Ankaragücü, deplasmanda lig lideri Fenerbahçe’ye 2-1 yenildi.
Fenerbahçe, 10 yıla yaklaşan Süper Lig kupası özlemini sona erdirmek için bu sezon oldukça iddialı bir kadro kurdu.
İstanbul ekibinin 200 milyonu Euro’yu aşan kadro değeri, Şükrü Saracoğlu’na konuk olan Ankaragücü’nün neredeyse 10 katı.
Bu kadar kaliteli bir takıma karşı oynamak doğal olarak çok zor.
Fenerbahçe’nin, çok pahalı kadro kurmasına karşın kendi sahasında kaybettiği maçlar da oldu, berabere kaldığı maçlar da.
Bir de kazansa da rakibi karşısında çaresiz kaldığı maç oynadı.
O maçta rakibi Antalyaspor’du.
Antalyaspor, sahanın her yerinde 60-70 dakika Fenerbahçe’ye baskı uyguladı, 2 kez öne geçti ama şanssız gollerle yenildi.
Maç öncesi Emre Belözoğlu’nun önünde iki seçenek vardı.
Ya Antalyaspor gibi sahanın her yerinde rakibe basacak bir oyunu tercih edecekti ya da çoğu maçta yaptığı gibi ikinci bölgede kalabalık bir şekilde bekleyip, kaptığı topları Ali Sowe, Renaldo Cephas, Olimpiou Morutan’a aktararak geçiş oyunu oynayacaktı.
Emre Hoca, rotasyon yapma imkanı olmadığından, yoğun maç trafiğinden dolayı yorgun olan takımının alışık olduğu ikinci seçeneği tercih etti.
Oyunun ilk dakikalarında da amacına ulaştı.
Ali Sowe ve Olimpiou Morutan arasındaki hızlı pas trafiği ile rakip yarı alanda Renado Cehpas’a aktarılan top, henüz 12’nci dakikada penaltı kazanılmasını sağladı.
Penaltıda Renaldo Cephas’ın müthiş hızı kadar, Fenerbahçe kalecisi Livakovic’in kalesini gereksiz terk edişinin de etkisi vardı.
Ankaragücü, galibiyeti 15-20 dakika koruyabilse, oyun çok farklı yerlere gidebilirdi ama olmadı.
Kazandığı golden sadece 7 dakika sonra Cengiz Ünder’in orta şut karışımı vuruşu, Nihad Mujakic ve kaleci Bahadır Han Güngördü’nün zincirleme hatasıyla gol olunca oyunun seyri değişti.
Maç o dakikadan sonra tek kaleye döndü.
İsmail Kartal, Ankaragücü’nü son derece iyi analiz etmiş.
Son haftaların en formda ismi Pedrinho’yu, ayağına gelen her topta ikili baskı uygulayarak etkisiz hale getirdi.
Ali Kaan Güneren de baskı karşısında etkisizleşince bu oyuncuların forvet hattı ile ilişkileri kesildi.
Tolga Ciğerci, uzun süren sakatlığının etkisini henüz üzerinden atamamış.
Maçta, defans ile hücum hattı arasında bağlantı kurması gerekirken, çoğu zaman el freni oldu.
Başkent ekibi, Olimpiou Morutan’ın mükemmel füzesi dışında maç boyu rakip kalede etkili olamadı.
Rakibin oyununa mahkûm kalan, etkisiz bir Ankaragücü izledik sahada.
Fenerbahçe’de maç boyu sayısız atak bindirmeleri yapan Ferdi Kadıoğlu, Ankaragücü defansını forvetlerden daha çok zorladı.
Emre Belözoğlu, bir ara Renaldo Cephas’ı Ferdi Kadıoğlu’nun kanadına göndererek, hıza hızla karşılık vermek istedi ama nafile.
Fenerbahçe’de İsmail Yüksek de oyunu iki yönde iyi oynayan, Ankaragücü’nü çaresiz bırakan isimlerdendi.
O kadar çok mücadele etti ki artık midesi kaldırmadı, İsmail Kartal’dan maçın son dakikalarında kendisini oyundan almasını istedi.
Fenerbahçe’nin en formsuz bölgesi Cengiz Ünder dışında forvet hattıydı.
İnanılmaz goller kaçırdılar.
İyi ki de kaçırdılar, yoksa Ankaragücü için kara bir gece olabilirdi.
Ankaragücü takım olarak tel tel dökülürken, sadece kaleci Bahadır Han Güngördü, dikkat çekici performans gösterdi.
İlk golde hatası olsa da sonrasında mükemmele yakın performans gösterdi.
Fenerbahçelilerin auta attıkları şutlar dışında 5 yüzde yüzlük golü önledi.
Bahadır Han Güngördü, Galatasaray maçından sonra en iyi oyununu Şükrü Saracoğlu Stadı’nda gösterdi.
