Ankaragücü’nde 31 Ekim’de yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi tam bir sessizlik hakim.
Kapalı kapılar ardında toplantı üstüne toplantı yapılıyor, çok sayıda kişinin adı başkanlık için geçiyor ama kapılar açıldığında herkes susuyor.
30 Temmuz kongresindeki gibi demeç savaşları yaşanmıyor.
Geçmişte sütten ağzı yanan çok olduğu için artık herkes yoğurdu üfleyerek yiyor.
Öncelikle herkes Mehmet Yiğiner’in son günlerdeki demeçlerinde olduğu gibi adaylara ılımlı yaklaşıp yaklaşmayacağını merak ediyor.
Bunu adaylık başvurularındaki davranışlarıyla test etmek mümkün.
“Yönetime girmek isteyen, aday olmak isteyen arkadaşlarımız varsa gerekli evrakları bize teslim etsinler, üye yapalım. Engelleme asla olmaz, bizim tek derdimiz Ankaragücü’nü yaşatmak” demişti.
Bu söz üzerine ilk açıklamayı eski başkanlardan Bent Ahlat yaptı.
Bent Ahlat, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla, yol arkadaşlarının üye yapılması için randevu talep ettiğini duyurdu, “adayım” demedi ama ima etti.
Sürekli olarak sosyal medyadan Mansur Yavaş ile fotoğraflarını paylaşan Bent Ahlat’ın Ankaragücü’nde karşılığı var mıdır, bilmiyorum.
Bunu biz değil, delege bilir; girer seçime sonucunu görür.
Bent Ahlat’ı tanımam ama uzun yıllar Anadolu Ajansı’nda editörlük yaptım, ayrıntılara dikkat ederim.
Ben Ahlat paylaşımlarında unvan olarak eski Ankaragücü başkanı olduğuna vurgu yapıyor.
Bir paylaşımında Ankaragücü’nün 43. Başkanı diyor, diğerinde ise 45. Başkanı.
Ankaragücü’nün kaçıncı başkanı olduğunu bile bilmeyen bir kişi bu kritik süreçte kulübe ne kadar faydalı olabilir; yorumu, takdiri Ankaragüçlülere bırakıyorum.
30 Temmuz’daki seçime listesindeki isimler üye yapılmadığı için katıl(a)mayan Murat Ağcabağ da yeniden adaylığı düşünüyor.
Ağcabağ, projeleriyle taraftarın gönlünü kazanmış ama delege listesini elde edememesi, listesini tamamen üye olmayan kişilerden oluşturması eleştiri konusu olmuştu.
Murat Ağcabağ ile bir telefon görüşmesi yaptım.
Bu kez oldukça temkinli; 43 kişilik listesi de hazır.
Önceden açıkladığı 13 kişilik yönetim listesinde 3 değişiklik yapmış, yönetim kurulu üye sayısı 17’ye çıktığı için de doğal olarak yeni eklemeleri olmuş.
Çok önemli 3 işadamının daha listesinde yer alacağını iddia ediyor.
Mehmet Yiğiner ile görüştüğü iddia edilen Birol Darçın ile yol arkadaşlığını sürdürdüğünün de altını çiziyor.
Listesinde yer alıp Ankaragücü delegesi olmayanların isimlerini avukatları aracılığı ile kulübe bildirmiş.
Şimdi Murat Ağcabağ da beklemede.
Bir engelleme olmazsa aday olacak.
Bu arada aracılar, Murat Ağcabağ ile Mehmet Yiğiner’i bir araya getirmek için harıl harıl çalışıyor.
Ağcabağ, Yiğiner ile bir araya gelmeye sıcak bakıyor; büyük ihtimalle yakında bir araya gelecekler.
Ağcabağ, her konuyu tartışmaya hazır ama Mehmet Yiğiner’in başkanlığında bir yönetime girmeme konusunda da kesin kararlı.
Yiğiner, böyle bir teklifle gelirse kesinlikle reddedeceğini söylüyor.
“Mehmet Yiğiner’in başkanlığında bir yönetime girecek olsam bu mücadeleyi neden verdim ki” diyor.
Ağcabağ, Mehmet Yiğiner’in göreve devam etmesinin Ankaragücü’nü felakete sürükleyeceğine inanıyor.
