MKE Ankaragücü, Dünya Kupası nedeniyle lige verilen 45 günlük aranın ardından oynadığı ilk lig maçında Antalyaspor’u deplasmanda 2-0 yendi.
Galibiyet için üç ismi altını kalın şekilde çize çize kutlamak gerekir.
Birincisi Nihad Mujakic.
Dünya Kupası’nın yıldızlarından, Antalyaspor’un gol ve asistlerinin yarısının tek başına sahibi, bonsevisi için 10 milyon Euro’ların konuşulduğu Haji Wright’i adeta sahadan sildi.
Tüm ikili mücadeleleri kazandı, Yasin Güreler’in zaman zaman yaptığı hatalarda kademeye giren hep oydu.
10 numara, 5 yıldızlık oyun sergiledi.
İkincisi Uros Radakoviç.
Nihad, Haji Wright ile uğraşırken, Antalyaspor’un diğer gol ayaklarının tamamını durdurmak ona kalmıştı.
O da görevini eksiksiz yerine getirdi.
Üçüncüsü Kevin Malcuit.
İki sezon boyunca sadece birkaç maça çıkmış bir oyuncuydu.
Backraundu çok iyi olmasına rağmen transferi riskti, bu risk alındı.
İyi ki de alınmış.
Yoksa bu sezon Oğuz Ceylan ile zor geçerdi.
Her maç üstüne koya koya bugünlere geldi.
Antalyaspor maçında da defansta çok az hata yaptı, ofansta da maçı koparan adam oldu.
Jese Rodrigues’e 5-6 defans oyuncusunun arasından yaptığı asist tam anlamıyla usta işiydi.
Bu üçlü Ankaragücü’nün askerleriydi.
Generaller kendilerini sıkmazken, onlar tüm güçlerini ortaya koyup, alın teri akıtıp üç puanda pay sahibi oldular.
Bu üçlüye biraz Ali Sowe, biraz Pedrinho, sonradan oyuna giren Jese Rodrigues, Lamine Diack ve Ghayas Zahid eşlik edince harika bir sonuç ortaya çıktı.
Kaleci Bahadır Han Güngördü’ya fazla iş düşmedi, düştüğünde de işini yaptı.
İlk yarıda 15 dakika Ankaragücü üçüncü bölgede basan, rakibi hataya ve top kayıplarına zorlayan bir görüntüdeydi.
Bu baskı sonucu girilen iki pozisyondan sonuç alınamayınca, bu kez Ömer Erdoğan takımı biraz geriye çekerek rakibi ikinci bölgede beklemeye başladı.
Sanırım düşüncesi ikinci bölgede kapılacak topları, ya kanatlardaki Giorgi Beridze ve Emre Kılınç ya da ara paslarla Ali Sowe ile buluşturup pozisyon bulmaktı.
Ama bunu biraz Pedrinho yapabildi, Taylan Antalyalı ve Tolga Ciğerci ise topu ileriye ya da kanatlara taşımak yerine geriye veya yana oynayarak, çokca da top kaybı yaparak Ömer Erdoğan’ın taktiğinin boşa çıkmasına neden oldular.
Üçüncü bölgede baskı, ekstra performans da gerektiriyordu.
Ankara ve Antalya’daki kamplarda ağır idmanlar yapıldığını biliyoruz.
Ömer Hoca, belki de hala o idmanların yorgunluğunu üzerinden atamamış takımı daha fazla yormamak amacıyla bu taktik değişikliğine de gitmiş olabilir.
İlk yarı sona erdiğinde, skorun hala 0-0 olması Ankaragücü için şanstı.
Uzatmalarla birlikte toplam 105 dakika oynanan maç, Ömer Erdoğan ile Nuri Şahin arasında taktik savaşı şeklinde geçti.
Maçın kırılma anı Giorgi Beridze’nin çıkması, yerine Jese Rodrigues’in girmesi oldu.
Emre Kılınç’ın kilit pasını asiste çeviren Kevin Malcuit, oyuna sadece saniyeler öncesi giren Jese Rodrigues’i 5-6 defans oyuncusu arasından topla buluşturarak Ankaragücü’nü öne geçirtti.
O dakikadan sonra Ankaragücü deplasmanda nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı.
Önceki maçlarda gibi ceza sahasına çekilmedi, maçı orta saha mücadelesine çevirdi.
Antalyaspor, Trabzonspor’a 5 gol atmış hücum yönü çok güçlü bir takım.
Bu maçta da pozisyonlar bulması doğaldı.
