Milliyet Gazetesi’nin saygın yazarlarından Cemal Ersen, bugünkü köşe yazısında Ankara sporunun içler acısı halini kaleme aldı.
Cemal Ersen’in yazısının, ”Ankara’nın taşına bak!” başlıklı bölümü şöyle:
90’lı yıllar Ankara’da spor gazeteciliğinin parladığı dönemlerdi.
En üst ligde kimler mücadele etmedi ki? Ankaragücü, Gençlerbirliği, Şekerspor, Petrolofisi derken, en kalabalık spor servislerinde antrenmanlara yetişecek muhabir bulunamazdı.
Futbol Federasyonu merkezi fiilen Ankara’da idi. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve onlarca federasyon müthiş bir haber kaynağı idi. Spor Bakanlığı’nın kapısı gazetecilere hep açıktı.
Aradan 25 yılı aşkın bir süre geçti.
Bugün hem futbol, hem spor gazeteciliği bitme noktasına geldi ülkenin başkentinde. Çoğu gazetede servisler kapandı, bazıları ise can çekişir hale geldi. Onların da yarınları meçhul!
Futbol dedik ya. Belki de tarihinin en kötü dönemini yaşıyor bu kadim kent. Ankaragücü süper lige veda etti. Gençlerbirliği’nin kümede kalması mucizelere bağlı. Ankaraspor 2. lige düştü. Hacettepe amatöre gitti. Hiç bu kadar iddiasız ve başarısız olmamıştı Ankara!
Kulüpleriyle, medyasıyla, yöneticileri ve taraftarı ile adeta iflas bayrağını çekti Ankara!
Hepimiz suçluyuz. Elimizdeki değerleri teker teker yitirirken ve bugünlere geleceğimiz gün gibi aşikar iken, umursamazca, hoyratça davrandık.
Düşenin dostu olmazmış. Evet, şimdi kimsenin ağlamaya hakkı yok. Bu sonun hazırlanmasında herkesin suçu var! Elbette bir bedeli de.