Ankaragücü, Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu’nu kendi sahasında Adana Demirspor’a 2-1 yenilerek kapattı.
Ligin son maçı, hedef kalmamış, kiralık oyuncular bir an önce tatile çıkmak istemiş, doğal olarak Tolunay Hoca da elinde kalanlarla bir şeyler yapmaya çalışmış.
Adana Demirspor’da da durum farklı değildi.
Montella’nın klasik 11’inden sadece Belhanda ve Kevin Rodrigues maç başladığında sahadaydı.
Dünkü maç sahadaki futbolcular için belki kontratlarını korumak, hocalarının gözüne girmek açısından bir nebze önemliydi.
Ama dünkü maçın asıl özel yanı tribünlerdi.
Adana’da yaşananlara Ankaragücü taraftarının nasıl cevap vereceğini merakla bekliyorduk.
Ancak maçtan iki gün önce Ankara İl Spor Güvenlik Kurulu’nun aldığı kararla maça Adana Demirspor taraftarının girişi yasaklandı.
Bu yüzden oldukça gergin geçmesi beklenen maç çok sakin bir ortamda oynandı diyebiliriz.
Adana’daki maçta yaşananlar, bugün gibi aklımda.
Ankaragücü taraftarlarına hem saha içinde hem de saha dışında saldırılar, polisin bir teröriste bile yapmayacağı muameleyi Ankaragüçlülere reva görmesi…
Son derece çirkin görüntülerdi.
Ancak görüntü ne kadar çirkin olursa olsun, insanların deplasman hakkının ellerinden alınması da o kadar çirkin bir tutum.
İlk devre o maça giden Ankaragüçlülere sorsan, bir tanesi bile Adana’ya gittiğinden dolayı pişman değildir.
Hepsi, bugün olsa bugün de o deplasmana giderim diyeceklerdir.
Ankara İl Spor Güvenlik Kurulu’nun aldığı karar, bundan sonra Adana Demirspor’a da karşılık verme imkânı sağladı.
Bundan sonra bir daha bu iki takımın maçlarına deplasman takımının taraftarı zor girer.
Futbol taraftarla bir başka güzel.
Kolaycılığa kaçıp yasak koymak yerine, önlem alınmalı, taraftarın deplasman hakkı korunmalı.
Maçla ilgili ne yazmak gerekir inanın bilmiyorum.
Sahadaki oyuncuların 1-2’si dışında bir daha bu takımda görür müyüz onu da bilmiyorum.
Maç sonu basın toplantısında Anadolu Ajansı muhabiri Erkan Tiryaki gündeme getirince ben de araştırdım.
Bakın size oyuncu isimleri veriyorum.
Lütfen üşenmeden tek tek okuyun.
Jese, Pepe, Tolga Ciğerci, , Marlon, Federico Macheda, Eren Derdiyok, Nurullah Aslan, Şahverdi Çetin, Abdullah Durak, Oğuz Ceylan, Yasin Güreler, Alperen Babacan, Sinan Osmanoğlu, Gboly Ariyibi, Ghayas Zahid, Lamine Diack, Nihad Mujakic, Doğukan Kaya, Uros Radakovic, Giorgi Beridze, Kevin Malcuit, Tasos, Fıratcan Üzüm, Emre Kılınç, Taylan Antalyalı, Pedrinho, Gökhan Akkan, Ali Sowe, Atakan Çankaya, Matej Hanousek, Stelios Kitsiou, Arda Kızıldağ, Andrej Djokanovic, Hasan Ali Kaldırım, Gökhan Töre, Bahadır Güngördü, Mert Can, Arda Ünyay, İbrahim Çiçek.
Bunlar Ankaragücü’nün bu sezon resmi maçlarında forma giyen oyuncular.
Tek tek sayın tam 39 futbolcu.
Dünyada var mıdır böyle saçmalık.
Bir takımın geniş bir kadrosu olabilir, A takımdan ayrı çalışabilirler, hazırlık maçlarında forma da giyebilirler.
O konu ayrı.
Yukarıdaki 39 futbolcu Ankaragücü’nün Süper Lig ve Türkiye Kupası gibi resmi maçlarında forma giyen oyuncuları.
Hazırlık maçlarında oynayanları da katsan sayı 50’yi bulacak.
Enock Kwateng gibi 1 dakika bile süre alamayanlar, listede yok bu arada.
