Gazi Ercüment Tekin ve arkadaşlarının Ankaragücü’nde iktidarı ele geçirmesinin üzerinden 10 gün geçti.
10 gündür Ankaragücü’nü Ankaragüçlüler yönetiyor.
Son günlerde en çok muhatap olduğum soru: “Bu yönetim başarılı olur mu?
Yine son günlerde en çok eleştirildiğim konu da “sessiz kalmam, yeni yönetime destek veren paylaşımlar yapmamam.”
Her birini tek tek sevdiğim gerçek Ankaragüçlüler yönetimde.
Bugüne kadar, abi kardeş olarak muhabbetimiz vardı, birlikte deplasmanlar yapıyorduk.
Ancak bundan sonra onlar yönetici, ben gazeteci.
Mesleki anlayışım gereği, gazeteci ile kulüp yöneticileri arasında sınırlar olmalı.
Genel kurul öncesi desteğimi net şekilde verdiğimi sanıyorum.
Genel kurul sonrası ise icraatlarını göreceğim.
Doğrularını alkışlayacağım, yanlışlarını eleştireceğim.
Bu yüzden ilk icraatlarını görmek için bir süre beklemede kaldım, yazmadım.
İlk icraatları Mehmet Yiğiner’in “onursal başkan” olması.
Ben bu konuda nötrüm.
Ne desteklerim ne de karşı çıkarım.
Mehmet Yiğiner, son güne kadar başkan adayı olarak Ankaragüçlüler’in umuduydu.
Aday olup seçilse, kulübü yeniden düzlüğe çıkarsa yönetim kurulu kararına gerek kalmadan sonsuza kadar herkesin gönlündeki onursal başkan olacaktı.
Maalesef kulübün içinde bulunduğu şartları öne sürerek başkan adayı olmadı.
Gazi Ercüment Tekin’i desteklediğini resmi olarak açıklamadı, kongreye de katılmadı.
Buna rağmen seçimin ertesi günü Beştepe Tesisleri’ne geldi, Ankaragücü için kolları sıvadı.
Onursal başkan nedir, ne iş yapar bilinmez ama gördüğümüz Mehmet Yiğiner’in bildiğimiz başkanlar gibi çalıştığı.
Mehmet Yiğiner’in geçmişteki katkılarını biliyorum, şu an verdiği desteği de görüyorum.
Ancak, aday olmamasını, bu yönetime destek verdiğini açıklamamasını, kongreye gelmemesini doğru bulmuyorum.
Delegeliğin taraftarlara açılması mükemmel ötesi bir karar.
Gönülden destekliyorum.
Ancak delegelik ücretinin 10 bin TL olması yanlış.
1910 gibi makul ve sembolik bir rakam olsa, şu an yeni üye sayısı belki binleri bulur, gelir olarak da kulübün kasasına daha fazla para girerdi.
Yönetim artık geri adım atamayacağından en azından ödemede bir kolaylık getirmesi lazım.
Transfer yasaklısı kulüpte altyapı kulübün kalbidir.
O kalp iyi çalışmazsa Ankaragücü kısa sürede darmadağın olur.
Cengiz Paça’nın altyapı koordinatörlüğüne getirilmesini bu yüzden önemsiyorum, destekliyorum.
Ankaragücü’nün bu zor şartlarda başarılı olabilmesi için teknik direktörün kim olacağı çok önemli.
Maalesef yeni yönetimimiz bu konuda gecikti.
Mustafa Kaplan son 3 haftadaki icraatlarıyla piyasası olan bir teknik direktör.
İlk günden Mustafa Hoca ile anlaşıldığına dair söylentiler çıksa da henüz ortada atılmış imza yok.
Ankaragücü bu hafta Mustafa Kaplan ya da en az onun kadar değerli bir hoca ile anlaşmazsa takımda çözülme olur.
Sözleşmesi devam eden oyuncular bile ayrılmak için sıraya girer.
Ankaragücü’nde transfer yasağı olduğu, muhtemelen de kaldırılmayacağı için mevcut oyuncu grubunu korumak büyük önem taşıyor.
Cem Tuna Türkmen ve Ali Kaan Güneren dışında yerli futbolcular para yerine ev aldığından kulüpten alacağı bulunmuyor.
Ali Kaan Güneren de geçen sezon ev aldığından bu sezon kabul etmemişti.
Ali Kaan Güneren’in ödemesi ya yapıldı ya da bugün yarın yapılır.
Ancak Cem Tuna Türkmen sözleşmesini tek taraflı feshetti.
Onun ayrılığında bu yönetimin değil, eski yönetimin kabahati var.
Amed maçı öncesi parası ödenmesi gerekiyordu, ödenmedi, o da fesih hakkı kazandı, bu hakkı kullandı, sözleşmesini tek taraflı feshetti.
Sözleşmesi devam eden bazı yerli futbolcuların da ayrılmak için menajerleri aracılığıyla kulübe başvurduğunu biliyorum.
Eğri oturalım doğru konuşalım.
Hiçbir futbolcu belirsizliklerin olduğu ortamda çalışmak istemez.
Ankaragücü’nün transfer yasağını kaldırması çok zor.
Zaten yönetim bu olasılığı sesli olarak da gündeme getiriyor.
Bunun anlamı Ankaragücü önümüzdeki zor günlerde aidiyet duygusu çok fazla olmayan futbolcularla mücadele edecek.
Paralarını düzenli öderseniz oynayacaklar, ödemezseniz sık sık isyan haberleri gelecek.
Yönetimin para sorununu bir an önce çözmesi, söz verdikleri sponsorluk anlaşmalarını, gelir getirici projelerini hayata geçirmeleri gerekir.
Yönetimin alkışladığım bir icraatı da Renaldo Cephas’tan sonra ödeme yaptığı kesimin kulüp çalışanları olması.
3-4 aydır maaş alamayan emekçilere hakkını vermek gerek.
Yönetimin çözmesi gereken bir sorun da kulüpteki bankamatik çalışanları.
Beştepe ve Tandoğan’da 150-200 personel çalışıyor gözüküyor.
Yarısı ortada yok, kalanların yarısı da işe yaramaz.
Mali disiplin için öncelikle bu kişilerin temizlenmesi şart.
Bankamatik çalışanları dururken, kulübün medarıiftiharı medya ekibinin ayrılık kararı beni çok üzdü.
Önce Mina, ardından da Aşkın ve Furkan kulüp ile yollarını ayırdı.
Yolları açık olsun üçünün de.
Bu camia sizi hiç unutmayacak.
Gelelim başlıktaki sorunun yanıtına.
Kısa vadede, Mehmet Yiğiner’in de desteğiyle takımın gelecek sezon yarışmacı bir kimlik kazanacağına inanıyorum.
Bu yıl çok zor da olsa TFF 1. Lig’e yükselirlerse, başarının devamı gelebilir.
Ancak, İsmet Beltan’ın ifade ettiği gibi transfer yasağı kaldırılmadan 3-4 sezon bu ligde kalınması hedefleniyorsa, Ankaragücü’nü önce 3. Lig, sonra amatör küme bekliyor demektir.
O yüzden bu sezon çok önemli.
Sadece taraftar desteğiyle de olmaz bu iş, Ankara iş dünyasını mutla işin içine çekmek gerek.
METİNER ERDEM
1 Yorum
Bu Ankaragucu uyeligini daha uygun odeme sartlarinda yurt disi olarak da acsalar ne guzel olurdu.