Kim ne derse desin Ankaragücü bu sezon iyi bir kadro kurdu.
Sarı-Lacivertliler, devre arasında giden oyunculara rağmen, hala ligde iş yapabilecek, en azından küme düşmeyecek kadroya sahip.
Başkent ekibinde bugün yaşanan kaosun birçok nedeni var.
Maddi imkansızlıklar, yönetimsel hatalar, başkanlık yarışı, krizin iyi yönetilememesi, vs. vs.
Ve hepsinden önemlisi koskoca Ankara’da bir stadın olmaması.
Aslında kaosun nedenlerini sıralamam istense ilk sıraya stadı yazardım.
Stat neden mi önemli? Şu tabloya iyi bakın:
Ankaragücü, 18 takım arasında iç saha performansı açısından 17. sırada.
Üstelik, çoğu takımdan bir iç saha maçı fazlası olmasına rağmen.
9 maçta sadece 10 puan toplanmış.
İç sahada kaybedilen puan ise 17.
Bu tabloya göre, Ankaragücü iç sahada 9 maç yapmış görünüyor.
Ama Ankara’da oynanan maç sayısı sadece 5.
Bir düşünün, sakat ve cezalardan dolayı çoluk çocukla oynayacak Beşiktaş ve sıkıntılı bir dönemden geçmekte olan Göztepe ile maçlar Ankara’da oynansaydı ne olurdu.
Başarı, çoğu zaman olumsuzlukların üzerini örter.
İlk yarı 20 puanla değil de 24-25 puanla tamanlansaydı, son 6 maçın 5’i kaybedilmemiş olsaydı, bugün çok daha farklı gündemimiz olurdu.
Pekala bu tablonun sorumlusu kim?
Ağustos ayında açılması gereken Eryaman Stadı, Söğüt İnşaat- belediye-bakanlık üçgenindeki koordinasyon eksikliği, ilgisizlik gibi nedenlerle açılmadı.
Gençlerbirliği bu süreçte sessiz kaldı, Ankaragücü de ona uydu.
Gençler’in sessiz kalmasını bir nebze anlayabilirim, onlar zaten 500-600 kişiye oynayan bir ekip, Eskişehir’de oynadılar, ulaşım rahat, stat mükemmel.
Osmanlı Stadı’ndan daha avantajlıydı, onlar için Eskişehir.
Ankaragücü niye sustu, tüm mesele burada.
Bu süreçte Mehmet Yiğiner, yöneticiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birçok kez bir araya geldiler.
Hatta 19 Mayıs’taki AKP mitingine kupayı götürdüler ama hiç bu konuyu açıp yardım istemediler.
Halbuki isteseler, taraftarı da arkasına alıp ortalığı ayağa kaldırırlardı.
Susmayı tercih ettiler.
Susmayıp, hak arasalardı, kim zorda kalacaktı?
Tayyip Erdoğan, sürekli devlet ihalesi alan Söğüt İnşaat’ın sahibi Mustafa Akan’a “bitir şu stadı, teslim et” deseydi ne yapacaktı, sayın Akan?
Olmaz mı diyecekti, mümkün müydü Sayın Akan’ın Erdoğan’a karşı çıkması?
Mustafa Akan, Mehmet Yiğiner’in yakın dostu, Ankaragücü’ne maddi anlamda destek de oluyor, kabul ama…
Bu stat işini uzatarak kulübün geleceğiyle oynadığı da bir gerçek.
Ankara’daki ilişkileri de anlamak, çözmek için herhalde Einstein’in IQ’suna sahip olmak gerekir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ne kadar dev ihalesi varsa hepsinin altında Mustafa Akan imzası var.
Melih Gökçek’in bir numaralı müteahhidi.
Bu adam aynı zamanda Mehmet Yiğiner’in de kankası.
Bir yanda sözde kanlı bıçaklı Mehmet Yiğiner ile Melih Gökçek , diğer yanda ikisnin de kankası Mustafa Akan.
Ben anlayamıyorum, anlayan varsa beri gelsin.
Ankaragücü’ndeki başkanlık yarışı artık son bulmalı.
Şubat’a kadar kongre olması imkansız.
Murat Ağcabağ en azından sezon sonuna kadar sessiz olmalı, gerçekten Ankaragücü başkanlığına talipse, inandırıcı projelerle ortaya çıkmalıdır.
Şu ana kadar söylemleri, davranışları ile pek inandırıcı gelmedi.
Gençlerbirliği’nde de muhalefet hareketi oldu, Arda Çakmak, Murat Cavcav’ın karşısına çıktı.
Çıkarken yanında en az 10 arkadaşı vardı.
Siz Murat Ağcabağ’ın yanında bir kişi gördünüz mü?
Yönetimde kimse elini cebine atmıyor diyorsun, sonra Mehmet Yiğiner istifa etsin, ben bu yönetimle çalışırım diyorsun.
Bu yönetimle çalışırsan 35 milyonu nereden temin edeceksin?
7 futbolcuyla anlaştım diyorsun, kendine güldürüyorsun.
Kulüpte genel kurul kararı alınmamış, başkanlık yarışı yok.
Hangi futbolcuyla, hangi sıfatla görüşeceksin.
Bir tane futbolcu adı var mı, o da yok.
Bu arada Mehmet Yiğiner’e Süper Lig, bir değil birkaç beden fazla gelmiştir.
Ama son gelimeler göstermiştir ki alternatifi Murat Ağcabağ değildir.
Yiğiner, kabul edelim TFF 2. Lig şampiyonluğunun mimarıdır..
Son gelişmelerden anlyoruz ki takım geçen sezon İsmail Kartal-Ahmet Ketenci-Sedat Yeşilkaya üçlüsüne teslim edilmiş.
Spor Toto 1. Lig şampiyonluğu tamamen onların eseriymiş.
Bu sene de sırtını onlara dayayıp, Ağustos böceği gibi yazı keyif yaparak geçirince kayaya tosladı.
Son günlerde, ciddi bir şekilde direksiyonu eline aldı.
Ödemeler az az da olsa yapılmaya başlandı.
Keşke, bu performansı sezon başında gösteseydin demezler mi insana.
Hala çok da geç kalınmış sayılmaz.
Çünkü bu kadroya gerçekten çok inanıyorum.
Yeter ki para sorunu biraz hallolsun, teknik heyet hayalcilik yapmasın.
Bu hafta Erdem, Yalçın, kaleci Hopf, kesin oynamayacak.
Erdem oynamayınca takım ciddi sorunlar yaşıyor.
Djedje, sağ beke çekilince orta sahanın performansı düşüyor.
İsmail Kartal, Djedje’nin de olmadığı dönemde sağ bekte İlhan’ı, Kenan’ı oynatarak şapkadan tavşan çıarmak istedi, olmadı.
Futbolcuların CV’sine bakmaya bile gerek duymamış anlaşılan.
Bu takımda Djedje’nin dışında Sedat ve Thomas’ın da ikinci mevkisi sağ bek.
Diyelim Sedat sağ beke konuldu.
Galatasaray maçına, Korcan (Altay), Sedat, Thomas, Alihan, Pinto, Djedje, Moulin, Faty, Bifouma, Cerci, El Kabir 11’I ile çıkılsa, kim peşin kaybederiz diyebilir.
Hadi Galatasaray’a kaybedildi, bu kadro Alanya’yı yenemez mi?
İkinci yarı 5 maç kazanamaz mı?
Yeter ki Yiğiner söz verdiği paraları bulup dağıtsın.
Ağlamaya hiç gerek yok, para sorunu olmasın bu takım ligden düşmez.