Bu sabah güne VİRALSPOR Genel Yayın Yönetmeni Orhan Karadağ’ın muhteşem yazısıyla başladım.
Bir avukat (!) spor yazarını naif üslubuyla eleştiriyor.
Sonra eleştirdiği sözde spor yazarı arkadaşın yazısını okudum.
Kendi kendime iyi ki önce Orhan Karadağ’ın yazısını okumuşum diye şükrettim.
Aklımdan geçenlerden, yazmak istediklerimden utandım.
Bu yazıyı da biraz sakinleşip, Orhan Karadağ’ın yazısını bir kere daha okuduktan sonra kaleme alıyorum.
Kimdir bu arkadaş?
Sözde spor yazarı, Trabzonspor ile ilgili yazılar yazıyor.
Trabzonspor, her Ankaragüçlünün Bursaspor’dan sonra kendisine en yakın hissettiği kulüp.
100 Ankaragüçlü’ye sorsan, 99’u bu sezon Trabzonspor’un şampiyon olmasını ister.
Teknik direktörü bile her röportajında “Gönlümden Trabzonspor’un şampiyonluğu geçiyor” diyor.
Ankaragüçlü, teknik direktörüne kızar ama bu kızgınlık sözün içeriğinden dolayı değildir, üslubu, yeri ve zamanı hatalı bulur.
Bu arkadaş daha düne kadar, ligin oynanmadan bugünkü puan tablosuyla tescil edilmesi yönünde yazılar yazıyordu.
Trabzonspor şampiyon olsun da hak, hukuk, adalet önemli değildi onun için.
Sadece averajla önde olan, kalan 8 maçının 5’ini (Galatasaray maçı da dahil) deplasmanda oynayacak Trabzonspor’un Covid-19 pandemisi nedeniyle şampiyon ilan edilmesinde bir sakınca görmüyordu.
Ankaragücü Başkanı Fatih Mert’in öncülük ettiği “ligden düşme kalksın” önerisiyle ilgili bugüne kadar bir kalem bile oynatmamıştı.
Bir anda Süper Lig’in oynanması, ligden düşmenin kaldırılması olasılığı artınca öyle bir yazı kaleme almış ki, sormayın gitsin.
Ankaragücü ve diğer 6 kulüp için “futbolun hiç gelişememiş 7 cüceleri”, “komedi dans grubu” ifadelerini kullanmış.
Eleştirilerini bu kulüplerle de sınırlı tutmamış, bu 7 kulübe destek olan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil’i de hedef tahtasına koymuş.
Bu zihniyete göre, düşme kaldırılırsa adil ve dürüst bir lig olmazmış.
Türkçe mealiyle şike yapılır diyor arkadaş.
Ankaragücü, Trabzonspor’u sever ama…
Bu zihniyete ilk tepkiyi de Trabzonspor yönetiminin göstermesini ister.
Aksini düşünmek bile istemez…
Bu arkadaşa neden yanıldığını bir iki maddeyle de anlatayım.
Bir kere pandemi kulüpleri 5 parasız bıraktı.
Herkes Trabzonspor gibi devlet kaynaklarından beslenmediği için zorda.
Her maçta galibiyet yaklaşık 3 milyon TL, beraberlik yarısı.
Kimse, bir başkasının şampiyonluğu için bu paradan olmak istemez.
İkincisi muhtemelen, ligi son 3 sırada bitirenler için gelecek sezonun yayın gelirlerinden çok düşük pay almaları gibi bir düzenleme gelecek.
Kimse o duruma düşmek istemez.
Çok uzatmak da istemiyorum, bu zihniyetteki kişilere cevap vermek bile aslında gereksiz.
………………………………..
Yazımı, okumanızı çok istediğim Orhan Karadağ’ın yazısından kısa bir alıntı ile tamamlamak istiyorum.
“Küme düşmenin kaldırılmasını isteyen kulüplerin, Yeni Malatyaspor, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Konyaspor, Çaykur Rizespor, Ankaragücü ve Kayserispor olduğu ortaya çıktı.
Sonra da hoş olmayan yorumlar birbiri ardına gelmeye başladı…
Bir aşağılama…
Bir küçümseme…
Yorumcunun biri, bu talepte bulunanlara ”emzik vermeyi” teklif etti.
Bir diğeri, bu talepte bulunanlara yorumunda, ”Futbolumuzun hiç gelişememiş 7 ‘cüceleri!’ ‘Komedi Dans Grubu’ da diyebiliriz onlara, komik oldukları için.” yazdı.
Daha neler, neler…
Öncelikle hemen şunu söyleyeyim…
Olağanüstü dönemlerin olağanüstü sonuçları olur.
Liglerin tatil edilmesinin ardından sonu belli olmayan koronavirüs dünya salgını nedeniyle, en yerinde kararın bu sezonun hiç oynanmamış kabul edilmesi ve defterlerin kapatılması görüşümü beyan etmiştim…
Hala aynı noktadayım.
Çünkü olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.
Bu 7 kulübün talebini komik bulanlara sesleniyorum…
Her hangi bir arkadaşınızla bir yerde buluşup sohbet edebiliyor musunuz?
Bir kafede oturup birer fincan kahve içebiliyor musunuz?
Bir arkadaşınızı yemeğe çıkarabiliyor musunuz?
Ramazan Bayramı öncesi merhum büyüklerinizin mezarlarını ziyaret edebilecek misiniz?
Ramazan Bayramı’nda büyüklerinizi ziyaret edip, ellerini öpebilecek misiniz?
Ya da, ”bayram süresince sokağa çıkma yasağı var” ama, oturduğunuz apartmandan bir komşunuzun ziyaretinize gelmesine ne diyeceksiniz?
Evet mi, hayır mı?
Bilim Kurulu, ”Komşunuzla bile bayramlaşmayın… Aynı apartmanda bile olsa bayram ziyareti yapmayın, birbirinizi dijital kutlayın ki bu kadar emek boşa gitmesin. Kucaklaşmayı, el öpmeyi öbür bayramlara saklayacağız” diyor.
Bir kaç satır önce yazdığım gibi, olağanüstü dönemlerin olağanüstü sonuçları olur.
Dünya en son 1918 yılında İspanyol gribinde böyle bir dönem yaşadı… Milyonlarca insan hayatını kaybetmişti.
Koronavirüsün de aşısı bulunana kadar herkes diken üzerinde yaşayacak.
12 Haziran’da başlaması öngörülen futbol için kulüpler virüs gölgesinde çalışmaya başladı. Ancak bu bizim bildiğimiz antrenmanlara hiç benzemiyor…
Bunun sonunda birçok futbolcunun ciddi sakatlık yaşamasının mümkün olduğunu söylemek kesinlikle falcılık olmaz.
Salgın olmasa, ligler bitmiş olacaktı.
O dönemde ligin tehlikeli bölgesinde olmasına karşın bir yükseliş ivmesi yakalayan takımlar vardı… Şimdi öyle olmayacak…. Bu haksızlık değil mi?”
Yazının tamamı: http://www.viralspor.com/olaganustu-donemlerin-olaganustu-sonuclari-olur/