Ankaragücü, Eryaman Stadı’nda taraftarıyla buluştuğu maçta Fenerbahçe’ye 1-0 yenildi.
Rakip Fenerbahçe, 9 yıldır hasret kaldığı şampiyonluğa bu sezon ulaşmakta kararlı.
Transferde harcadığı inanılmaz paralarla, Süper Lig standartlarının çok üzerinde kadro oluşturdu.
Ankaragücü de transfer sezonunun dikkat çeken ekiplerinden biri oldu.
3 İstanbul takımı ve Trabzonspor’dan sonra en fazla Ankaragücü’nün transferleri konuşuldu.
İsim isim bakıldığında kağıt üzerinde Fenerbahçe daha ağır bassa da Ankaragücü bu farkı muhteşem taraftarıyla kapatacak güçteydi.
Hatta, bu sezon dokuzuncu resmi maçına çıkan Fenerbahçe’nin iki gün önce çok yoğun bir tempoda geçen Twente maçının yorgunluğunu yaşaması, ibreyi çok az da olsa Başkent ekibinden yana çeviriyordu.
Maç, Maraton’un muhteşem koreografisi ile başladı.
Diğer tribünlerinde zaman zaman desibel rekorlarını zorlayacak performans sergilemeleri sahadaki Ankaragücü futbolculara artı motivasyon oldu.
Fenerbahçe, pahalı ayakların becerileriyle daha net pozisyonlar bulsa da 90 dakikanın çok büyük kısmı, başa baş mücadele şeklinde geçti.
Maçın hakkı yüzde yüz beraberlikti.
Nitekim maçın normal süresinin son dakikasında Hanousek’in iki Fenerbahçeli tarafından biçilmesine hakem Arda Kardeşler gibi VAR Alper Ulusoy da seyirci kalmasa, maç berabere bitecekti.
Daha ligin başı ama hakemler, geçen sezon kaldıkları yerden devam etmekte kararlı.
Bir değil iki değil, hemen her maçta Ankaragücü’nün penaltıları gözgöre göre verilmiyor.
Ama bakıyorsun, ne futbolcular ve teknik heyet saha içinde ne de yönetim saha dışında hakkını arıyor.
Penaltı o kadar net ki buna rağmen bakıyorsun Hanusek dahil sahadaki hiçbir futbolcudan, yedek kulübesinden hakeme tepki yok.
Futbolcu, teknik heyet tepki gösterse, tribünlere yansıyacak, ister istemez hakemler etkilenecek.
Anlaşılmaz şekilde tepkisiz bir takım oldu Ankaragücü.
Maçta pozisyon tekrarını izleme şansımız olmadığından, Ankaragücü’nü takip eden medya mensupları olarak biz de pozisyonun bu kadar net olduğunu fark edemedik.
Maçtan sonra Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin’den öğrendim.
Takımlardan biri Fenerbahçe olunca maçı takip eden kamera sayısı, canlı yayın yapan TV sayısı artıyor.
Maç sonu bu kameralar, protokol tribünü girişinde kuruluyor.
İki takımın yöneticileri canlı yayında maçla ilgili görüşlerini paylaşıyor.
Birkaç haftadır Ankaragücü, hakemler tarafından doğranırken sessiz kalan Ankaragücü yönetimi belki bu maçta ses çıkarır diye bekledim.
Hazır 10’un üzerinde canlı yayın yapan ulusal TV de var.
Maç bitti, tribünler boşaldı, bir tane Ankaragücü yöneticisi bile gelip o mikrofonlara konuşup hakkını aramadı.
Gerçi diyeceksiniz ki arasa ne oluyor?
Yıllardır bu Arda Kardeşler ile Ankaragücü maç kazanamamış, bakıyorsun maç öncesi hakemle ilgili algı operasyonu yapan taraf Fenerbahçe.
Türkiye’nin bir çok kentinde stat zeminleri berbat ötesi.
Samsun’da yağış nedeniyle maç erteleniyor.
Son yılların en yoğun yağışının olduğu günde Eryaman Stadı pırıl pırıl.
