Ankaragücü, Ligden düşmesi neredeyse kesin olmasına karşın saygı duyulacak bir performansla maçlarına çıkan İstanbulspor ile 1-1 berabere kaldı.
Maç sonu herkes Emre Belözoğlu’nu ve çıkardığı kadroyu ve oynanan oyunu yerden yere vurdu ama en ilginç analizi İstanbulspor Teknik Direktörü Osman Zeki Korkmaz yaptı.
“Galatasaray ile deplasmanda oynadığımız maçta bile oyunu domine eden taraftık. Görev yaptığım sürede ilk kez bir maçta bu kadar etkisiz kaldık. Ankaragücü, sayı olarak bizden eksik oynadığı anlarda bile üstün olan taraftı” dedi.
Geçmişte görev yaptığı Ankaragücü’ne jest yapıyor diyeceğim de aslına bakarsanız gerçek olan kısımları da var.
Ankaragücü, maça baskılı başlasa da özelikle Nihad Mujakic’in yaptığı hataları iyi değerlendiren İstanbulspor, ilk yarıda pozisyon üstünlüğüne sahip taraf oldu.
Ankaragücü ise ilginçtir, bu sezon 3. kez bir maçı 10 kişi tamamladı.
Alanya ve Rizespor ile oynanan ilk 2 maçı kaybetmemişti, bu maçı da kaybetmedi.
Emre Belözoğlu, genç ve tecrübesiz bir teknik direktör ama en iyi yaptığı şey takımı eksik kaldığı maçları kaybetmemek.
Geçen sezon kupada Başakşehir’i çalıştırırken oyunun başında eksik kalmasına karşın, Ankaragücü’nü pozisyon bile vermeden yendiğini de hala unutamıyorum.
Maçın 11-11 oynanan kısmında Ankaragücü baskı uygulamaya çalışıyor, İstanbulspor ise defans arkasına atılan toplarla etkili olmaya çalışıyordu.
Ertaç Özbir’in, tecrübesine yakışmayacak acemilikte bir hareketle kırmızı kart görmesi, hafızasını kaybedecek kadar ciddi sakatlanması, kırmızı kartın hemen arkasından gelen gol, moralleri iyice bozsa da Başkent ekibi ikinci yarıya daha baskılı başladı.
Tam burada küçük bir anekdot paylaşayım.
Ertaç Özbir hastanede gözünü açtığında maçı hatırlamıyordu.
Hatta eşi ve çocuğunun adları soruldu onları bile hatırlamadı.
Sonrasında hatırladığı ilk isim Emre Belözoğlu oldu, eşi, çocuğunun adı bile daha sonra aklına geldi.
Emre Hoca’nın oyuncular üzerinde ne kadar baskın karakter olduğunu, bu örnekten daha iyi nasıl anlatabilirsin ki?
Yazılanlara çizilenlere bakıyorum da İstanbulspor ligin son sırasında diye öylesine küçümseniyor ki.
İstanbulspor, lig sonuncusu olabilir ama bu ligde sistemi olan, bu sistemi ısrarla sahaya yansıtan nadir takımlardan biri.
Bu takıma karşı, hem de bir kişi eksikken baskın oynamak, mağlupken beraberliği yakalamak, galibiyet fırsatları elde etmek kolay değildi.
Herkes mücadele etti olmadı.
Maç sonu basın toplantısında Emre Hoca’nın kadro tercihleri haklı olarak sorgulandı.
GÖLGE TV’de futbol şube sorumlusu Yusuf Tanık’ı konuk ettiğimizde, bu konudaki bir soruya şu yanıtı vermişti:
“Hocamız, kadro tercihlerinde sadece ve sadece antrenman performansını esas alır. İsimler, bir önceki maç performansı onun için önemli değildir. Antrenmanda kim iyiyse forma onun olur. Bu yüzden adaletine tüm oyuncular güvenir.”
Buna rağmen Fenerbahçe galibiyetinin kahramanları Olimpiu Morutan ve Riccardo Saponara’nın bu maçta hiç oynamamaları dikkat çekiciydi.
Hoca konuşmasını bitirip, sorular kısmına geçtiğinde herkesin eli kalktı, herkes bu ikiliyi soracaktı.
Hoca bu soruya öyle bir kontra cevap verdi ki Türkiye’de spor gündemini inanıyorum uzun süre meşgul edecek.
Morutan’ın sözleşmesindeki bir maddeden dolayı ilk 11 oynatmasının artık imkânsız olduğunun altını çizdi.
