Ankaragücü, Ziraat Türkiye Kupası (ZTK) son 16 turunda Erzincanspor’u 5-1 yenerek çeyrek finale yükseldi.
ZTK’da çeyrek ve yarı final kuraları birlikte 12 Şubat Pazartesi günü çekilecek.
Çeyrek final de tek maç oynanacak, hangi takımın sahasında olacağını ise kura şansı belirleyecek.
Ankaragücü’nün her alanda olduğu gibi kurada da bir ayarı yok.
Son 32 turunda en zor, son 16 turunda ise en kolay kurayı çekti.
Çeyrek finalde rakip bir sürpriz yaşanmazsa, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Başakşehir’den biri olacak.
Bunlardan biri elenirse Trabzonspor, ikisi elenirse Karagümrük seri başı olur.
Kimin seri başı olacağı değil, maçın hangi takımın sahasında oynanacağı önemli.
Ankaragücü ev sahibi olacağı her maçta, rakip kim olursa olsun en az rakibi kadar tur şansına sahiptir.
Bakalım çeyrek final kurasını kim, nasıl çekecek?
Yarı final çift maç eliminasyon olduğu için orada şans devre dışı.
İnşallah geçen yıl yarı finalde şanssız bir şekilde veda edilen ZTK’da Ankaragücü’nün yolu bu sezon final olur.
Bu takımın taraftarı son 10 yılda o kadar cefa çekti ki artık Avrupa’yı hak ettiler.
Umarın hak ettikleri başarılara ulaşırlar.
Erzincanspor, TFF 2. Lig Kırmızı Grup takımı.
Nasılda tanıdık geliyor değil mi kırmızı grup.
Bu sezon kupada önce TFF 1. Lig ekibi Erzurumspor’u deplasmanda 3-0 yendi, sonrada Süper Lig ekibi Adana Demirspor’u penaltılarla eledi.
Son 16 turunda TFF 2. Lig’in tek temsilcisiydi, Ankaragücü ile eşleşti.
Emre Belözoğlu, Sivasspor beraberliği sonrası basın toplantısında, arzu ettiği transferleri nokta atışı yaparak anlatmış, bu transferler yapıldıktan sonra oyun sistemini değiştireceğini söylemişti.
Hoca, istediği transferleri tam olarak yapamasa da yeni oyun sitemini Erzincanspor maçında test etti.
Yeni sistem, set oyunu oynamak olacaktı ve bu oyunun en önemli özelliği de kapalı defanslara karşı etkili olmasıydı.
Başlangıçta zorlansa da yeni sistemi uygulamada başarılı oldu Ankaragücü.
Emre Hoca, Erzincanspor maçı kadrosunu oluştururken, rakibi küçümsemedi, temkinli davrandı, riske girmedi.
Artık ezberlenen kadrosundan sadece Ali Sowe, Stelious Kitsiou, Olimpiou Morutan’ı dinlendirdi.
Transferin son günleri, takımda kalmak için göze girmek gerekli.
Hal böyle olunca oynayan herkes adeta şov yaptı.
Taraftarla bağları tamamen kopmak üzere olan Tasos ve Frederico Macheda bile mükemmele yakın performans sergiledi.
Emre Hoca’yı en çok gençlere fazla şans vermemesinden dolayı eleştiriyorduk.
Skoru erken bulunca Sıraç’ı da Cem Türkmen’i de oyuna attı.
Özellikle Sıraç, altyapı ürünü olduğu için tüm taraftarların gözbebeği.
Uzun süre oyunda kalınca, golünü de atmasına rağmen hem fizik hem de mental olarak kendini geliştirmesi gerektiğine kanaat getirdik.
Bu maçın çok fazla anlatılacak yanı yok.
Kurayı çekenin eline sağlık.
Şu yoğun maç trafiğinde takıma aktif dinlenme şansı sağladı.
Hani taraftarın klasikleşmiş sözü var ya.
“Sırtımızı yaslayıp rahat bir maç izlemiyoruz” diye.
Dünkü maçı öyle izlediler, şimdi de rahatça koltuğa oturup bugün ve yarın oynanacak maçları, dolayısıyla muhtemel rakipleri izleyecekler.
Gelelim transfere…
Birisi rahat durmuyor.
Ortalığı karıştırmak istiyor.
Geçenlerde çok sağlam görmediğim, benimle de fazla muhabbeti olmayan biri transferlerin çok pahalı yapıldığı bilgisini paylaştı, rakamlar verdi.
Mesela Ertaç Özbir’in transferinde ödenen bonservis…
Bizim takımdan bilgi çıkmaz da Adana’daki arkadaşlardan araştırdım, bana iletilen bilgilerin doğru olmadığını öğrendim, kullanmadım.
Milli takıma yükselmiş bir oyuncu için ödenen bonservis gayet normal geldi.
Bahadır Güngördü’ye ciddi teklifler olduğu bir dönemde Ertaç Özbir’i takıma kazandırmak önemliydi.
Riccardo Saponara transferinde de aynı sonuca ulaştım.
Bu görüşmelerimde (zaten biliyordum da) Faruk Koca’nın neredeyse tüm transferlerde son pazarlığı yapan kişi olduğunu, tüm tecrübesini mevcut yönetim için kullandığı bilgisini bizzat şahitlerin ağzından da duydum.
İspat edemem ama eminim bir arkadaşın gözü kulağı, eli hala bu kulüpte.