Tek bir yerde bile su birikintisi yok.
Çimler harika.
Ama bir haftadır bu statta maç oynatmamak için yapmadığını bırakmayan Fenerbahçe’ye maç sonu bir çift söz eden Ankaragücü yöneticisi ortada yok.
Son yıllarda çok açık görüyoruzki maçlar sadece sahada kazanılmıyor.
Saha dışında da güçlü olman, hakkını araman gerekiyor.
Ankaragücü, sanki tüm haklarını geçen sezonun ikinci yarısında kullanmış gibi.
Bu sessizlik bakalım daha ne kadar sürecek.
Maç sonu basın toplantısında Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, maç programlarının yoğunluğundan dem vurarak Ankaragücü maçına yeterince hazırlanamadıklarını, sadece yaptıkları analizleri futbolcularla paylaşmakla yetindiklerini söyledi.
Merak ettim İsmail Hoca’ya “Ankaragücü’nün analizini nasıl yaptınız” diye sordum.
Sadece 3 futbolcu için özel önlem almışlar.
Ali Sowe, Renaldo Cephas, Tolga Ciğerci.
Sezon başladı 4 hafta oldu, Ankaragücü takımı herkes tarafından ezbere bilinen bir takım oldu.
Ali Sowe ve Renaldo Cephas’ı adam adama markaja al, tek oyun kurucu pozisyonundaki Tolga Ciğerci’ye baskı yap, Ankaragücü’nün hücum gücünü yüzde 70-80 düşürüyorsun.
Maalesef hiçbir sürprizi yok Tolunay Kafkas’ın.
Tolunay Hoca, hatalar yapıyor.
Ancak artı yönü hatasından ders çıkarıyor, kısa süre içerisinde doğruyu bulabiliyor.
Bu kadro yapısıyla üçlü stoper oynamak riskliydi, sezona öyle başladı, sonrasına daha ikinci haftada dörtlü defansa döndü.
Matej Hanousek, Alper Uludağ gibi orijinal sol bekleri olmasına karşın, onları yanında oturtup iki haftadır Nihad Mujakic’i sol bek oynattı.
Basın toplantısında buna devam edip etmeyeceğini sordum, bundan sonra orijinal sol beklerle oynayacağını söyledi.
Şu anda bir hata daha yapıyor.
Ankaragücü’nün sadece bir önliberoyla ihtiyacı olduğunu söylüyor.
Acı ama gerçek, Ankaragücü’nün neredeyse tüm defansı SOS veriyor.
Sarı Lacivertliler, bu sezonki transferleriyle ofansif anlamda oldukça güçlendiler ama defans geçen sezondan çok geri.
Mutlaka ama mutlaka en azından bu takımı Uros Radakovic’e mahkum etmeyecek bir stoper alınmalı.
Ankaragücü geçen sezonki iskelet kadroyu koruyup üzerine önemli transferler yaptı.
Hal böyle olunca sıfırdan kurulan takımlara nazaran daha avantajlı oluyorsun.
Teknik heyetin zamana ihtiyacımız var, sabır deme lüksü kalmıyor.
Ayrıca Ankaragücü, kağıt üzerinde zor gözüken ama avantajlarla dolu bir sezon başlangıç fikstürüne sahipti.
Adana Demirspor ve Fenerbahçe’nin Avrupa Kupaları yorgunluğu vardı, Kasımpaşa ve Karagümrük de sezona hazır değildi.
Maalesef Ankaragücü bu avantajını değerlendiremedi.
Sezon başı yine şampiyonluk, Avrupa söylemleri, ilk 4 haftada düşme potasındaki bir Ankaragücü.
Bu sezon başlangıcı böyle olmamalıydı.
Şimdi önümüzde milli maç arası var.
Bu arayı çok iyi değerlendirmek gerekir.
Hem transfer hem de Hoca’nın farklı taktik anlayışları geliştirmesi açısından.
Bu maçta Ankaragücü’nü çok da eleştirmek istemiyorum.
