Ankaragücü, Eryaman Stadı’nda Medipol Başakşehir’e 2-1 yenildi.
Başkent ekibi, 7 haftada beşinci yenilgisini aldı.
Maç sonundan başlayalım.
Teknik direktör Ömer Erdoğan’ın basın toplantısı yapıyor, yenilginin nedenlerini kendince anlatıyor, sıra sorulara geldi.
Meslektaşlarımı dinliyorum, 7 haftada 5 yenilgi olunca, yenilgiler kanıksanır olmuş.
“Hocam krediniz sonsuz” söylemleri almış başını gidiyor.
Bu memlekette kimin sonsuz kredisi varmış da henüz teknik direktörlüğünde dördüncü sezonu yaşayan Ömer Erdoğan’ın olsun.
UEFA Kupası’nı kazanan Fatih Terim’in mi, Türkiye’yi dünya üçüncülüğüne taşıyan Şenol Güneş’in mi kredisi sonsuzdu.
Bir teknik direktör başarılıysa kalır, başarısızsa gider.
Başarının kriteri de saha sonuçlarıdır.
Ömer Erdoğan, Ankaragücü’nde dördüncü maçına çıktı.
Her maç daha iyiye gideceğine, tam tersi daha kötüye gidiyor.
Tamam Başakşehir Ankara’ya namağlup, hatta gol bile yemeden geldi.
İyi bir takım ama yenilmez armada değil.
Daha iki hafta önce Beşiktaş’a en az 10 net pozisyon vererek ilahların yardımıyla maç aldılar.
Son maçta sahalarında ligin en çok gol yiyen takımlarından Karagümrük’e gol bile atamadılar.
Böyle bir takıma karşı, kalenin önüne bir otobüs çekmediği kaldı Ömer Erdoğan’ın.
Hem de maça daha 3’üncü dakikada yediği golle 1-0 yenik başladığ halde.
Okaka’nın golü de ne goldü ama.
Tolga Ciğerci’nin anlamsız geri pası, Uros Radakoviç ile Oğuz Ceylan’ın birbirine girmesi , kaleci Gökhan Akkan’ın akıl almaz hatası.
Neredeyse takımın yarısı o golde hata yaptı, Başakşehir’e bir gol ikram edildi.
Maçın hemen başında gol atılırsa, futbolun doğasında vardır, gol yiyen takım beraberlik için bastırır, gol atan ise geriye yaslanır.
30’uncu dakikaya kadar Ankaragücü, atak yapmayı bile düşünmedi.
Tek düşünce, defansı kalabalık tutup ikinci golü yememekti.
Sadece ilk yarının son 15 dakikasında Ali Sowe ile sonlandırılamayan 2 atakla ilk yarı tamamlandı.
İkinci yarıya bu kez Ankaragücü, tekmeye kafa sokan Emre Kılınç’ın kazandırdığı penaltı ile golle başladı.
Tolga Ciğerci’nin penaltısıyla bu sezon kalesinde ilk golü gören Başakşehir’de teknik direktör Emre Belözoğlu, Deniz Türüç ve Serdar Gürler’i oyuna alarak anında hamlesini yaptı.
Şaşkın Başakşehir’in üzerine üzerine gitmesi, galibiyet golünü araması beklenen Ankaragücü’nde ise Ömer Erdoğan’ın bu hamleye verdiği karşılık takımı tamamen defansa çekmek oldu.
Başakşehir’de o kadar tecrübeli ayak var ki tamamen defansa çekilen Ankaragücü karşısında golü bulmak zor olmadı.
Deniz Türüç’ün yaklaşık 30 metreden çektiği şut, kaleci Gökhan Akkan’ın geç kalan müdahalesine rağmen filelerle buluşunca, maçın sonucu da o dakikadan sonra sonra belli oldu.
Maçın en formsuz ismi teknik direktör Ömer Erdoğan, yaptığı değişikliklerle sonucu kabullendiğini resmen ilan etti.
Sevgili Ömer Erdoğan hocam, Jese ilk 11 başlayıp 90 dakika oynayacak durumda değil.
Bunu biz de kabul ettik, yedek kulübesinde başlatma kararını ilk günden destekledik.
Ama maçın bitimine daha 20 dakika varken, Jese Rodrigues’i yanında oturtmaya devam ettirip oyuna TFF 1. Lig’de bile performansları tartışılan Gboly Ariyibi ve Ghayas Zahid’i almanın mantığını anlamakta zorlandık.
Hele de skoru değiştirecek yeteneklere sahip Emre Kılınç ve Pedinho’yu oyundan almak, neyin nesiydi çözemedik.
Jese, kesinlikle 90 dakikayı çıkaramaz ama 20 dakika Başakşehir’i çok ama çok zorlardı.
