Ankaragücü, kazansa ligde kalmayı garantileyeceği maçta Pendikspor ile golsüz berabere kaldı.
Geride sadece bir maç kaldı.
Trabzonspor’u, Trabzon’da yenmekten başka çare kalmadı.
İkili averaj, üçlü averaj, dörtlü averajmış, bunlar boş işler.
El alem, saha ve seyirci avantajını ele geçirdi mi affetmiyor, final niteliğindeki maçlardan kaç puan gerekiyorsa onu alıyor.
Kayserispor’a bir puan yetiyordu, 15’inci dakikada 10 kişi kalmasına rağmen o puanı aldı yırttı.
Gaziantep FK, mutlak kazanması gerekiyordu, kazandı.
Samsunspor’a 1 puan yetiyordu o da aldı.
Hatayspor bile neredeyse Beşiktaş’ı İstanbul’da yeniyordu.
Bu saatten sonra kimse, Hataylı İlhan Palut’un çalıştırdığı iddiasız Rizespor’un, deprem mağduriyetinden dolayı tüm Türkiye’nin arkasında olduğu Hatayspor’dan puan almasını beklemesin.
Gaziantepspor’un efsanesi İbrahim Üzülmez’in çalıştırdığı, düşmesi kesinleşen Pendikspor’un da TFF Başkanı’nın takımı Gaziantep FK’yı yenmesini hayal bile etmeyin.
Konyaspor da göreceksiniz haftaya muhtemelen şampiyon olarak gelecek Galatasaray’dan ihtiyacı olan 1 puanı güle oynaya alacaktır.
Almasa bile ikili, üçlü averajlarda Ankaragücü’nün üstünde yer aldığından, Ankaragücü’ne beraberlik yetmeyecek.
İşin özeti Ankaragücü Trabzon’da ya kazanacak ya kazanacak.
Kendi işini kendi görecek, diğer maçların sonuçlarına bakmayacak bile.
Son deplasman galibiyetini 6 ay önce almış Ankaragücü, ligde, kupada önüne geleni deviren, son haftaların en formda ekibi Trabzonspor’u Trabzon’da yenebilir mi?
O maç öncesi kupa finali olmasa, Trabzonspor ligde 3’üncülüğü garantilemiş olmasa ihtimal yüzde 1 bile değil derdik.
Fakirin ekmeği umut, Ankaragücü camiası da şimdi acaba deyip bir umutla haftayı geçirecek.
Böyle olmamalıydı, Ankaragücü bu hallere düşmemeliydi.
Maça gelirsek….
Pendikspor, beraberlikte bile küme düşeceği maçta, 80 dakika vakit geçirerek oynadı.
Ankaragücü’nün maçın sonlarına doğru panik yapacağını bilinçsizce saldıracağını düşünüyorlardı.
Nitekim, neredeyse istedikleri oluyordu.
90. dakikada Erencan Yardımcı, bomboş iki arkadaşı varken bencillik edip kendi gol atma sevdasına düşmese, o topu inanılmaz şekilde Ali Kaan Güneren çıkarmasa, şu an fakirin ekmeği de olmayacaktı.
Ankaragücü maça çok baskılı başlasa da bir türlü sakin kalamadı, gereksiz stres ve panik yaptı.
Bu yüzden de ilk ve tek tehlikeli şutunu 45+’ıncı dakikalarda Garry Rodrigues ile bulabildi.
İkinci yarıda da akılda kalan Ali Sowe’un kaçırdığı pozisyon ile Christian Bassagog’un ofsayt gerekçesiyle VAR’dan dönen golleri oldu.
Bir de tehlikeli olabilecek noktalarda kazanılan iki serbest vuruş vardı.
Ama o dakikalarda serbest vuruş ustası Efkan Bekiroğlu, oyundan erken alındığı için sahada yoktu.
Buna karşılık Pendikspor’un da Umut Nayır’ın üst ağlara takılan kafa vuruşu, son dakikalarda her biri yürekleri ağza getiren kontra atakları oldu.
Maç öncesi futbolculara ciddi para ödemeleri yapıldığı, morallerin tavan yaptığı haberleri gelmişti.
Bazı futbolculardan çok özel performans bekleniyordu.
Bu maçta da gördük ki sorun para değilmiş, ruh eksikliğiymiş.
Emre Belözoğlu, kariyeri boyunca hep zirve mücadelesi verdi.
İlk kez küme düşme mücadelesi içinde.
İlk kez Anadolu takımlarının kaderi olan ekonomik sıkıntıları göğüslemeye çalışıyor.
Olmadı, altından kalkamadı.
Dün maç kadar, maçın ardından düzenlenen basın toplantıları gündem oldu.
Başkan İsmail Mert Fırat konuşmadığı için onun yapması gerekenleri de üstlenen basın sözcüsü Hüseyin Aytekin, maç sonu kameraların karşısına geçerek taraftardan özür diledi, yaşanan maddi ve manevi sorunlara değindi, Trabzonspor’u deplasmanda yeneceklerini iddia etti.
Sen misin bunları söyleyen, bir anda sosyal medyada linç edildi.
Hem de ne hakaretlerle.
Hüseyin Aytekin, tribünlerden gelen, babadan, dededen Ankaragüçlü bir genç.
Bunu okurken üzülecek ama yazmak zorundayım, babası geçen yıl Ankaragücü-Beşiktaş kupa maçını izlerken heyecanlanıp kalp krizi geçirdi, vefat etti.
Ankaragücü için büyük acılar çekmiş bu insana, bu hakaretleri yaparken, insanda biraz insaf olur yahu.
