24 yıl Anadolu Ajansı’nda çalıştım.
Öncesinde, sonrasında 30 yıla yakındır bu mesleğin içerisindeyim.
Bugünkü adı İletişim Fakültesi olan Ankara Üniversitesi, Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudum.
Alaylı değil, mektepliyim yani.
Meslek büyüklerimiz bize, “Gazeteci haber yapar, haber konusu olmaz” diye öğüt verirdi.
Bu öğüt bugüne kadar benim meslek ilkem oldu, haber konusu olmamaya özen gösterdim.
Bugün bu ilkemi çiğniyor olmaktan dolayı son derece üzgünüm.
Üzüntüm, bu konunun bilgim ve isteğim dışında sosyal medyada paylaşılmasıdır.
Mehmet Yiğiner hakkındaki suç duyurusu dilekçem, kimseyle paylaşılmamak kaydıyla avukatım dahil 5 kişide vardır.
Kim paylaştıysa önce bana, sonra da Ankaragücü camiasına ayıp etmiştir.
Benim üzerimden yıpratıldığı için Ankaragücü camiasından özür diliyorum.
Mehmet Yiğiner’e değil, Ankaragücü’ne saygımdan dolayı şahsi olarak gördüğüm bu olayı genelleştirmeyeceğimi, genel ya da sosyal medyaya taşımayacağımı, suç duyurusu dilekçesinin kayıtlara girmesini istediğimi, kayıtlara girdikten sonra zaten normal bir prosedürün süreceğini, bu prosedürün dışında ekstra işlemler yapmayacağımı söyledim.
Bahadır Erdemir’e söylediklerim bundan ibaret.
Son kez altını kalınca çizdikten sonra bu konuyu bir daha açmamak üzere kapatıyorum.
Kesinlikle ama kesinlikle suç duyurumu geri çekmeyi düşünmüyorum.
Uzlaşmam asla söz konusu olmaz, olamaz.