Bu kariyerdeki bir oyuncuyu, son 3 dakika oyuna almak sadece oyuncuyu küstürür, Portekizcenin ağırlıklı konuşulduğu takımda huzursuzluğa yol açar.
Ayrıca o 3 dakikada yaptıklarını gördünüz değl mi?
Onun sayesinde maç sonunda taraftardan tepki görmeden soyunma odasına girebildiniz, basın toplantısına da onun sayesinde rahat çıkabildin.
Başakşehir maçında, takımın en iyileri Uros Radakovic-Nihad Mujakic tandemiydi.
Bunlara biraz Oğuz Ceylan’ı, biraz da Yasin Güreler’i ekleyebiliriz.
En kötüler ise Tolga Ciğerci ve Giorgi Beridze’ydi.
İkisi de haftalardır takımın en iyisiydi.
Tolga Ciğerci’ye Milli Takım yaramamış.
Nasıl yarasın, Milli Takım’a seçilmek suçmuş gibi Beşiktaş medyası tarafından günlerce linç edildi.
Ankaragücü Kulübü ise sessiz kaldı.
Sosyal sorumluluk projeleri çok güzel, biz de destekliyoruz ama…
Sevgili Faruk Koca!
O projelerde gösterdiğiniz performansı, biraz da futbolcunuzu korumak için gösterseniz, olmaz mı?
Sadece özür dilemekle bu iş olmuyor, adamlar her platformda Ankaragücü’nün üstüne geliyor.
Sizde en küçük bir tepki yok.
Bir maç daha kaybedildi.
Ankaragücü kırmızı hattın içinde kaldı.
Sevgili teknik direktör Ömer Erdoğan’a Sivasspor maçı sonrası antrenmanları medyaya açması konusunda tavsiyede bulunmuştuk.
Ankara yerel medyasıyız ya, ka’le almadı sevgili hocamız.
Amacımız, elimizden geldiğince, dilimiz döndüğünce Ankaragücü’nü anlatmaktı Hocamıza.
“Kapımız açık, istediğiniz zaman gelirsiniz” diyor sevgili Hocam.
Hocam, bu kulüpte sadece her ortamda, her dakika Faruk Koca güzellemesi yapanlara, Emre Yıldız’ın kulübü borç batağına sokan transferlerine ses çıkaramayanlara kapı açıktır.
Diğerleri, kulüpte bazı yöneticiler, danışmanlarca beslenen trollerin hedefidir sadece.
Hocam size bir de abi tavsiyesi.
Kendini çok yükseklerde görme.
Senin tek şansın Mustafa Dalcı gibi bir hocadan sonra bu kulübe gelmen.
Maç sonu basın toplantısında, Süper Lig’e yeni çıkan takımların yaşadıkları zorluklardan bahsettin durdun.
Zaten tam da bu yüzden yani Hatayspor’un Süper Lig’e ilk çıktığı sezondaki performansından dolayı tercih edildin Sevgili Hocam.
Yoksa, sonraki sezonda özellikle de son 10 haftadaki performansınla Süper Lig’de biraz zor takım bulabilirdin.
Yıldız futbolcu egolarından vazgeç, Jese’yi, Macheda’yı kazanmak için arayış içinde ol.
Hele Yunan Milli Takım’ında oynayan Tasos’un, Ankaragücü’nde kadroya bile girememesi ne demek!
Son söz taraftara ve Sayın Başkan Faruk Koca’ya.
O kadar cezalının olduğu bir maçta statta 11-12 bin taraftar vardı.
Hafta boyunca bilet transferi konusunda büyük özveriyle çalışan taraftarlara, Haber1910 hesabını yöneten arkadaşlara binlerce kez teşekkürler.
Ama stattaki taraftarın hali içler acısıydı.
Sahaya en ufak bir müdahaleleri olmadı.
Sadece ve sadece kendi tribünlerinin sesini duyurma peşindelerdi.
Sevgili Başkan, kaç kez yazdım, bir kez daha tekrarlayayım.
Hayatının hiçbir döneminde yolu Ankaragücü ile kesişmeyen kişilerden taraftar sorumlusu olmaz.
Anla artık şunu.
Bak aynı işi Kamu Güçlüler Platformu’nda da yaptın, Trabzonlu pazarlamacıyı bu platformun başına getirdin, elinde patladı.
Şimdi herkes Ankaragüçlü Bürokratlar Platformu’nda.
Aynı hatayı yönetiminde tekrarlıyorsun.
Şu taraftardan sorumlu yöneticiliği, Ankaragüçlü birine ver de şu tribünleri bir düzene soksun.
METİNER ERDEM