Spor Toto 1. Lig’in dibine haftalar önce demir atan Gençlerbirliği, Sakaryaspor’a deplasmanda 2-1 yenildi.
Başkent ekibi, Sakarya’da Dmytro, Serdarcan, Musa, Muhammed, Arda, İlker ve Onur Alp’ten yoksun bir kadroyla mücadele etti.
Sakaryaspor, taraftar desteğini çok iyi kullanan ekip, bu sayede iç saha maçlarında başarılı sonuçlar alıyor.
Sakaryaspor’u ilk kez kendi sahasına bu kadar etkisiz, rakibin oyununa mahkum gördüm.
7 oyuncusundan yoksun denilen Gençlerbirliği ise Mustafa Dalcı yönetiminde ilk kez bu kadar dirençli futbol oynadı.
Maçta galibiyeti hak eden taraf kesinlikle Alkaralar’dı.
Bir puan Gençlerbirliği’nin bu mücadelesi için az diye düşünürken, Metehan’ın kendi kalesine attığı şanssız gol, bir maçın daha puansız tamamlanmasına neden oldu.
Gençlerbirliği bu kadar eksikle, bu oyunu nasıl sergiledi?
Zor gibi görülen sorunun cevabı oldukça basit aslında.
Hatalardır bu köşede yazıp duruyoruz, bu takım üçlü defans oynayamaz diye.
Üçlü defans için elinde çok iyi bekler ve kanatlar olması gerekir o da Gençlerbirliği’nde yok diye.
Mustafa Dalcı, 4 maç üçlü defans oynatıp kaybettikten sonra belki de zorunluluktan dolayı bu kez dörtlüye geçti.
Herkes gördü ki Gençlerbirliği’nin oyun kalitesi birkaç kat arttı.
Teknik direktörler, kendi hatalı kararları sonucu alınan başarısız sonuçları futbolcuların üzerine yıkmayı severler.
Mustafa Dalcı da haftalardır kendi kararları sonucu kaybedilen puanların suçunu mevcut kadroya attı.
Demek ki neymiş, sahaya takımına uygun bir dizilişle çıkar, doğru taktikle oynarsan kısıtlı dediğin kadrodan 6-7 eksik daha olsa da başabaş mücadele edebiliyorsun.
Metin Diyadin’in gördüğünü, Medet Coşkun’un gördüğünü “Türkiye’nin en iyi teknik direktörü” göremez, fantazi yapmaya çalışırsa olacak budur.
Sakaryaspor maçında çıkan kadro sayesinde Abdullah Şahindere’nin sağ bekte yıldız adayı olabileceğini gördük, ilk kez forma giyen Hüseyincan Kırıkçı’nın sol bekte iyi işler yapabileceğine tanıklık ettik.
Son maçta iyi işler yapılsa da Gençlerbirliği rekor üstüne rekor kırmaya devam ediyor.
Üst üste maç kazanamama serisi 15 maça, üst üste mağlubiyet serisi 6 maça çıktı.
Kulübün 100 yıllık tarihinde ilk kez bir teknik direktör, göreve başladığında ilk 5 maçını kaybetti.
Bu kadar başarı tabii ki ödül gerektirir.
Ne olmalı bu ödül?
Hani Faruk Koca derdi ya “Mustafa Dalcı çok karakterli, ayrılırken bir kuruş tazminat talep etmedi” diye.
Tamam hocamız karakterli olmasına karakterli de, kovulduğunda tazminat almaması ayıp oluyor.
Natura’dan gelecek isim sponsorluğu da iptal edildi, Mustafa Hoca’nın arkasındaki güç zayıfladı.
Bence sözleşmesine güzel bir tazminat maddesi eklenmeli ki Gençlerbirliği’nde sallanan koltuğu sağlamlaştırılsın.
Şöyle 2,5 milyon lira gibi bir rakam iyi olmaz mı?
Bir ay önce sözleşme imzaladı o zaman tazminat yoktu, şimdi böyle bir madde koymak mümkün mü demeyin.
Burası Gençlerbirliği, burada her şey olur.
METİNER ERDEM