Bir teknik direktör düşünün kadrosunda 50 futbolcu var, onlarla antrenman yapacak.
Bu 50 futbolcudan 11 çıkaracak.
Tolunay Kafkas hoca bir ilki yaptı, maçtan bir gün önce 11’ini açıkladı.
Son dakikada sakatlanan Lamine Diack dışında açıklanan 11 dün maç başladığında sahadaydı.
Tolunay Hoca kadroyu açıklarken, oynatacağı kalecinin adını unuttu.
Biz hatırlattık Doğukan mı diye de öyle hatırladı.
Hocayı kesinlikle suçlamıyorum.
Öyle bir dönemde işbaşı yapmış ki bir yandan kupada final hedefin var diğer taraftan ligden düşme adayları arasında ilk sıralardasın.
Böyle stresi yoğun ortamlarda bir teknik direktöre 30-40 kişilik kadro veriyorsun, bundan takım çıkart diye.
Hoca daha futbolcusunun ismini öğrenemeden sezon bitiyor.
Şimdi lig bitti, yeni transfer dönemi başlıyor.
Şu an neyi tartışıyoruz?
Bu sezonki rezil transfer politikasının başrol oyuncusu Emre Yıldız, gelecek sezonun transferlerini de yapacak mı yapmayacak mı?
Maalesef sevgili başkan Faruk Koca, yaşananlardan ders almadığından yine direksiyonu Emre Yıldız’a teslim edecek gibi.
Kişisel görüşüm, Emre Yıldız’ın kulüpte resmi bir görevinin olması yönünde.
Hatta, prolisans kursu bitme aşamasında olan Mustafa Dalcı ile bir ekip kurmalı.
Kendilerine pisliklerini temizleme görevi verilmeli.
Jese den milyonlar kaybetti bu kulüp.
Macheda dönecek, bu sezon bir dakika bile süre alamayan Enock Kwateng’in devam eden sözleşmesi var.
Oynadıkları her maçta saç baş yolduran Tasos, Beridze ve daha birçok oyuncunun devam eden sözleşmesi gibi.
39’u resmi maçlarda oynayan, gençlerle birlikte 50 kişilik ucube bir kadro kuruyorsun.
Kadroda ne kadar sıradan futbolcu var, bakıyorsun hepsinin bonservisi alınmış, uzun dönem sözleşmeleri var.
Bu sezon iyi performans göstermiş oyuncuların ise neredeyse tamamı ya kiralık ya da sözleşmesi sezon sonu bitiyor.
Bunlarla da sözleşme yenilemek için ekstra ödemeler yapman gerekiyor.
Süper Lig’de genç oyuncular dışında en düşük maaş yıllık 5-6 milyon TL.
Jese, Macheda gibi oyuncular 1 milyon Euro civarında paraya oynarlar.
Milli futbolcu diye transfer edilen Tasos, Beridze’in alacağı rakamlar da onlardan pek aşağı olmaz.
Düşünün bu sezonki transferlerin kulüpte yol açtığı tahribatın boyutlarını.
Faruk Koca başkan şükretsin, Dolar, Euro yeni yükseliyor.
Fatih Mert göreve geldiğinde 6 lira olan Euro, bir yılda 15-16 liralara çıkmış, büyük maddi sorunlar yaşanmıştı.
Faruk Başkan Temmuz 2022’de bu yönetimle göreve geldiğinde Euro 18 liraydı, sezon sonu 20 lira civarındaydı.
Yabancı oyunculara ödemelerin çok büyük bölümü 18-19 liradan yapıldı.
Ya sezon başında Euro 25-30 liralara çıksaydı, ne olurdu bu kulübün hali düşünmek bile istemiyorum.
Dünkü maç sonrası Tolunay Hoca basının önüne çıkıyor, yukarıdaki 39 futbolcu arasından sadece Ali Sowe, Stelious Kitsiou, Matej Hanusek, Milson ve Kevin Malcuit’le devam etmek istediğini söyledi.
Hadi bunlara sözleşmeleri devam eden Nihad Mujakic, Andrej Djokanovic ve Lamine Diack’ı ekle.
39 futbolcudan işe yarayabilecek 8 futbolcun var, geri kalanlardan bu kulübün kurtulması gerekecek.
Şu an Ankaragücü’nde yapılacak en önemli iş Emre Yıldız, Mustafa Dalcı ikilisinin pisliklerini temizlemek.