Aman dikkat edelim, bu kişilere prim vermeyelim.
Transferde son günlere gelindi, maalesef Ankaragücü biraz diyeceğim ama birazı geçtik bayağı gecikti.
Bugüne kadar saha performansını görmeden transfer edilen bir oyuncu hakkında yorum yapmadım, yine yapmayacağım.
Alexis Flips transferi hakkında olumlu bilgiler geliyor, izleyip göreceğiz.
İlk 3 transfer, taraftar tarafından olumlu karşılandı.
Ancak, bundan sonrası soru işareti.
Bu takımın hangi bölgelere ihtiyacının olduğunu sokaktaki taraftara sorsan anında tek tek sayar.
Hal böyleyken, Emre Hoca’nın Erzincanspor maçı sonrası sadece sol bek ve ileri hatta takviye istediğini söylemesi hepimizi şaşırttı.
Hele Frederico Macheda ve Riad Bajic ile devam edecek olması, santrafor mevkisine Ali Sowe’a rakip olacak bir transfer istememesi herkes tarafından garipsendi.
Kurt hoca, hedef şaşırtıyor da olabilir.
Mesela bana İstanbulspor’dan gelen bilgi, farklı bir bölge için tüm ağırlığını ortaya koyduğu şeklinde.
“Alo ben Emre abin” telefonları yapılıyor.
Kimisine “Oooo çok güzel diyorum”, kimisine de şaşırıyorum.
Son dakikaya kalmanın telaşının yaşandığını düşünüyorum.
Sol bek için yabancı Alioski, yerli Kazımcan Karataş isimleri gündemde.
Bir meslektaşım sezon sonu sözleşmesi bitecek Alioski’nin 2,7 milyon Euro’ya oynadığını söyledi.
Bu adam en az 2, 3 yıllık sözleşme ister, düşse düşse 1,5’lara düşer.
Ankaragücü, takımında bile oynayamayan bir oyuncuya bu parayı vermez.
Kazımcan Karataş ismi daha mantıklı.
En azından “Alo ben Emre abin” dediği Ali Yaşar’dan daha faydalı olur diye düşünüyorum.
Transferde son dakikaya kaldığında iki şey oluyor.
Ya pazarın artıklarını topluyorsun ya da kapısını çaldığın kulüpler fahiş rakamlar istiyor.
Ankaragücü’nde sıkıntı, yabancıların hiçbirinin takımdan ayrılmak istememesi.
İstanbul takımları, hayran olduğumuz Adana Demirspor bile ödeme sıkıntısına düştü.
Süper Lig’de parasını tıkır tıkır alan sadece Ankaragüçlüler.
Bu da haliyle futbolcuların sözleşmelerine dört elle sarılmalarına neden oluyor.
Tek taraflı fesih yapsan, iki gün sonra transfer yasağı ile karşılaşman söz konusu.
Emre Hoca ve Faruk Koca başkan, bakalım bu süreci nasıl sonlandıracaklar?
Transferde son 3 gün.
Herkesin dilinde Pendikspor.
Ankaragücü’nü bu takımla kıyaslayıp, yönetimi eleştiriyorlar.
Muhtemelen diğer Anadolu kulüplerinin taraftarı da aynı şeyi yapıyordur.
Böyle sıcak paralar, kimse de yok.
Bu Pendikspor’dan yakında farklı kokular çıkarsa şaşırmayın.
Bence bu 3 günde Emre Hoca’yı da transferi yürütenleri de rahat bırakalım, çalışsınlar.
Bu 3 günde sosyal medyaya düşecek her isim kulüpte sıkıntı yaratır.
Son bir önerim de taraftara transfer haberi veren kişilere.
Meslektaşım demeyeceğim, gazeteci kendisine gelen bilgiyi teyit ettirmesi gerektiğini bilir.
Teyit edilmiş bilgileri de yalanlayacak ukalaca paylaşım yapmaz.
Bana gelen mesajları (ki transfer sezonunda günde 50-60 mesaj geliyor) tek tek yanıtlamaya özen gösteriyorum.
Enerjimin çoğunu, teyit ettiğim bilginin doğruluğunu anlatmakla harcamak canımı sıkıyor.
Bu yüzden agresifleştiğim anlar oluyor.
Kusura bakmayın, kırdığım kişi varsa da çok çok özür diliyorum.
Az kalsın unutuyordum.
Maç Türkiye’nin asrın felaketini yaşadığı 6 Şubat’ın birinci yıl dönümüne rastlamıştı.
Ankaragücü, her zamanki gibi bizi gururlandıracak bir güzelliğe imza attı.
Maç öncesi tüm futbolcular, teknik ekip, hatta bazı yöneticiler seremoniye depremde canla, başla çalışan AKUT, AFAD, PAK, UMKE, JAK, Kızılay, İtfaiye, polis ekiplerinin üniformaları ile çıktı.
Tüm takımlar depremde hayatını kaybedenleri anarken, Ankaragücü hem kayıpları andı, hem de kahramanları hatırlattı.
Ben de iyi ki bu güzel takımın yazarı olmuşum dedim bir kez daha.
Siz de biliyorum ki Ankaragücü taraftarı olmaktan bir kez daha gurur duymuşsunuzdur.
Düşünenleri de uygulayanları da yürekten kutluyorum.
METİNER ERDEM