Karşısında hakemi de arkasına almış çok güçlü bir takım vardı.
Buna rağmen doksan dakika başa baş bir oyun sergilediler.
Asıl eleştireceklerim, sözünü yerine getirmeyen yöneticiler ve Ankara polisi.
Bu köşede de defalarca bu konu yer aldı.
Maalesef Türkiye’nin her yerine stada giriş çıkışlarda öncelikle taraftarın konforu düşünülürken Ankara’da tam tersi oluyor.
Ankara polisi, Ankaragücü taraftarına adeta terörist muamelesi yapıyor.
Taraftar, ayakkabıları bile çıkartılıp aranarak stada alınırken, giriş çıkışlar işkenceye dönüşüyor.
Basın sözcüsü Hüseyin Aytekin, bugünkü yönetim içinde tribünden gelen tek kişi, bu nedenle sorunları en iyi bilen kişi.
Her konuşmamızda ben söylemeden o ne yapılmasını söyler.
Tespitleri son derece doğrudur.
Başkan Faruk Koca’ya sorunları tek tek anlattığını, hepsinin çözüleceğini söylemişti.
Söz vermişti, geçen sezonki sorunların bir daha yaşanmayacağına.
Ancak geçen sezondan çok daha beter bir maç sonu yaşandı.
Sözde girişler tek kapıdan yapılacaktı, çıkışlarda tüm kapılar açılacaktı.
Girişte, kapılardaki arızalar nedeniyle işkence yaşandı.
Çıkışlarda yine tek kapı kullanıldı, binlerce kişi izdiham halince bir metrelik kapıdan dışarıya çıkmaya zorlandı.
Tepki gösterenlere “sosyal medyadaki paylaşımlara” göre biber gazı sıkılmış, coplanmış.
Nitekim kanlar içindeki taraftarların görüntüleri vardı maç sonrasında.
Bu konunun muhatabı ne taraftardan sorunlu yönetici Gülsen Yılmaz ne de stattan sorumlu yönetici Mert Kızılırmak.
Tek muhatap Başkan Faruk Koca’dır.
Faruk Koca gibi arkasında siyasi güç de bulunan bir kişi artık masaya yumruğu vurmalı, Ankara polisinin yaptıklarına dur demeli.
Tüm sorunlar kendisine aktarıldığı halde hala bu görüntüler ortaya çıkıyorsa, Faruk Koca da kendi gücünü sorgulamalı.
Bu maç özelinde de Ankaragücü yönetimi çıkıp taraftardan özür dilemeli.
METİNER ERDEM
2 yorum
Kalecimiz GIKIEWICZ’den bahsedilmemiş. Her top geldiğinde aklımız çıktı, bu kadar mantar bir kaleciyi kim takip etmiş acaba? Bahadırdan daha iyi değil. Bu defans ve kaleci ile istediğin kadar iyi oyna her an hata yapmaya hazırlar.
Tam sana yakışır bir yazı olmuş Metiner Erdem.
Alakalı alakasız tüm problemleri başkan Faruk Koca’ya boca etmişsin. Kendini zorla muhattap aldırmaya, başaramayınca da böyle nifak tohumları saçan yazılar yazmaya devam ediyorsun. Aklınca yönetimi deviren yazar olacağını meslektaşlarından 100 adım öne geçeceğini sanıyorsun. Bu uğurda gecekondu grubunu bile maşa olarak kullacak kadar gözü dönmüş bir şekilde hareket ediyorsun.
Ne geçecek eline, hadi yönetim gitti başkası geldi. Ankara polisi, hakemler, tff, istanbul medyası Ankaragücü’ne farklı mı davranacak. Sen yönetimi deviren adam olarak kasım kasım kasınırken Ankaragücü krizlerden krizlere buhranlara girecek ama sen yine kendine başka bir suçlu başka bir kurban bulup kabahatini gizleyeceksin..
Tek bildiğim her yazında taraftarı kaşıyarak adım adım Ankaragücü’nü karıştırmaya çalıştığındır..
⠀