Ankaragücü, 114 yıllık tarihinin en kritik günlerini yaşıyor.
Önünde iki hedef var.
Biri Türkiye Kupası’nı kazanmak, diğeri de ligde kalmak.
Birbirine o kadar tezat ki hedefler.
Türkiye Kupası’nı kazanıp ligde kalırsa, futbolcusundan teknik heyetine, yöneticisine kadar herkes “Ankaragücü’nün yaşayan efsaneleri” olarak tarihe geçecekler.
Allah korusun diyelim, kupayı kaybedip ligden de düşerse, belki de “diplomasideki ifadeyle “Persona Non Grate/İstenmeyen Kişi” ilan edilecekler.
Böyle kritik süreçte, başarının olmazsa olmazı, safları sıklaştırmak, birlik ve beraberliği korumaktır.
Beştepe Tesisleri’nde şu an yaşanan tam da budur.
Başta teknik direktör Emre Belözoğlu ve ekibi, futbolcular müthiş bir dayanışma örneği sergiliyor.
Başkan İsmail Mert Fırat, maddi manevi o kadar büyük fedakârlık yapıyor ki anlatamam.
Aynı zamanda Futbol Şube Sorumlusu Yusuf Tanık, istifa etse de hiçbir zaman desteğini esirgemeyen Faruk Koca.
Yönetimde en ufak çatlak ses yok.
Herkes hedefe kilitlenmiş durumda.
Şu an Ankaragücü’ndeki havayı nasıl tarif edersin diye sorsalar, vereceğim cevap filme bile ad oldu: Tek Yürek İmalat-ı Harbiye.
3-4 haftadır takım mükemmele yakın oynuyor, İstanbul’da kaybedileni dahil Beşiktaş’a karşı futbol olarak çok üstün performans var sahada.
Emre Hoca’nın dediği gibi 13 milyon Euro’ya kurulmuş Ankaragücü karşısında sadece ara transfere 25 milyon Euro harcamış Beşiktaş, gol yememek için Çanakkale geçilmezi oynuyor.
Olimpiu Morutan’ın sezonu kapatmasına neden olan sakatlığı, moralleri bir nebze bozsa da takımın daha da kenetlenmesine vesile olmuş durumda.
Ankaragücü, “kiralık oyuncu bana ne” demedi, Olimpiu Morutan’ı en iyi doktorlara ameliyat ettirdi, her türlü sağlık harcamasını üstlendi.
Futbolcular da arkadaşlarına üzülseler de yaşananları gördü, ahde vefaya önem veren böyle bir camianın ferdi olmaktan bir kez daha mutluluk duydu.
Ödemelerde bir iki futbolcu dışında herkesle anlaşma sağlanmış durumda.
Yapılan teklifi üstü kapalı yazmıştım.
Olimpiu Morutan bile yönetimin sunduğu teklifi kabul etmişti.
Soruyorum size: Bu kadar samimi, sıcak, sevgi ve saygının hâkim olduğu bir ortamda kavga gürültü olması mümkün mü?
Bu yönetimi Faruk Koca kurdu, bu teknik direktörü Faruk Koca göreve getirdi.
Hala bu kulübün bir numarası olan Faruk Koca, bırakın kavgayı, en ufak bir tartışma yaşanmasına izin verir mi?
Kayseri’de Emre Belözoğlu istifa ettiğinde devreye önce Yusuf Tanık, sonra da Faruk Koca girdi.
Faruk Koca, tüm camiayı karşısına alarak Mustafa Dalcı gibi kariyerinde hiçbir başarı olmayan bir antrenörün bile arkasında durdu.
Türk futbolunun efsaneleri arasında yer alan, Fenerbahçe, Başakşehir gibi takımlarda teknik direktörlük yapan hocanın mı istifasını isteyecek?
Hem de yumruk olayından sonra ayrılıp gitmeyen, “Faruk Koca için burada kalacağım, mücadele edeceğim” diyen Emre Belözoğlu’na mı “Hani istifa edecektin? Neden geri döndün?” diyecek.
Hem de Fenerbahçe’yi 3-0 yenip kupada yarı finale çıkıldığı bir dönemde.
Beşiktaş’ın Çanakkale geçilmez oynanıp, hakemler sayesinde Eryaman’dan çıkabildiği bir maç sonrası.
Emre Belözoğlu’nun performansını yine de tartışabilirsin.
Biz de yazılarımızda programlarımızda övdüğümüz gibi, eleştirilerimizi yapıyoruz, basın toplantılarında saygı çerçevesinde görüşlerimizi yüzüne karşı paylaşıyoruz.
O da zaman zaman sitem etse de abi kardeş samimiyetinde cevaplarını veriyor.
Bugün Ankaragücü Futbol Şube Sorumlusu Yusuf Tanık, Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin ile çok uzun telefon görüşmelerimiz oldu.
İkisinden de Emre Belözoğlu aleyhinde en ufak bir serzeniş duymadım.
Yusuf Tanık, Emre Hoca’nın sözleşmesinin net 2 yıllık olduğunu, gelecek sezon da takımın başında yer alacağını söyledi.
Altını çizdiği tek konu, haziran ayında genel kurul olacağı, yönetimin değişmesi halinde hem hocanın hem de yeni yönetimin tavrının ne olacağının bilinmediğiydi.
Yukarıda yazdığım konuları o da teyit etti, çok küçük mali sorunlar olduğunu, futbolcuların mutlu olduğunu, hedefe kilitlenmiş olduklarını anlattı.
Şansızlıktan ve hakemlerin art niyetlerinden yakındı.
Hüseyin Aytekin’in anlattıkları da farklı değildi.
İsmail Mert Fırat başkan ile Emre Belözoğlu kavga etti mi diye sormadım bile.
Dünya tatlısı bir adam İsmail Mert Fırat.
Ben ağzından en ufak bir kötü söz çıktığını duymadım, böyle bir adam Emre Hoca ile kavga eder mi?
Biz gazetecilere sık sık telefonlar gelir, mesajlar atılır.
Aralarında iyi niyetli olanlar da vardır, sözde haber diye iletilen kirli bilgiler de.
Birileri değişik gerekçelerle maalesef biz gazetecileri kötü amaçları için kullanma peşindedir.
Ankaragücü’nün bu kritik döneminde, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyulduğu bir dönemde kötü niyetli kişilerin piyonu olmayalım.
Sezon bitsin, zaten genel kurul var.
Ben birden çok adaylı seçim olacağı düşüncesindeyim.
Çok adaylı seçim öncesinde herkes zaten eteğindeki taşları döker.
Prim, reyting yapmak isteyenlere çokça malzeme çıkar.
Sen de kullanırsın biz de.
Şu an zamanı değil.
METİNER ERDEM