Konuyu bilmediğimiz, Hoca da açıklamadığı için cevaptaki bir açığı hocaya yönelttim, “Tamam ilk 11 oynaması imkânsız diyorsunuz da sonradan da oyuna almadınız” dedim.
Hoca’da “sahanın patronu benim, kimin oynayıp oynamayacağına ben karar veririm” yanıtını verdi.
Aslında soru ilk sorulduğunda bunu dese tamam da önce Morutan’ın sözleşmesini gündeme getirmesi garibime gitti.
39 derece ateş, ter, boğaz ağrısıyla eve dönerken, araçta işin iç yüzünü öğrendim.
Telefonla VİRALSPOR’a yazdırdım.
Sonrası hep düşünmekle geçti, Hoca durduk yere niye bu konuyu gündeme getirdi diye.
Eve geldim, yaklaşık 45 dakika önce servis edilen haberin twitini de atınca sosyal medyaya baktım, bir ben yazmışım bir de Fenerbahçeliliği ile tanınan Yağız Sabuncuoğlu.
Ben bilgiyi Ankaragücü kaynaklarından aldım, Galatasaraylıların nefret ettiği Yağız’a da sanırım bilgi Galatasaray’dan gitmemiştir.
Emre Belözoğlu’nun beni ve Yağız’ı araştırmaya iten açıklaması, hem Ankaragücü’nü hem de Galatasaray’ı zor durumda bırakacak cinsten.
Ankaragücü’nü zor duruma düşürdü, çünkü Faruk Koca’nın hem yerel hem de ulusal medyada Olimpiu Morutan’ın bonservisini aldıklarına dair onlarca açıklaması var.
Böylelikle Faruk Koca’nın onlarca kez doğruları söylemediği ortaya çıkmış oldu.
Asıl zor durumda kalacak taraf Galatasaray.
Galatasaray, hisse senetleri borsada işlem gören bir şirket konumunda.
Transfer gerçekleştiğinde SPK’ya yaptığı açıklamanın yalan olduğu ortaya çıktı.
Ayrıca, Finansal Fair Play’e aykırı hareket ederek, kendisine harcama limiti açtığı da kanıtlanmış oldu.
Bu iki suç, Avrupa ülkelerinde işlense o takımı küme düşürürler.
Galatasaray olayı kapatmak için elinden geleni yapacaktır ama Fenerbahçe izin vermez.
Galatasaray’a en azından borsada ciddi yaptırımlar gelebilir.
Gelelim kafamı kurcalayan soruya:
Hoca durduk yere niye bu konuyu gündeme getirdi?
Morutan, ligde 20, kupada 3 maç ilk 11 oynamış.
Ben Hoca’nın yanlış bilgilendirildiğine inanmıyorum.
27 maç opsiyonunu yüzde 100 biliyordur, buna rağmen bu açıklamayı yaptıysa bir amacı vardır.
Hoca, Morutan bombasının pimini çekti, bombayı Galatasaray’ın kucağına bıraktı.
Bence amacı Galatasaray’ı zor durumda bırakmaktı amacına ulaştı.
Bakalım bomba patladığında şarapnel parçaları kimleri yaralayacak.
Emre Hoca, dün Faruk Koca’yı sadece bu konuda değil, hedef konusunda da tekzip etti.
Sezon başında Faruk Koca, şampiyonluk mücadelesi verileceğini söylerken, birçok medya mensubu bunun hayalden öteye gidemeyeceğini, bu takımın yine ligde kalma mücadelesi vereceğini iddia etmişti.
Nitekim şapka düştü, kel göründü, Faruk Koca’nın bir kez daha yanıltıldığı ortaya çıktı.
Emre Hoca’nın teşhisi net şekide koyması iyi oldu.
Bundan sonra mücadele ederken, beklentiler düşük tutulursa kutsal 13’üncülük için bile dua edebiliriz.
Dün Ankaragücü’nün tribün şehitleri Eren ve Mert’in ölüm yıldönümüydü.
Sık sık tribünde Eren ve Mert bestesi söylendi.
Aileleri Eryaman Stadı’nda konuk edildi, çok güzel ağırlandı.
Misafir İstanbulspor da sosyal medya paylaşımları ile bu anlamlı güne renk kattı.
İstanbul ekibinin medya sorumlusu hepimizin tanıdığı Ankaragüçlü Muhammed Erdoğan.
Güzel kalpli Muhammed de teşekkürü hak etti.
Sonsuz teşekkürler kardeşim.
METİNER ERDEM