Galatasaray Kulübü’nün itirazı üzerine dün Eryaman Stadı’nda Türkiye Futbol Federasyonu yetkililerince inceleme yapıldı.
Bu inceleme sırasında, cep telefonuma stattaki çalışmaların son durumunu gösteren yukarıdaki fotoğraf geldi.
Futbolu, saha zemin çalışmasının nasıl yapıldığını bilen insanlar için bu fotoğraf son derece normaldi.
Üzerinde çok maç oynanan zeminlerde toprak sıkılaşır, çimlerin kökleri havasız kalır. Bu da çimenlerin ölümüne sebep olur. Bu durumda toprağın havalandırılması gerekir. Havalandırma işlemi sırasında toprak yapısını iyileştirmek için yıkanmış, elenmiş dere kumu ile kumlama yapılır.
İşte sizin fotoğrafta Eryaman Stadı’nın zemininde toprak alan gibi gördüğünüz alanlar aslında kumlama çalışmasının yapıldığı alanlardır. O toprak görüntüsünün altında, kum temizlendiğinde yemyeşil çimenler çıkar.
Tüm bunları bildiğim için, bu fotoğrafı haberde kullanmakta sakınca görmedim.
Sonrasında haberi twitter’da da paylaşınca, bu bilgiye sahip olmayan kişilerden fotoğrafı silmem yönünde tavsiyeler geldi.
Samimi gördüğüm kişilere “Cahil misiniz arkadaş, bu fotoğrafta gördüğünüz kumlama çalışması” desem de içime kurt düştü.
Ortalıkta cahil çok, bu fotoğraf İstanbul basını tarafından algı malzemesi olarak kullanılır, Ankaragücü zarar görür diye kaygılandım, haberdeki fotoğrafı silip, normal stat fotoğrafıyla değiştirdim.
Ben cahili İstanbul’da ararken, o Ankara’da ortaya çıktı.
En yakın arkadaşını bile satmakta beis görmeyen bir kişinin, sözde adımı vermeden hakaretler içeren bir paylaşımla beni hedef gösterdiğini gördüm.
Paylaşımlarda Ankaragücü düşmanlığı, hainlik ne ararsan var.
Muhatap olmak istemedim ama baktım birisi “Korkudan sesi kesildi” yazmış, dayanamadım, bu yazıyı kaleme aldım.
Yüksek sesle söylüyorum:
O FOTOĞRAFI HABERDE BEN KULLANDIM.
Sen cahilsen, stadın zemininde yapılmış kumlama çalışmasını bozuk zemin olarak görüyorsan o ancak senin aptallığındır.
Senin o aptal, cahil bakış açınla bakarsan, bir anda stadın yarısı toprak zemine dönüştü öyle mi?
Son yazımda tam da bu konuya değinmiştim.
Ankaragücü’nün en büyük rakibi Ankaragüçlülerdir diye yazmıştım.
Cahili ise Ankaragücü’nün rakibi değil düşmanıdır.
En yakın arkadaşını satmaya gelince, anlatayım da kararı o arkadaşı versin.
Mustafa Dalcı dönemi, ben dahil herkes Hoca’yı eleştiriyor.
Bir akşam Faruk Koca aradı, “Sosyal medyada çok fazla trol hesap varmış, bunlar kendilerini gizleyerek Mustafa Hoca’yı eleştiriyormuş, nasıl engelleyebiliriz bunu” diye sordu.
Bende “Başkanım, Mustafa Dalcı’yı sadece trol hesaplar eleştirmiyor, gerçek ismini kullanmasalar da herkesin tanıdığı Ankaragüçlüler de eleştiriyor” dedim.
Benden sosyal medyada etkili olan kişilerle temas kurmamı istedi. Amacı, onlarla kulüpte bir toplantı yapmak, sosyal medyada barışı sağlamaktı.
Bir iki kişi ile birlikte bu arkadaşı da aradım.
İlk sorusu, “Kimler katılacak toplantıya” oldu.
Ben de “Kim olacak abi, bir iki isim saydım, sen gelirsin Ferdi abi gelir” diye cevap verince.
“Bu işler Ferdi ile olacak işler değil, ben katılmam” diye telefonu kapattı.
Kibir abidesi, bir anda en yakın arkadaşını satmıştı.
Lanet olsun dedim, o organizasyondan vaz geçtim.
Bu adam, geçenlerde de bir markette su aldıktan sonra espri olsun diye yaptığım paylaşımın altına da sözde avanta talep ettiğim iması olan bir şeyler yazmış.
Faruk Koca, kaç yıldır yönetimde, kaç yıldır da başkanlık yapar.
Sor bakayım bir kez olsun avanta istemiş miyim?
Eski yöneticilere, başkanlara sor.
O su firmasının müdürü senin aşağılık paylaşımını twitter’da yeniden paylaşmış.
Ona sor sinyal var mıydı diye?
Bir tanesi evet desin, benden şunu istedi desin, kalemimi kırmazsam namerdim.
METİNER ERDEM