Ankaragücü, Ziraat Türkiye Kupası yarı final ilk maçında Beşiktaş ile sahasında 0-0 berabere kaldı.
Nar bilmecesi gibi…
Maç öncesi kadro açıklandığında esame listesinde bir sürpriz vardı, maç başladı sürpriz sayısı üç oldu.
Maç öncesindeki sürpriz Alexis Flips’in ilk 11’de oynamasıydı.
Kazımcan Karataş’ın formsuzluğundan dolayı kesik yemesini bekliyorduk, kadroda Atakan Çankaya’yı görünce şaşırmadık.
Beklenti, Atakan Çankaya’nın Uros Radakoviç ile beraber stoper tandeminde yer alması, Nihad Mujakic’in ise sol beke kaydırılması şeklindeydi.
Emre Belözoğlu, geçmişte bu dizilişle birkaç kez maça başlamıştı.
Maç başlayıp Stelious Kitsiou’yu sol bekte, Atakan Çankaya’yı ise stoper yerine sağ bekte görünce şaşırmamak elde değildi.
Kitsiou’nun geçmişini araştırdım, 500’e yakın resmi maça çıkmış, bu maç öncesi sadece bir kez solda ilk 11’de maça başlamış.
O da 2019-2020 sezonunda Mustafa Kaplan yönetimindeki Ankaragücü’nde, sol bekte değil de orta sahanın solunda.
Deplasmanda Antalyaspor ile oynanan ve 2-2 biten maçta bir gol atmış, diğer golün de asistini yapmış.
Hemen hatırladım o maçı, müthiş oynamıştı, Mustafa Kaplan hocayı da maç sonunda sorununu transferlerle değil de takım içinde çözdüğünden dolayı arayıp tebrik etmiştim.
Kitsiou, dünkü maçta da mükemmele yakın oynadı.
Keşke Ankaragücü bir sol beki gönderip, Alper Uludağ varken 2 sol bek daha transfer edeceğine, Mustafa Kaplan’ın geçmişte, Emre Belözoğlu’nun da dün yaptığı gibi çareyi kendi kadrosunda arasaydı.
Kulübün milyonlarca lirası heba olmasaydı.
Neyse çok uzatmayalım.
Umarın sol bek sorunu bu maçla birlikte rafa kalkar.
Maça dönersek üç sürprizli ilk 11’in ardından Ankaragücü 4-1-4-1 dizilişi ile maça başladı.
Beşiktaş, maçın ilk yarısında ağırlıklı olarak Rashid Ghezzal ile sağ kanattan gelmeye çalışırken, kaya gibi sağlam duran Yunan oyuncu rakibin tüm ataklarını rahatlıkla durdurmayı başardı.
Rakip atakları durdurmak bir yana hücumda da takımın en etkili isimlerinden biri oldu.
Başlıkta Ankaragücü’ne operasyon çekilmiş dedim ya, Ali Sowe’un VAR’dan dönen golünde asisti yapan Christian Bassagog’a harika kilit pası veren de Stelious Kitsiou’ydu.
Gelelim operasyon meselesine.
Artık maçları orta hakemler değil de VAR hakemleri yönetiyor.
VAR çıktı çıkalı, o küçük ekrana gidip de kararında direnen sadece bir hakem gördüm.
O da Kasımpaşa maçında verdiği saçma penaltıda direnerek Ankaragücü’nü küme düşüren Mete Kalkavan’dı.
Başka örnek hatırlamıyorum, VAR ne derse o oluyor.
O yüzden VAR hakemi çok ama çok önemli.
TFF, bu yüzden tartışmalara son vermek için önemli maçlara yabancı VAR hakemi atamaya başladı.
Ligdeki Ankaragücü-Gaziantep FK, Ankaragücü-Beşiktaş maçlarında yabancı VAR hakemleri görevliyken, o maçlardan çok daha önemli olduğuna inandığım Ankaragücü-Beşiktaş Ziraat Türkiye Kupası yarı final maçına çok ilginç atama yapıldı.
Mustafa Öğretmenoğlu, bu sezonun ilk yarısında VAR’da en fazla görev yapan hakemlerden biriydi.