Ayrıca, sadece kendi işini iyi yapmakla kalmadı, son günlerde yaptığı 2 büyük meblağlı loca satışıyla da takıma maddi katkı sağladı.
Ne söylemiş: Maddi, manevi yalnız bırakıldık.
Yalan mı?
Taraftarı kast etmiyor.
Ligin sonuna geldik, medyadan takip ediyoruz.
Konya’da, Kayseri’de, Gaziantep’te, Hatay’da, valiler, belediye başkanları, oda başkanları, bakanlar, milletvekilleri bir olmuş, her gün tesislere moral ziyaretleri yapıyor.
Ankara’da bu kentin en önemli markası olan Ankaragücü küme düşüyor, kimsenin umurunda mı?
O kentlerin valisi, emniyet müdürü rakip takımı baskı altına almak için polis gücünü bile kullanabiliyor, bazen Trabzonspor-Fenerbahçe maçında olduğu gibi özellikle devre dışı bırakıyor.
Dün araştırdım, maçta 500 özel güvenlik, 1400 polis memuru görevliymiş.
Normalin neredeyse 5 katı.
Yollarda görev yapan trafik polisleri hariç.
Tek yaptıkları, Ankaragücü taraftarını baskılayıp, Pendikspor oyuncularına kendilerini güvende hissetmelerini sağlamak.
Bravo Ankara Valisi, bravo Ankara Emniyet Müdürü…
Bu takım aylardır maddi sorun yaşıyor.
Sebebi de MKE’den sponsorluk parasının gelmemesi.
MKE, “paranız hazır, yukarıdan talimat bekliyoruz” diyor.
Aylardır, yukarısı Ankaragücü yönetimine randevu vermiyor.
Bu kentteki bakanlar, milletvekilleri, valiler, belediye başkanları, oda başkanları aracı olmuyor.
Kimse kılını kıpırdatmıyor.
“Maddi, manevi sahipsiziz” demeyecek de ne diyecek Hüseyin Aytekin?
Emre Hoca, haftalardır imalı sözler sarf ediyor.
Geçen hafta “ya konuş ya da sonsuza kadar sus” diye bir yazı kaleme aldım.
Maç sonu basın toplantısında, bu yazıyı gündeme getirdi, “olayı, ölmemi mi istiyorsun”a kadar getirdi.
“Beni kimse susturamaz” dedi.
Aslında o yazımda Emre Belözoğlu’na sus demiyorum.
Aksine konuş, insanlar ne yaşanıyor bilsin istiyorum.
Bu takım, Hikmet Karaman döneminin son 8 haftasında öyle şeyler yaşadı ki, takım tepe taklak oldu, 1 puanı alamadı, küme düştü.
Neler yaşandı neler ama kimse konuşmadı.
Halil Umut Meler olayı oldu, Hikmet Karaman çıktı, “Faruk Koca bana da yumrukla saldırmıştı” dedi.
O zaman konuşsaydı, belki olayın üstüne gidilir, taraflar barıştırılırdı.
Susuldu, susuldu, takım küme düştü.
Yine aynısı yaşanmasın diye ben o yazıyı kaleme aldım.
Konuşulsun ki çözülebilecek bir konuysa, herkes el atsın istedim.
Hikmet Karaman gibi takım küme düştükten sonra konuşsan ne olur?
Geçmişte Faruk Koca ile yaşadığımız polemiklerden dolayı ulusal medyaya çok malzeme verdik.
“Trabzonspor maçından sonra konuşacağım” dedi, ben de yeni polemik konusu yaratmamak için Trabzonspor maçını bekleme kararı aldım, cevap vermedim.
Bu yüzden ne yapıp edip, Trabzon’a gideceğim, polemikse polemik, maç sonu hocayla hak etmediğime inandığım bu ağır sitemini konuşacağım.
Bir de evde görüntüleri izlerken bir şey dikkatimi çekti, çok canımı sıktı.
Hocam, sen 14 yaşından beri futbolun içindeysen ben de senin yaşın kadar bu mesleği yapıyorum.
Sana ilk günden beri destek oldum, geçen haftaya kadar ısrarla desteği sürdürdüm.
Bu yüzden ben de ağır eleştirilere maruz kaldım.
Sense, ilk eleştiride bunu yapıyorsan…
Ayıp ediyorsun.
METİNER ERDEM
2 yorum
metin efendi 4veya 5 hafta önce takım iyiye gidiyor diyordun iyi dediğin küme düşmekmiydi ya sen futbolu bilmiyorsun yada ankaragücü düşmanısın sende şerefsiz emre abicisin belli oldu koskoca ankaragücü takımı ligin 2.yarısında 3 galibiyet almış istanbulu.hatayı.alanyayı.hatta pendiki yenemiyorsun 2.yarıda transfer yapıyorsun oynatmıyorsun sana soru bu yönetimde bok çıktı peki bize adam gibi futboldan anlayan ankara sevdalısı başkan bulamıyacakmıyız
Emre hoca takımda biraz ruh vardi oda gitmiş 1 hafta kaldi sende gidersin zaten istesende kalamazsin oyuncular vurdumduymaz ölmüş esek kurttan korkmazmis sözünü hatirlatti hicbirsey umurlarinda degil kimse tribünleri atesleyemedi ceza alanina girip bir yan top cikarmak niye zor bu futbolun gereği ali soweye atmak yerine herkes kendi ciliz şutunu cekiyor emreye karşı anladikda ali soweden başka forvet yok machedayi gördük Abdullah avci emreye belki acirda yedekleri cikarir olsada biz gol atamiyoruz sert şut yok güc yok nasil olacak Trabzon kaleci koymasin yine atamaz bizimkiler