Ankaragücü, mücadeleci gücüyle son vuruşların, final paslarının etkili olmasını engelledi.
İkili mücadelelerde ayakta kalan, topu kazanan hep Sarı Lacivertli oyuncular oldu.
Ankaragücü açısından maçın vasat ve vasat altı oyuncuları Taylan Antalyalı, Tolga Ciğerci, Emre Kılınç ve Giorgi Beridze’ydi.
Yasin Güreler, olağanüstü mücadele etmesine rağmen, çok ciddi hatalar yapmaya devam etti.
Bu kadar oyuncu vasat ya da vasat altı olup da maçın skorunun 2-0 olması inanılır gibi değil tabii ki.
O yüzden Nihad Mujakiç, Uros Radakovic ve Kevin Malcuit’in neredeyse 3 kişilik performanslarını yabana atmamak gerekir.
Transferlerin çoğu başarısız olsa da bu üçlünün transferinde kimin payı varsa kutlamak gerekiyor.
Bu kişi Emre Yıldız olsa dahi.
Ömer Erdoğan da bazı ısrarlarından artık vaz geçmeli.
Antalya’daki her röportajında takımda sanki başka oyuncu yokmuş gibi sürekli Tolga Ciğerci, Taylan Antalyalı ve Emre Kılınç’ın transferini anlattı.
Açık söyleyeyim bu üçlü geldikleri günden beri takımın generalleri gibiler, Ömer Hoca’dan torpilliler.
Ne kadar kötü olurlarsa olsunlar, hep 11’deler.
Artık bunların biraz dinlendirilip Tasos’un, Lamine Diack’ın, Marlon Xaiver’in, Ghayas Zahid’in daha fazla süre almalarının zamanı geldi.
Özellikle Emre Kılınç’ın bonservisinin alınması için İstanbul medyasının çabası var.
Ankaragücü’nün böyle bir hata yapmaması gerekir.
Şu anda Pepe ve Macheda gözden çıkartılmış görünüyor.
Taliplileri varsa, gönderin yerine bulabilirseniz daha iyisini alın.
Ama taliplisi yoksa, kolaya kaçmamalı, bu oyuncuları da kazanmanın yollarını aramalı Ömer Hoca.
Kadroya almamak kolaya kaçmaktır.
Zahid’i de gözden çıkarmıştı, kadroya almıyordu, hata yaptığını anladı.
Onları da kazanmaya çalışmalı Ömer Hoca.
Ankaragücü, çok zor bir maçtan 3 puanla döndü ama yine de eleştiriler had safhada.
Taraftar, takımdan daha üst düzey performans bekliyor.
Nedeni de Ömer Erdoğan’ın Hatayspor’daki ilk sezon performansı.
2 sezon öncesi Hatayspor gibi dikine oynayan, geçiş oyunlarıyla pozisyonlar bulan bir Ankaragücü istiyorlar.
Ömer Hoca, daha ilk haftasında Beşiktaş maçında bunun sinyallerini de vermişti.
İyi oynuyor gözüktüğü çok maçı kaybedince, oyun anlayışını değiştirdi.
Artık göze hoş gelmese de sonuç odaklı oynatıyor takımı.
Merkezi kapatıyor, maçı da bir anlamda kilitliyor.
Bu oyun anlayışı sayesinde 5 maçtır kaybetmiyor takım.
Ümraniyaspor’u da yenerse, alt sıralar ile araya epey mesafe koyar, sonra belki göze hoş gelen Hatay’daki oyuna yeniden döner.
Ama önce puanlar alınmalı, ligde üst sıralara tırmanmalı.
Bu tür galibiyetlere de eleştirilerle gölge düşürülmemeli.
Yoksa TFF’nin dünkü açıklamaları ile bana cevap hakkı doğmuştu.
Söyleyecek çok sözüm vardı.
Şimdilik cevap hakkını değil, susma hakkımı kullanacağım.
Antalya deplasmanı olunca Eren ve Mert’i unutmak olmaz.
Deplasman tribünleri mükemmel, tek pankartın Eren ve Mert’e ait olması anlamlıydı.
Bu yazıyı da onlar için yazılan, maç sonu futbolcuların tribünle birlikte söylediği şimdiden efsaneleşmiş beste ile tamamlamak istiyorum.
“Deplasmanda omuz omuza,
Ekmek bandı bir tas çorbaya,
Ayıramaz ölüm bile,
Eren ile Mert kalbimizde”
Mekanınız cennet olsun çocuklar.
METİNER ERDEM