Süper Lig’de 4. haftanın açılış maçında Gaziantep FK, Antalyaspor’u 5-2 yendi.
Geçen hafta son şampiyon Trabzonspor’u 5-2 yenen Antalyaspor’un, bu kez aynı skorla kaybetmesi doğal olarak herkesi şaşırttı.
Aslında proje takımlarına hiç ısınamadım, hepsine mesafeliyimdir.
Gaziantep denilince amatörde de olsa benim için her zaman önce Gaziantepspor gelir.
Dün akşam ilk kez sonu FK ile biten bir takımın gollerine, sanki Ankaragücü atmış gibi sevindim.
Çünkü Gaziantep FK’nın her golünde teknik direktör Erol Bulut ile sarmaş dolaş olan tanıdık bir sima ekranlara geliyordu.
Adnan Erkan’dı o kişi.
Aktif futbolculuk kariyerinin çok uzun bir kısmı (1993-2000) Ankaragücü’nde geçen, Sarı Lacivertli formayla kaleyi korurken Milli Takıma kadar yükselen bir isim Adnan Erkan.
Ankaragücü’nün geçen sezonki kaptanı Erdem Özgenç ile sohbet ederken, “37 yaşında bu performansı gösteriyorsun, gençken neredeydin sen” diye sormuştum.
O da “Gençken de iyiydim, benim şanssızlığım Gökhan Gönül ile aynı jenerasyonda olmak” demişti.
Adnan Erkan için de aynı durum söz konusuydu, çok iyi kaleciydi ama o da Barcelona forması giymiş Rüştü Reçber ile aynı jenerasyonda olmanın şanssızlığını yaşadı.
Adnan Erkan şimdilerde sahip olduğu UEFA Pro-lisans diplomasıyla hem teknik direktör hem de sportif direktör olarak görev yapıyor.
Teknik direktörlüğüne 4 maçta tanıklık ettim, transfer yasağını açamamış tarihin en kötü Süper Lig kadrosuna sahip Ankaragücü ile lige başladı, 3 maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik çıkardı.
Yine işler kötü giderken Kayserispor deplasmanı öncesi ihtiyaç duyuldu, orada da kaybetmedi.
Ankaragücü’nde Aykan Atik ile birlikte sürdürdüğü teknik direktörlük görevinden, namağlup alnının akıyla çıktı.
Ankaragücü’ndeki asıl görevi sportif direktörlüktü.
Teknik direktörler, UEFA Pro-lisans sahibi sportif direktörleri pek sevmezler.
Tabi kendi bilgi, birikiminin, yeteneğinin farkında olanlar hariç.
Adnan Erkan, bu yüzden Ankaragücü ile yollarını ayırmak zorunda kaldı.
Gözyaşları içinde Beştepe Tesisleri’ni terk etti.
Ankaragücü değerini bilmese de onun yeteneğini bilenler vardı tabi futbol dünyasında.
Konyaspor, scout ekibinin başına getirdi, Başkan gözü kapalı takımı teslim etti, “Tüm transferleri sen yapacaksın, senin onayın olmadan bir futbolcu bile girmeyecek bu takıma” dedi.
Sadece 5,5 milyon Euro maliyetle kurduğu takım, teknik direktör İlhan Palut ile Süper Lig’i salladı.
Bu başarı takdir edildi, scout şefliğinden sportif direktörlüğüne getirildi.
Türkiye’de “Her başarı cezalandırılır” kuralı Konyaspor’da da işledi, yönetim değişikliğinin ardından göreve gelen yeni başkan, geçen sezon Ahmet Çalık’ın vefatı sonrası alınan birkaç maçlık kötü sonucun faturasını Adnan Erkan’a çıkardı.
Ankara’ya döndü, Adnan Erkan.
Onun temellerini attığı takım, geçen sezon son haftaya kadar Şampiyonlar Ligi mücadelesi verdi.
Kendini kanıtlamış bir sportif direktör olan Adnan Erkan’ın gönlü Ankaragücü’ndeydi ama teklif bu kez Gaziantep FK’dan geldi.
Gaziantep FK yönetimi teklifi yaptı ama Fenerbahçe’de sportif direktör Emre Belözoğlu ile ciddi sıkıntılar yaşayan Erol Bulut, yeniden teknik direktör diplomasına sahip bir sportif direktöre hiç sıcak bakmıyordu.
Erol Bulut ikna edildi, Adnan Erkan göreve başladı.
Öyle transferler yaptı ki geçen sezon ligden düşme adayı olan takım, bu sezon daha 4 haftada ligi sallamaya başladı.
Önceki hafta Ankaragücü maçında hayretler içinde o müthiş değişimi izledim.
O gün canım sıkkın olduğu için rakipte bir dost olduğu aklıma bile gelmemişti.
Ama Antalyaspor maçında her gol sonrası Erol Bulut ile sarmaş dolaş görünce, sanki o golleri Ankaragücü atıyormuş gibi sevindim.
Maç sonu saat geç olsa da aradım, hemen açtı telefonu “Yoldayım Ankara’ya geliyorum abi” dedi.
“Hayırdır” diye sordum, meğer sadece saatler önce torunu Adnan Emir dünyaya gelmiş.
Anlayacağınız, bizim Adnan Erkan hoca dede olmuş.
Allah analı babalı büyütsün, şansı, bahtı açık olsun diyelim Adnan Emir’e.
Başarısından dolayı tebrik ettim, “işin sırrı nerede?” diye sordum.
Sadece “Önce sevgi ve saygı, sonra çok ama çok çalışmak” dedi.
Gerçekten de işini bilen profesyonel insanlar “sevgi ve saygı” çerçevesinde çalıştıktan sonra başarı kendiliğinden geliyor.
Erol Bulut hoca ile sıkıntı yaşayıp yaşamadığını sordum, “Şu anda futbol camiasındaki en büyük dostlarım İlhan Palut ve Erol Bulut’tur. Abi kardeş gibiyiz ikisiyle de. Ben asla çalıştığım hocaların arkasından iş çevirmem. Onlar da bunu görünce aramızda inanılmaz bir dostluk başlar” diye anlattı.
Transferleri kim yaptı diye sordum, Konyaspor’daki gibi onayı olmadan hiçbir transfer yapılmadığını söyledi.
Transfer yapılırken önceliğinin kulübün çıkarlarını korumak olduğunu, maaşı dışında bir kuruş almadığının altını çizdi.
Jevtoviç’in, Hanousek’in, Markoviç’in, Mustafa Eskihallaç’ın, Abdulkadir Parmak’ın fiyatlarını söyleyince telefonda dona kaldım.
Lazio ve Partizan’dan 2 transfer daha yapacağını, o transferler gerçekleştiğinde ligi domine eden bir takım izleteceklerini anlattı.
“Almanya’dan getirdiğim 18-19 yaşında 2 genç var, yakında oynamaya başlarlar, yeteneklerine hayran kalacaksınız” dedi.
Tek üzüntüsü Ankaragücü’nden giden genç yetenek Berke Gürbüz’ün atıl kaldığını görmek olmuş.
Umarım Berke de takıma uyum sağlar, kendini geliştirir.
Cevap vermeyeceğini biliyordum ama kulağıma gelen bir olayı sordum, yakın zamanda Beştepe’de yaşanan.
Yemin ettirdi yazma diye, yazamıyorum.
Yolun açık olsun Dede Adnan Erkan hocam.
Umarım yolun bir kez daha Beştepe’ye düşer.
METİNER ERDEM