Bir dönem; Türkiye’nin başkenti, Cumhuriyetin gözbebeği Ankara, her konuda olduğu gibi spor alanında da ön plandaydı.
Cumhuriyetin ilanının ardından, kültür ve sanat alanında Ankara büyük aşama kaydetmiş, çok sayıda sanatçı, edebiyatçı, müzisyen İstanbul’dan Başkent’e göçmüştü.
Demokrat Parti iktidarı sonrasında bu göç terse dönmüş, yavaş yavaş İstanbul’a dönüşler başladı.
1980 askeri darbesi bunu daha da ileri götürmüş, Ankara kuraklaşmaya başlamıştır.
AKP iktidarı sonrası ise Başkent Ankara’ya tam bir üvey evlat muamelesi gösterilmiş, mesela İstanbul’da finans merkezi kurulması düşüncesiyle, bankaların genel müdürlükleri İstanbul’a taşındı.
Gerçi bu taşınmayı kimse mantıklı bir temele oturtamıyor ama…
Çünkü, İstanbul dev bir sorunlar yumağı…
Nüfus 16,5 milyon deniyor, gerçek rakamı kimse bilmiyor. Ayrıca 1999 depreminde yaşanan kaos hala hafızalarda.
Neyse konuyu dağıtmayalım.
Cumhuriyetin gözbebeği Ankara, spor alanında da ülkenin en modern tesislerine sahipti…
Statlar, olimpik yüzme havuzları, spor salonları, atletizm pistleri sayesinde ülkenin en gözde sporcuları Ankara’dan çıkıyordu.
Yaklaşık 7 milyon nüfusa sahip Ankara’da doğru dürüst bir stat bulunmazken, küçücük kentlere UEFA normlarına sahip stadyumlar yapılırken, şu an AKP milletvekili olan Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan döneminde çeşitli gerekçelerle Ankara’nın spor tesisleri bir bir yıkılıp, yok edildi.
Kimisi için çürük dendi, kimisinin yerine daha yenisi moderni yapılacak dendi…
Ankara 19 Mayıs Stadyumu, Cebeci İnönü Stadyumu, Anıttepe Olimpik Yüzme Havuzu..
OSTİM’de stat vardı, stat… Ostim Stadı…
Tüm sporların anası atletizmin yuvası Naili Moran Atletizm Pisti ve !9 Mayıs Spor Kompleksi içinde neredeyse her branşın spor salonları…
Yok edildi.
Ankara, spor tesisi fukarası haline geldi.
Nereden geldik bu konuya…
Ankaragücü bugün sahasında Adana Demirspor ile oynaması gereken maçı İstanbul’da yapacak. Daha önceki yıllarda da stat yokluğu nedeniyle Ankara takımları, Afyon’a, Kayseri’ye gitmişti.
Unutulmasın diye yazdım.
Ankara bu dönemde üvey evlat oldu.
Eryaman’daki stadı hiç saymıyorum, orayı dönemin belediye başkanı iken, daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ”metal yorgunluğu” yaşadığı gerekçesiyle görevden alınan Melih Gökçek, belediye kaynaklarıyla oğlunun takımı için yaptırmıştı.
ORHAN KARADAĞ
1 Yorum
Ankara’yı sporda öldüren yozgat, kırıkkale vs gibi illerden gelen aşırı göç oldu. Buralardan gelen vatandaşlarımızın hiçbir sportif tesis talebi yada ihtiyacı yoktu, yüzmeymiş, atletizmmiş hikayeydi.
Ankara’lılar ise sadece Ankaragücü’nü sahiplenmiş zamanında ellerine geçen fırsatları hunharca harcamışlar. Anadolunun birçok şehrinde hiçbir imkan yokken Ankara takımları stadyumdan siyasi güce kadar herşeye sahiptiler ama hiçbir başarı elde edemediler. Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nden çok çok sonra kurulup süper lige çıkan takımların ne dereceler elde ettiğini herkes gördüler üstelik birçoğu imkansızlıklar içinde bunları başardı.
Erdoğan hükümeti tarafından stadyumlar yapılsada sosyal tesisler kazandırılsada Ankara takımları başarılı olamaz çünkü Ankara’da finansın kaynağını elinde tutanlar Ankara’lılar değil, ANNKARA SEVDALILARI DEĞİL..
Aso, Ato cart curt buralardan veya buralara üye işadamlarından kaynak sağlanamaz, hepside resmi kurumlarla iş tutarak zengin olmayı kafasına koymuş sonradan görme ayak takımı, hepsinin cebinde akrep var..
İzmir’de Ankara ile aynı şartları taşıyor, hızlı ve aşırı göç şehre aidat duygusu oluşmamış yığınlar o şehrin değerlerine sahip çıkmıyor.
İstanbul takımları ise “erken kalkan yol alır” misali çok farklı şartlarda yarışa önde başlamışlardı zaten.