“Transfer yasağını kaldırmak için gerekli para 55 milyon liraya çıktı. Bu parayı bulmaları imkansız. Tüm futbolcuları tek tek alınlarından öpmek isterim. Para almamalarına rağmen olağanüstü mücadele ediyorlar. Ama nereye kadar? Transfer yasağı kalkmazsa Ankaragücü’nün geleceği karanlık olur” diyerek endişelerini dile getiriyor.
Tamer Açar, taraftarın aday olmasını istediği bir isim.
Şu sıra yoğun baskı altında.
Mehmet Yiğiner daha önce yönetime almak istemiş, Tamer Açar açık açık başkanlığa aday olacağını söyleyip teklifi reddetmişti.
Onun düşüncesi Haziran 2020’de yapılacak olağan kongrede aday olmaktı.
Bakalım baskılara dayanabilecek mi?
Osman Gazi Kandaş’ın Mehmet Yiğiner’i beklediği, Yiğiner aday olmazsa liste çıkaracağı söyleniyor.
Neden olmasın, tecrübesiyle Ankaragücü’ne katkı verecek bir isim.
Mansur Yavaş’a yakın bir isim olan Aykan Kütahya ismi bir ara gündeme geldi ama sonradan aday olmadığı ortaya çıktı.
Gelelim Mehmet Yiğiner’e.
Mehmet Yiğiner, ılımlı açıklamaları ile dikkati çekiyor, kimseye atar yapmıyor.
Bu yüzden de seçim süreci kavgasız gürültüsüz geçiyor.
Ama Mehmet Yiğiner’in kronik bir hastalığı var, yine o hastalık nüksetmiş durumda.
Kendisini kulübün seçimle işbaşına gelmiş başkanı değil de sahibi olarak görüyor, başkanlığı devredeceği kişilerle ilgili sürekli koşullar öne sürüyor.
Bilgi, birikimi olacak, parası olacak gibi.
Sonra da amatör kümeden, Süper Lig’e bilgi birikimini anlatıyor.
Yani adrese teslim ihaleler olur ya, daha ihale yapılmadan kimin kazanacağı belli olan cinsten.
Aynen onun gibi başkan adayı olarak hep kendini tarif ediyor.
Beşiktaş da Kayserispor da Ankaragücü gibi olağanüstü genel kurul kararı aldı.
Orada başkanlar sürece müdahil oluyor mu?
Hayır.
Demokratik bir ortam hakim oralarda.
Ha İlhan Cavcav gibi bu kulübe 30-40 yıllık hizmetin olur, o hakkı kendinde görürsün.
2 şampiyonluğun var, takımı 2. Lig’den alıp Süper Lig’e çıkardın ama olmadı, tıkandın kaldın.
Borç yapılandırması olmadı, transfer yasağını kaldıramıyorsun, futbolculara ödeme yapamıyorsun, prim öderken bile zorlanıyorsun.
Taraftarla arayı bozdun, bir türlü düzeltemiyorsun.
Onun için kongre yapmıyor musun zaten?
Görevi bırakmaya niyetin olmadığı, en fazla Haziran’a kadar emanetçi başkan adayı aradığın söyleniyor.
Senin gibi güç sahibi birinin yapamadığını emanetçi başkan mı yapacak Sevgili Yiğiner?
Ya parası, gücü olanlarla, her koşulda yanında olanlardan harmanladığın, transfer yasağını kaldırabilecek kişilerden oluşan süper bir liste yapıp yoluna devam et ya da bu işe talip olanların yolundan çekil Sevgili Başkan.
30 Temmuz Kongresi’nde rakibinin listesindeki isimleri üye yapmadın, delege listesini sakladın.
Sonuçta seçimi kazandın ama biz “Mehmet Yiğiner kazandı, Ankaragücü kaybetti” demiştik.
Maalesef haklı çıktık.
Haklı çıktığımızı 2 ay sonra yeniden kongre kararı alarak siz tescil ettiniz Sayın Yiğiner.
Umarım 31 Ekim’de kazanan sadece ve sadece Ankaragücü olur.
………………………………………..
TEŞEKKÜR
Ankaragücü camiasında yeniyim ama iyi ki bu camianın içine girmişim dedim kendime tüm hafta boyunca.
Ablamın vefatından dolayı acımı paylaşan tüm arma sevdalılarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Acılar paylaşılarak azalırmış derler, o kadar çok paylaşanım oldu ki Ankaragücü camiasında…
Sağ olun, var olun…