Skandal hataları ayyuka çıkıp bazı kulüplerin tepkisini çekince TFF 1. Lig maçlarında görev verilmeye başlandı,
Süper Lig’de ise sadece AVAR’da görev aldı.
2 aydır, Süper Lig kulüplerinin maçlarında görev yapmayan Mustafa Öğretmenoğlu, bir anda Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde karşımıza çıktı.
Onunla da yetinmediler yanına da daha bir gün önce ligin en tartışılan maçının AVAR’ı Onur Özütoprak’ı verdiler.
Bu ikili ne yaptı?
Ankaragücü’nün buz gibi golünü “Ali Cengiz oyunuyla” ofsayt gerekçesiyle iptal ettirdiler.
Fotoğrafa iyi bakın.
Stelious Kitsiou’nun pasında Christian Bassagog için ofsayt veriliyor.
Soru 1: VAR ve AVAR çizgiyi oyuncuların vücudunun neresinden çekmiş.
Cevap: Hem Ankaragüçlü oyuncunun hem de Beşiktaşlı oyuncunun ayaklarından.
Soru 2: Aslında çizgi nereden çekilmeliydi?
Cevap: Vücudun (kollar hariç) kaleye en yakın noktalarından.
Omuz da topla oynanabilen bir bölge.
Bu nedenle çizgi Bassagog’un kaleye en yakın noktası olan ayağından, Beşiktaşlı futbolcunun yine kaleye en yakın noktası omzundan çekilmeliydi.
Şimdi yukarıdaki fotoğrafa bir daha bakın.
Çizgi öyle çekilmiş olsaydı, pozisyon ofsayt olur muydu?
Bassagog en az yarım metre geride olur, zorunlu olarak gol verilirdi.
Ekrana bir saniyelik görüntü veriliyor, hop elinden final alınıyor.
Hadi yabancı VAR’dan vaz geçtim, elinizin altında yarı otomatik ofsayt sistemi var.
Bu sistem insan hatalarını sıfırlıyor.
Bir kez daha TFF’ye sormak gerekir.
Neden elinizin altındaki o sistemi Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde kullanmadınız?
Maçta önümüzde monitör olmadığından pozisyonu basın toplantısında Emre Hoca’ya sordum, taktik ekranında ofsayt olarak göründüğünü söyledi.
Eve geldim, özetleri izleyince başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Pozisyonun uzaktan yakından ofsaytla ilgisi yoktu.
Koskoca Ankaragücü’nde bu pozisyonu yorumlayacak, insanları uyaracak bir kişi olmaz mı?
Bu pozisyonla ilgili kenardan en ufak itiraz gelse, o taraftar o stadı hakem Ümit Öztürk’ün başına yıkardı.
Ümit Öztürk gibi eyyamcı bir hakem bile diken üstünde maç yönetmek zorunda kalırdı.
Yok, kimse itiraz etmeyince taraftar da ofsayt sandı, maç o şekilde oynandı bitti.
Kulüp, kendi hakkını bile arayamazken, ilk yarıdaki futbolu öve öve bitiremesem, maç ilk yarıda en az 3-0 olmalıydı desem, ikinci yarı Beşiktaş’ın oyuncu değişikliklerine Ankaragücü’nün karşılık veremediğini yazsam ne olur yazmasam ne olur?
Ankaragücü, İstanbul’da Beşiktaş’ı yenip finale çıkacakmış.
Bu hakemlerle, bu TFF ile hayal kurmak bile zor be arkadaş.
Daha çok yazacak şey var, transferler, Emre Hoca’nın doğruları, yanlışları, deplasmanda tek ses olan taraftarın Eryaman’da bir türlü bunu becerememesi…
Neler neler…
Epeydir teknik nedenlerle Gölge TV’de yayın yapmıyorduk, dünkü maç artık yayınlara yeniden başlama zamanının geldiğini gösteriyor.
Kendi kendimize de olsa hakkımızı aramaya çalışalım, belki sesimizi bir yerlere duyururuz.
Olimpiou Morutan’a bir kez daha geçmiş olsun dileğiyle, bu akşam saat 21.00’de Gölge Markaj’da görüşmek üzere…
METİNER ERDEM