Ankaragücü’nün geleceği açısından, belki de yeni yapılacak transferlerden bile önemli bu konu.
Maç sonrası hocanın açıklamaları ayrıca tartışma konusu oldu.
Tolunay Hoca, yerli oyuncularla ilgili çok önemli portföyü olduğunu, yabancı oyuncularla ilgili fazla bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Tabi şu anda Süper Lig takımlarının 8+6 yabancı kontenjanı hakkı olduğundan insanlar, “Tolunay Hoca’nın yabancı oyuncu transferi konusunda bilgisi yoksa, bu kulüp nasıl transfer yapacak, yine malum kişi mi transferlerden sorumlu olacak” diye haklı eleştiriler başladı.
Basın toplantısının ardından Hoca’yla bu konuları da konuştuk.
14 yabancı hakkın var diye hepsini kullanmak zorunda değilsin.
Doların, Euro’nun bu kadar belirsiz olduğu bir dönemde bence kadroda mümkün olan en az sayıda yabancı oyuncu olması gerekir.
Hoca zaten 8 yabancı oyuncunun kalmasını istiyor.
Kaliteli, gelecek vaat eden 8-10 gurbetçiyle bu 8 oyuncu desteklenerek güzel bir takım kurulabilir.
Hadi yabancı kontenjanını tam kullanacaksın, elindeki işe yaramazları da gönderdin diyelim.
Diğer 6 futbolcu da kulübün mali şartlarına uygun, gerçekten çok iyi araştırmalar yapılarak transfer edilebilir.
Fırsat transferleri, hamle oyuncuları, altyapıdan destek derken 25-26 kişilik güzel bir kadro kurmak mümkün.
Özel sohbetlerde hocanın ne kadar donanımlı olduğunu görüyoruz.
Ama basın toplantılarında özellikle mütevazı görünmeye çalışıyor.
İbn Haldun’un sözüyle, “Fazla tevazunun sonu vasat adamdan nasihat dinlemektir” hocam.
Bize özel sohbetlerimizde anlattığınız, kafanızın içindekileri kendinize saklamayın, herkes bilsin, görsün.
O zaman bize diyorsunuz ya, “Kim transfer edilirse edilsin, bilin ki yüzde 100 Tolunay Kafkas’ın onay verdiği isimdir. Transfer edilecek her oyuncuya kefilim. Benim onayım olmadan bu kulübe bir futbolcu bile transfer edilmeyecek” diye.
Bu sezon, bu travmaları yaşamış Ankaragücü taraftarı da kulübün emin ellere teslim edildiğini görmüş olur.
Önceki günkü antrenmanda bir sözünden dolayı canım sıkıldığından, dünkü basın toplantısına katılma konusunda isteksizdim.
Soru da sormak istemiyordum.
Basın toplantısı bitti, baktım aklımdaki soruyu kimse sormadı, dayanamadım gittim yanına sordum.
“Bu kadar oyuncu aldın oyuna, yedek kulübesinde sadece Sıtkı Ferdi kaldı. Bu tribünlerde büyüyen bir çocuk o. Keşke birkaç dakikayı ondan esirgemeseydin” dedim.
Yorumsuz olarak cevabını yazıyorum.
“Planlarımın arasında son dakikalarda Sıtkı Ferdi’yi oyuna alıp, çift forvete dönmek vardı. Ama hem Malcuit hem de Hasan Ali sakatlandıklarını söyleyip çıkmak istediler. Zorunlu olarak onların mevkisine oyuncu aldım. Benden önce kadroya giremiyordu, kadroya ben aldım. Sıtkı Ferdi gelecekte bu takımda süre de alacaktır” dedi.
İnanın bu soruyu sorarken, babasından dolayı sormadım.
Beni bilen bilir, tribün gruplarına saygı duyarım ama uzak dururum.
Sıtkı Ferdi, Antalya’da bir hazırlık maçında Başkent Akademi’ye 2 gol atmış, o maçta çok beğenmiştim.
Merak ediyordum performasını.
Keşke Beridze, Tasos’a’ye verilen şanslar ona ya da başkasına verilseydi.
Son olarak altyapıyla ilgili çok ciddi iddialar dolaşmaya başladı.
Takipteyim bilin istiyorum.
METİNER ERDEM
1 Yorum
Tasos beridze oynatıp milsonu yedek bırakan adamdan bu takıma hayır gelmez başkan hoca e.y. el ele bırakın bu kulübü