Emre Belözoğlu, elindeki son derece kısıtlı kadroyla haftalardır şapkadan tavşan çıkarma uğraşında.
En az 10 maçta tavşanı çıkardı ama bu maçta olmadı.
Futbolcular gibi zaman zaman teknik direktörlerin de formsuz maçları oluyor.
Bu maç da Emre Belözoğlu açısından böyle bir maçtı diyebiliriz.
Oyundan çıktığı ana kadar Ankaragücü’nün ofansif anlamda en etkili oyuncusu Olimpiou Morutan’dı.
Acaba sakatlık ya da yorgunluktan dolayı mı oyundan çıktı diye maç sonu Emre Hoca’ya sordum.
Sadece “benim tercihimdi” demekle yetindi.
Haftalardır gösterdikleri üst düzey performansla dikkati çeken Pedrinho- Ali Kaan Güneren ikilisini bozmak da Emre Hoca’nın eksileri arasında yer aldı.
Ankaragücü’nün acil olarak transfer yapması gerektiği gerçeği bir kez daha ortaya çıktı.
Transfer yasağı da kalktı, neyi bekliyorlar anlamakta zorlanıyorum.
Siebe Van der Heyden stoper.
İlgileniyor musunuz diye soruyoruz, Emre Hoca “ilgileniyoruz ama önceliğimiz başka bölgeler” diye cevap veriyor.
Mert Hakan Yandaş merkez orta saha oyuncusu, Lincoln Henrique sol bek, sol kanat oynayabilen bir oyuncu.
İlgileniyor musunuz diye soruyoruz.
Emre Hoca, “ilgileniyoruz ama önceliğimiz başka bölgeler” diyor.
Abdul Kader Bamba kanat oyuncusu, Riccardo Saponara on numara, ilgileniyor musunuz diyoruz.
Emre Hoca “onlarla da ilgileniyoruz ama önceliğimiz başka” yanıtını veriyor.
Transferin bu kadar gecikmesinin tek bir nedeni olabilir.
Emre Belözoğlı’nun az ama öz, çok kaliteli isimlerle ilgilenmesi.
Onlar olmazsa, b,c, d planı olarak adı geçen oyuncular kadroya katılacak.
Avrupa’nın önemli liglerinde ara transfer 1 Şubat’ta bitiyor.
1 Şubat’tan sonra çok önemli isimler, çok uygun rakamlara alınabilir.
Umarım, düşündüğüm gibidir.
Ankaragücü, şu an Avrupa hattına 7 puan, düşme hattına da 5 puan uzaklıkta.
İstenilen transferler yapılırsa hem kupa hem de ligde Avrupa hayali çok uzak olmayacaktır.
Aksi takdirde her sezon olduğu gibi düşme adaylarından bir olarak kalacaktır.
İsmail Mert Fırat ve yönetimi, hedefleri Avrupa mı olacak yoksa ligde kalmak mı artık karar vermeli.
Fenerbahçe ile dün maçtan sonra görüşmeler yapıldığını biliyoruz.
İsmail Kartal’dan off the record bu bilgileri aldık.
İsmail Mert Fırat yönetiminden bir an önce transferleri gerçekleştirmelerini bekliyoruz.
Emre Hoca sabırlı olabilir ama görüyorum ki taraftarın sabrı artık taşmak üzere.
İsmail Mert Fırat yönetimini, 2 bin Ankaragüçlü taraftarı Şükrü Saracoğlu Stadı’na getirmekteki başarısından dolayı kutluyorum.
Sahada siyah formalı futbolcular, tribünde siyah giyinmiş 2 bin Ankaragüçlü.
40 bin Fenerbahçe taraftarına karşı müthiş tribün mücadelesi verdiler.
Ankaragücü’nün dev bayrağı da yoğun diplomatik girişimlerden sonra açılabildi.
Kadıköy ilk kez deplasman tribününde bu boyutta bayrağa şahit oluyordur.
Bu güzel görüntüyü tarihe not ettirenlere de sonsuz teşekkürler.
İstanbul’dan döndükten sonra maçın özetlerini izlerken, yayıncı kuruluşun bir saniye bile Ankaragücü tribününü ekrana vermediğini gördüm.
Tek kelimeyle ayıp, rezalet.
Basın sözcüsü Hüseyin Aytekin, bu ayıplarını mutlaka yüzlerine vuracaktır.
Kış kıyamette, İstanbul’a gidip, yorgun argın sabaha karşı eve dönen 2 bin Ankaragüçlü’yü de tek tek kutluyorum.
Bir özel teşekkür de Ankara’dan gelen basın mensuplarını karşılayan, ağırlayan ve uğurlayan sevgili Bahadır Erdemir’e.
En kısa zamanda Ankara’da görüşmek üzere sevgili kardeşim.
METİNER ERDEM