1968 gibi bir yıl hiç gelmedi, muhtemeldir ki bir daha hiç gelmeyecek. Dünyanın dört bir yanındaki asi ruhlar bir anda alevlendi. M. Kurlansky’nin “1968 dünyayı sarsan yıl “ kitabına dikkat çekiyor.
1968 Atina Dekatlonunda 2 m atlayışını ve 6225 puan toplayışını anlatıyor. 1968 Mexico Olimpiyat Oyunlarına seçildiğini söylüyor.
Olimpiyatta yer almak genç bir sporcu olarak sevindirici olmakla beraber, orada yarışmaya tutunamama kaygısı beni çok rahatsız ediyor.
Bir yandan da katılacağım organizasyonun büyüsüne kapılmış haldeyim diyor.
Jerfi Fıratlı, Aşkın Tuna, İsmail Akçay, Hüseyin Aktaş ve Nurullah Candan atletizm kafilesini oluşturuyorlar.
Aztek İmparatorluğu’nun 300 yıl boyunca İspanyol – Portekiz sömürgesi olarak tüm zenginliklerinin talan edildiğini, Fransa’nın da bir dönem etkili olduğunu söylüyor.
1914 köylü devriminin lideri Emiliano Zapata ve Pancho Villa birleşik kuvvetler olarak Meksika’nın kontrolünü ele geçirdiler. Zapata toprakları köylülerle paylaştırma idealindeydi. Sonrası ise Villa ve Zapata’nın öldürülmeleri oldu.
Mexico City 2200 m rakım yüksekliğindeydi. 1952 Helsinki Oyunları’ndan beri Sovyetler Birliği madalya üstünlüğüne sahipti. Bu üstünlük Mexico City Oyunlarında ABD lehine bozuldu. ABD öne geçti. Stratejik tercih ABD’ye seyirci üstünlüğü getirmesine karşın “Rüya Olimpiyatlar” olarak anıldı.
1968’de Fransa’da öğrenciler Paris’in baskıcı politikalarına karşı çıktılar. ABD’de öğrenciler insan hakları ve Anti Vietnam gösterilerine başladılar. Başkan adayı Robert Kennedy ve siyahi lider Marthin Luther King’in öldürülmeleri büyük gerginlik getirdi.
Oyunların güvenliğini bahane ederek 23 Eylül’de Poli Teknik Yüksek Okulu basılınca öğrenciler karşılık verdiler. Tlatelco Meydanında toplananlara ateş açılınca The Guardian’a göre 325 ölüm, 1200 yaralı ile sonlandı. Böylece olimpiyatların güvenliği sağlanmış oluyordu. (Mexico City)
Açılış konuşmalarında barıştan söz edildi. “Öyle ya her şey barışla mümkün.” Görkemli fakat sahteci bir gösteri.
Bu arada tarihte ilk kez olimpiyat meşalesi bir kadın sporcu tarafından tutuşturuldu.
ABD’li 200m, 400m, uzun atlama ve 4×400 m bayrak erkekler yarışmalarında yer alan siyahi atletlerin ayrımcılığa karşı efsane çıkışları dünyanın gözleri önünde sergilendi.
Spor Baronları bu tepkilere çok öfkelendi. 200 m yi dünya rekoru kırarak kazanan Tommie Smith ve üçüncü John Carlos’u ayakkabısız siyah eldivenle ve çorapla çıktıkları madalya töreninin sonrasında olimpiyattan ve yaşam boyu tüm spor yarışmalarından men etmişlerdir. Aynı fatura yarışı ikinci tamamlayan ve arkadaşlarını destekleyen Avusturalyalı beyaz, Peter Norman’a da kesilmiştir.
Tribünlerde ABD ağırlıklı seyirci vardı. Çıta 2.22’ye gelmişti. İki Sovyet bir ABD’li atlet çekişiyorlardı. İsmail Akçay stadyuma girdiğinde bizim sevinç gösterimiz, ABD ‘li seyircilerin bizi susturma girişimlerine neden oldu. İsmail Akçay 4. Olmuş, Hüseyin Aktaş ise 25. Olmuştu. Dick Fosbury yeni tekniğiyle 2.24 le olimpiyat şampiyonu olurken büyük ilgi gördü.
İsmail Akçay’ın olimpiyat dördüncülüğü halen hafızalarda tazeliğini koruyor.
1969’da nasıl sakatlanıp Dr. İlker Çetin’den destek aldığını, ODTÜ’ye giriş ve vazgeçişini, katıldığı uluslararası yarışları, 1971 üniversiteler Dünya Şampiyonası’nda Cengiz Akıncı ve kendisinin rekor kırmalarını, 1971 Akdeniz Oyunları’nı ve Abdullah Kökpınar’ın açıklamasını, 110m engellide Murat Kaçar2ın yaşadıklarını, Akdeniz Oyunları’nda alınan madalyaları, Caner Açıkada’nın İngiltere’ye gidişini, 1972’de kendisine konulan yurtdışı yasağını, DSİ Spor’daki basketbol hayatını, Osman Pehlivan, Afitap Şahin’le üçlü antrenman yapmalarını, Rize Çayeli’ne öğretmen olarak atanmasını, Mersin’deki öğretmenlik yıllarını, Nurullah İvak’la beraber okullarını yarışa götürürken uğradıkları trafik kazasını, kaybettikleri öğretmen ve öğrencilerin acılarını, eşi Serpil Candan’la tanışıp evlenmelerini, eşinin öğretmenlik sırasında verdiği mücadeleleri, Almanya’ya gidişlerini, sonra neden döndüklerini, Manisa’daki öğretmenlik yıllarında yaşadıklarını, Kahramanmaraş olaylarının etkilediği akrabaları, kızları Hazar’ın dünyaya gelişini şu anda aile bayrağını torunu Dalia’nın taşıdığını beğeniyle okuyacaksınız. Ayrıca arkadaşlarının onun için yazdıkları ilginizi çekecektir.
1975 Cezayir Akdeniz Oyunları’nda federasyon başkanı Nejat Kök’ün öngörülü davranarak onu dekatlona yazdırması, Tayfun Aygün’ün sırıkla atlamada verdiği desteği, Yunanlı rakibi Kourellos’un yüksek atlamada ona fair play davranışıyla ayakkabısını vermesini ve bronz madalya almasını okuyacaksınız.
Seyfi Alanya büyüğümüzün Mersin bölge müdürlüğünden alınması sonrası Konya’da yapılan kulüplerarası yarışlarda yapılan boykotu, verilen cezaları değerlendiriyor.
Ünlü Matador El-Cordobes ilk solo güreşine çıkmadan önce yoksulluk içinde beraber büyüdükleri ablasına “Ağlama Angelita bu akşam sana ya bir ev satın alacağım ya da yasımı tutacaksın” derken yoksul gençlerin hayallerini ortaya koymaktaydı.
Nurullah Candan’ın Sporla Yaşama Tutunmak kitabı Spor Yayınevi ve Kitabevince basıldı.
Sizleri bekliyor.
ARTUN TALAY