Milliyet Gazetesi ve Gilette’nin ortak sponsorluğunda düzenlenen yılın spor adamları ödül törenini TV 8’de atletizm ve olimpik spor dallarına değer veren birileri var ki naklen yayınladılar.
Bu töreni izleyenlerin hissettiklerini söylemeleri ne kadar da zor. Bir şeylerin başlaması için bir şeylerin bitmesi lazım ama hayat bitmemiş hikayelerle dolu.
Hem uğruna tehlikeye atıldığı hem de ardından koştuğu şeyi insan 20 yıl sonra nasıl görür?
İnsan 20 yıl önce severek evlendiği eşini 20 yıl sonra nasıl görür? 20 yıl önce severek yaptığı işi, 20 yıl önce gönül verdiği spor dalını 20 yıl sonra nasıl görür?
Her zaman yapacak bir şeyler vardır ama insan yapmamayı tercih ediyorsa buna imkan yoktur. Öyle ilginç bir yerdeyiz ki anlatan uzattığı için dinleyene can sıkıcı, dinleyen de anlatana sabırsız görünüyor.
Beyin monotonluktan dolayı kendini kilitler, insanların monoton spor programlarını izlerken kilitlendikleri gibi.
Sporseverlerin kendisini karşısına alıp, kendi kendisiyle toplantı yapması lazım. Monoton spor programlarına mahkum muyum diye! Ben tavuk gibi mi insan gibi mi yaşamalıyım diye!
Başa gelen çekilir diye kendimizi arabeske bağlamaktansa, nerede hata yaptığımızı düşünmek zorundayız. Her şeyden önce monoton spor programlarını elimize çerez alarak izlemenin hata olduğunu fark etmek zorundayız.
Hayaller hayata sığmaz garanticiliğini bırakmalıyız. Konforla, lüksle kendimizi uyuşturma yoluna gidiyoruz.
Rutine bağlanıp sürüklenmek oyalanmak adınadır. İnsan bir parkta yürüyüşü fit olmak için de yapabilir, yürüyüş sırasında çevreyi, bitkileri, kuşları inceleyerek de yapabilir.
Yenilenmek toplama çıkarma işlemi gibidir. Neyi yaptım da ilerledim, neyi yapmasam daha iyi olurdu diye muhasebe yapmak gerekir. Hepimizin işi aynı zamanda yaşam rolümüzdür. Evlat rolümde aileme nasıl davrandım, iş hayatında arkadaşlarıma ev hayatında komşularıma nasıl davrandım, rolümü iyi oynadım mı? Ayrıca sporseverlik rolünde neden bana sunulan monotonluğa razı oldum gibi.
İnsan daha iyisini yapmak için mutlaka farklı ama her şeyden önce sakin olmalı.
TV 8’deki ödül töreni bir iyilik grubunun yeniden yapılanma hareketi gibi geldi.
İnşallah başkalarına da örnek olarak devam eder. Bu kültürü 60 yıl önce Türkiye’ye Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Namık Sevik getirmişti. Onun adına da ödül verilmiş olması bu işlere değer veren birilerinin olduğunu gösteriyor.
Helal olsun onlara!
ARTUN TALAY