Ankaragücü, Ziraat Türkiye Kupası’nda Fenerbahçe’yi eze eze 3-0 yenerek yarı finale yükseldi.
1971-1972 ve 1980-1981 sezonlarında yaşadığı şampiyonluklardan dolayı “Kupa Beyi” lakabına sahip Ankaragücü, bu başarıların ardından uzun süre kupaya hasret kaldı.
Kupa kaldırmak bir yana 1999-2000 sezonundan sonra ilk yarı finalini geçen sezon oynayabildi.
Bu sezon da yarı finale yükselmeyi başaran Ankaragücü, yeniden Kupa Beyi günlerini hatırlatmaya başladı.
Ankaragücü, Fenerbahçe’yi eze eze yendi dedim ama bu galibiyetin öncesi var.
Bu maç dün Eryaman’da değil, 25 Şubat günü Kayseri’de kazanıldı.
2-0’dan 3-2 kaybedilen maç sonrası Ankaragücü toz duman olmuştu.
Teknik direktör Emre Belözoğlu, kafasında Ankaragücü’nü bitirmiş, maç sonu röportajda karşılaşmanın yorumunu bile yapmıyor, açık açık istifa sinyali veriyordu.
Haftalardır kötü gidişten rahatsız olan taraftar, “istifanın sinyal” aşamasında kalmasına bile kızıyor, Emre Hoca’nın derhal görevi bırakmasını istiyordu.
Gölge TV’deki programımız dahil, tüm Ankara spor medyası da hata üzerine hata yapan Emre Hoca’nın görevde kalmasının artık Ankaragücü’ne yarar sağlamayacağı görüşünde birleşiyordu.
Başkan İsmail Mert Fırat’ın rahatsızlığından dolayı yatağa düşmesi nedeniyle Kayseri kafilesinin başında futbolun patronu Yusuf Tanık vardı.
Emre Hoca, ekranlarda yaptığı imayı somuta dönüştürdü, istifa kararını resmen Yusuf Tanık’a aktardı.
O günkü şartlarda yönetici için işin en kolayı, tüm camianın beklentilerine uygun hareket etmek, Emre Belözoğlu’nun görevine son vermekti.
Hatta kameraların karşısına geçip istifa kararını resmi olarak duyurmak bile taraftarlarca kahraman ilan edilmeye yeterdi.
Böylelikle Emre Belözoğlu’nun varsa tazminat yükünden de kurtulmak mümkündü.
Emre Belözoğlu’na baştan beri çok inanan Yusuf Tanık işin kolayına kaçmadı, zor ve meşakkatli olan yolu tercih etti.
Emre Belözoğlu’nun istifa talebini kabul etmedi, vaz geçirmek için elinden geleni yaptı.
Sadece Emre Hoca’yı değil, Emre Hoca’nın kararlarında etkili olan ailesini de ikna etmek için yoğun çaba sarf etti.
Sportif Direktör Yılmaz Bal, başta Riccardo Saponara ve Ertaç Özbir olmak üzere tüm futbolcular Yusuf Tanık’ın başlattığı istifadan vaz geçirme operasyonuna tam destek verdi.
Özellikle Riccardo Saponara’nın “Ben senin için İtalya’dan geldim, bizi bırakma” sözleri Emre Belözoğlu’nu derinden etkiledi.
Son vuruşu da Faruk Koca yaptı.
Hastalığından dolayı Kayseri’de olmayan Başkan İsmail Mert Fırat’a o an ulaşılamadı ama Faruk Koca’ya ulaşıldı.
Faruk Koca, çok net bir şekilde mesajını verdi ve Emre Belözoğlu’na “Başlattığın işi bitireceksin, hiçbir yere gidemezsin” dedi.
Yusuf Tanık’ın başlattığı operasyon yüzde 90 sonuç verdi ama bu kulübün başkanı vardı, yönetim kurulu vardı.
Onların da onayı gerekiyordu.
Ertesi gün İsmail Mert Fırat başkan da yönetim kurulu da Emre Belözoğlu’na tam destek verince operasyonun yüzde 100’ü tamamlanmış oldu.
Sonrasında Beştepe Tesisleri’nde Fenerbahçe hazırlıkları başladı.
Yönetim moral aşılamak için mesailerini tesislerde geçirdi.
Faruk Koca bir kez daha devreye girerek, tesislere gelerek futbolcularla konuşma yaptı.
Onları galibiyete inandırdı.
