilk yabancı kalecilerdi…
Sonra yabancı kalecilerin sayısı giderek arttı.
Takım ve kalecilerin isimlerinin hepsi aklımda olmayabilir.
Kuşkusuz Galatasaray’da Simoviç,Tafarel,Fenerbahçe’de Datcu, Schumaher, Trabzonspor’da Pfaf,
Beşiktaş’ta Cordoba ve Malatyaspor’da Carlos akla gelen ilk isimler.
Bu yabancı kaleciler milli takımlarında da forma giymişlerdi.
Futbolumuza katkıları olduğu gibi genç kalecilerimiz için idol ve örnek oldular.
Bazı kalecilerse hem isimleri ile hem de takımlarındaki performanslar ile hayal kırıklığına neden oldular.
Bayer Münih takımında yıllarca forma giyen Auman, Beşiktaş kalesinde sezonu tamamlayamadan geri döndü.
Çok yakın bir geçmişte, Liverpool takımından gelen Loris Karius Beşiktaş takımına faydalı olamadı.
Lukovcan, İvançeviç trafik kazasında hayatını kaybeden Kayganiç, Jurkoviç, Bako,Tomislav, Mırmiç, Gançev, Goran, Victor, Zalad, İvesa.
Eskişehirspor formasını giydiği yıllarda 2.05 boyuyla İvesa için dünyanın en uzun boylu kalecisi olduğu söylenirdi….
Unuttuğum ya da bende iz bırakmayan kaleciler olabilir…
Günümüzde de Süper Ligde 12 takımda yabancı kaleciler var.
Bazı kalecilerin devamlılığı, bazılarında yedek kulübesinde oturduğu gözden kaçmamalı.
Sakatlık günlerinden sonra Muslera kuşkusuz aynı çizgisini Galatasaray kalesinde sürdürüyor.
Hatayspor’da Munir, Alanyaspor’da Marafona, Konyaspor’da Sehiç, FatihKaragümrük’te Viviano,Gençlerbirlği’nde Nordfeld, Antalyaspor’da Boffen sakat veya cezalı olmalarının dışında devamlılığı olan isimler.
Denizlisporda Pantlimon, Sivassporda Samassa,Ankaragücü’nde Ricardo’nun, Cenk, Ali Şaşal, Muammer, Korcan’ın yedeği olarak sahaya çıktıklarını görüyoruz.
Futbolumuzda kaleci sorununun sonuna gelindiğini görmek mümkün.
Trabzonspor’da Uğurcan ve Erce, yaşları 17 ile 19 arasında olan, Arda, Kağan, Adem, Hakan gelecekte yabancı kalecilere şans tanımayacaklar.
Fenerbahçe’den Altay, Çaykur Rizespor’dan Gökhan milli takım aday kadrosunda yer alırken Beşiktaş’ta Ersin ve Utku, Göztepe’de İrfancan, Yeni Malatyaspor’da Abdülsamed, Kayserispor’da Doğan gibi genç kaleciler milli takımımızın gelecekte kaleci adayları arasında.
TANSU POLATKAN