Ankaragücü, Mustafa Dalcı ile 4. galibiyetini Yeni Malatyaspor’u 3-1 yenerek kazandı.
Siz de hatırlar mısınız, eskiden gazetelerde futbolcuların performansı 1’den 5’e kadar yıldızlarla değerlendirilirdi.
Yıldızlar değerliydi, torpil kesinlikle olmaz, kolay kolay da kimseye 5 yıldız verilmezdi.
Bir futbolcunun 5 yıldız alması için mükemmel oynaması, en az hat trick yapması, tek başına maç kazandırması gerekti.
4 yıldız çok iyi oynayana, 3 yıldız ise iyi oynayana verilirdi.
Vasat oynayan 2, kötü oynayan da 1 yıldız alabilirdi.
Ankaragücü’nde dün Lukasik ve Paintsil oyundan çıkana kadar 4 yıldızlıktılar.
Endri Çekici ilk yarıda 4 yıldız, ikinci yarı sadece 2 yıldız alabilirdi.
Erdi, Atila ve Bolingi’ye 2 yıldız, diğerlerine ise 3 yıldız verirdim.
Teknik sorumlu Mustafa Dalcı da 3 yıldız alırdı dünkü performansıyla.
Mustafa Hoca’nın dünkü performansı 3 yıldızlık olsa da 8 haftalık performansı, gerçekten 5 yıldızı hakkediyor.
Oynattığı oyun izleyenlere zevk veriyor ama 5 yıldızı oyundan çok Ankaragücü’nü gerçek anlamda bir takım yaptığı için alırdı.
Sıfırı tüketmiş, 2-3 gruba bölünmüş bir futbolcu topluluğu, sadece birkaç haftada nasıl takım olabildi, akıl sır erdiremiyorum.
Elde ettiği başarıya rağmen mütevazılığı da ayrıca alkışlanır.
Maçtan sonra Başkan Fatih Mert ve Futbol Şube Sorumlusu Faruk Koca ile sohbet ederken, Mustafa Dalcı’nın boş mukavele imzaladığı bilgisini aldım.
Hiç pazarlık yapmamış, bir talepte bulunmamış.
Ankaragücü yönetiminin Mustafa Hoca’nın hakkını vereceğine inanıyorum.
Maçta kadrolar açıklandığında, aslında Mustafa Hoca’ya fazla iş düşmeyeceği belli olmuştu.
Hamza Hamzaoğlu, adeta kendi fişini kendi çekti, sahaya sürdüğü 11 ile.
Olcay Şahan, Kubilay Kanatsızkuş ve Umut Bulut’tan oluşan forvet hattıyla Eryaman’da gol aramak, gerçekleşmesi imkânsız bir hayaldi, tabiki gerçekleşmedi.
İkinci yarı bu üçlü çıkıp yerlerine asıl oynaması gereken oyuncular girince önce denge sağlandı, ardından üstünlük Malatya’ya geçti.
2-0’ı koruma içgüdüsüyle geri çekilen Ankaragücü, Paintsil’in de erkenden çıkmasıyla ileride top tutamaz hale geldi.
Malatya da bu sürede oyunu tek kaleye çevirdi.
Mustafa Hoca’nın en büyük zaafı, geliştirmesi gereken yönü takıma defans yaptırmak.
Beceremiyor bu takım Çanakkale geçilmezi oynamayı.
Oynatma o zaman Hocam.
Denizli maçında da dakikalar geçmek bilmedi, Malatya maçında da.
Neyse ki Hafez kırmızı kartla oyundan atıldıktan sonra Malatya cümbür cemaat gelmeyi sürdürdü de Ankaragücü çok önemli boşluklar yakaladı.
Rahatlıkla 3’ü buldular, biraz daha dikkatli olsalar 4’ü, 5’i de bulabilirlerdi.
Zor maçlar serisi bitti, şimdi çok daha zor maçlar başlıyor.
Önce Gaziantep FK, ardından Başakşehir, sonra da Fenerbahçe maçları var.
Mustafa Hoca’nın kendini ispat edeceği maçlar olacak bunlar.
Benzer maçları Beşiktaş ve Trabzon ile de yaptı, takım güzel oynadı ama kaybetti.
Artık, sadece güzel oyun yetmiyor, puan ya da puanlar da almalı ki bizler gibi tüm sporseverler, Mustafa Dalcı gerçeğini fark edebilsin.
Bu arada 2 gün sonra salı günü ara transfer sezonu başlıyor.
Soru şu:
Ankaragücü’nün transfere ihtiyacı var mı?
Altını kalın harflerle çizeyim, bu soru bana değil, Başkan Fatih Mert’e ait.
Malatya maçının ardından transfer yasağının ne zaman kaldırılacağını sorduğumda, benim soruma bu soruyla cevap verdi.
Ortam çok kalabalıktı, şaka mı yaptı, gerçekten bu düşüncede mi sorgulayamadım ama ben de bu sorunun tartışılması gerektiğine inanıyorum.
Ankaragücü, çok ciddi maddi sorunlarla boğuşuyor.
Faruk Koca’nın gücü de bir yerde tıkanabiliyor.
Yok efendim İzzet Erdoğan sportif direktör oldu diye kimse de para yağdırmıyor bu kulübe.
Ayrıca para bulmak da çözüm değil.
Harcama limiti diye bir kriter var, artık paran olsa da transfer yapamıyorsun.
Hatırlayın Fenerbahçe’yi, yasağı olmamasına karşın geçen sezon devre arası transfer yapabildi mi?
Ankaragücü’nün harcama limitleri son kuruşuna kadar dolmuş durumda.
Limitte yer açman için futbolcu satman gerekir?
Herkesin gitsin dediği Assane, Bolingi ve Adziç zaten kiralık, bunları göndermekle kasaya bir Euro para girmez.
O zaman kimi satacaksın, Saba’yı mı, Atakan’ı mı, Lukasik’i mi, Kitsiou’yu mu, Sarlija’yı mı?
Bunlardan birini satsan yerine daha iyilerini bulma imkânın var mı?
Kesinlikle hayır.
Transfer yasağını kaldırmak için kullanacağın 10-15 milyon lira da limitten düşüleceği için eksi bakiyeyle transfer dönemine girmen gerekiyor.
Bu durumda alacağın oyuncu çok ama çok ucuz maliyetli olmalı.
İyi bir on numarayı, sekiz numarayı, kanat oyuncusunu, santraforu ara transferde ancak çok paran ve harcama limitin varsa bulabilirsin.
Sırf transfer yapmak için ucuz oyuncu alırsan, ya takımdaki hava bozulursa ne olacak?
Kim istemez, takıma çok daha iyi oyuncular gelmesini.
Ama hesabı kitabı iyi yapmalı.
Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var sonuçta.