Ankaragücü bugün Fenerbahçe’yi eze eze yenip yarı finale yükseldiyse, bunda en az teknik direktör Emre Belözoğlu, futbolcular kadar Kayseri kafilesinde bulunan Futbol Şube Sorumlusu Yusuf Tanık, Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin, yönetim kurulu üyesi Recep Poyraz, sportif direktör Yılmaz Bal’ın, sonra da Faruk Koca’nın etkisi olmuştur.
Emre Hoca’nın istifası Kayseri’de kabul edilmiş olsaydı, büyük ihtimal bu önemli maça takım teknik direktörsüz, moralsiz çıkacaktı, böyle bir zafer kesinlikle gelmeyecekti.
Bu yolun sonunun kupa olduğuna çok ama çok inanıyorum.
Eğer o kupa gelirse, yukarıda isimlerini saydıklarım bu kupanın gerçek kahramanları olarak anılacaklardır.
Gelelim maça…
Aslında, 3-0 kaybedilen Galatasaray maçının benzeri bir senaryoyla maça başlanıldı.
Ama bu kez roller değişikti.
Galatasaray maçına Ankaragücü çok iyi başlamış, ilk dakikalarda Renaldo Cephas ile bir gol kaçırmış, Ali Sowe’un golü ise ofsayta takılmıştı.
Sonra Galatasaray peş peşe iki gol bulmuş, Ankaragücü’nü sahadan silmişti.
Bu kez tam tersi oldu.
Daha maçın 3. dakikasında defansın yine adam paylaşım hatasından Cengiz Ünder bomboş topla buluştu, ancak değerlendiremedi.
Hemen ardından Sebastian Szymanski’nin uzaktan sert şutunu kaleci Ertaç Özbir doksandan çıkardı.
Sonrasında Ankaragücü sazı eline alınca Ertaç Özbir bir daha yere yattı mı inanın düşünüyor, taşınıyor, hatırlayamıyorum.
İlk yarının yıldızları Olimpia Morutan ve Tasos’tu.
Ama sahada bir İtalyan vardı ki izlemesi bile insanı mest ediyordu.
Emre Belözoğlu’nu ikna eden, arkadaşları ile birlikte Fenerbahçe maçı için galibiyet sözü veren Riccardo Saponara, adeta şov yaptı.
Kalecisinden en ilerideki Ali Sowe’una kadar herkes mükemmel oynadı.
Fenerbahçe’yi sahadan sildiler.
İsmail Kartal, rotasyonlu bir kadroyla maça çıkmıştı.
Sonradan as oyuncularını oyuna soktu ama Ankaragücü bir kere sazı eline almıştı ve bırakmaya da niyeti yoktu.
Birkaç santimlik gol ofsayta takılmasa belki de 4’lük, 5’lik olacak maçtı.
Oyuna sonradan giren oyuncular da ilk 11’deki oyunculardan farksız performans sergiledi.
Frederico Macheda adeta Manchester United günlerini hatırlattı.
Garry Rodrigues o kadar istekliydi ki golünü de attı, moral buldu.
Ankaragücü, önceki maçlarda temaslı oyundan kaçınıyordu, bu maçta kaçınmadı, sahanın her yerinde her oyuncu Fenerbahçeli oyuncularla kora kor mücadele etti.
Sonuçta, herkesin torunlarına anlatacağı, mükemmel bir geceye tanıklık ettik.
Bu maçın anlam kazanması için Ankaragücü’nün cumartesi günü İstanbulspor’u da yenmesi, ligde de biraz olsun rahatlaması gerekir.
Bu kez truvalar olmadan 20 bin kişi o statta olmalı, yönetim de bu konuda elinden geleni yapmalı.
Dün akşam güzelliklerin yanı sıra yaşanabilecek en çirkin olaya da tanıklık ettik.
Fenerbahçe taraftarı, Emre Belözoğlu’na ettiği ağıza alınmayacak küfürlerle rezilliğin, ahlaksızlığın kitabını yazdı dersek yerinde olur.
Ne yapacaktı Emre Belözoğlu, maçı mı satacaktı?
Statta çoğunluk Ankaragüçlü olsa da truva yapan Fenerbahçelilerin sayısı da azımsanamayacak kadardı.
Goller Ankaragüçlüleri coşturdu, tribünler adeta şov yaptı.
Taraftarları da ayrıca tebrik etmek gerekiyor.
Tüm güzellikler gibi dünkü maçta yaşandı bitti.
Artık Ankaragücü’nün önüne bakması, yeni kahramanlık öyküleri için hazırlıklar yapması gerekir.
Akşam Gölge TV yayınında görüşmek üzere…
METİNER ERDEM