Ankaragücü, Başkent’e namağlup gelen Sakaryaspor’u 2-1 yenerek ligdeki 3. galibiyetini aldı.
İki takımın kadro değerlerine baktığınızda Ankaragücü 20 takım arasında lider, Sakaryaspor ise 17. sırada.
Teknik direktör farkı diyorlar ya!
İşte en güzel örneği Tatangalar.
Suat Kaya hoca, zor şartlarda iyi mücadele ediyor.
Ankaragücü ile ilk maçına çıkan Kenan Koçak’a da bu yöentimle Allah kolaylık versin.
Kenan Hoca, beklentilerin dışında bir kadroyla maça başladı.
Geçen hafta henüz 25. dakikada oyundan alınan Alper Uludağ ve Kevin Varga yine ilk 11’de başlarken, Nico Schulz’un yedek kulübesinde olması şaşırttı.
Hocaya maç sonu bunu sordum, Nico’nun henüz 35-40 dakika oynayabilecek durumda olduğunu, bu yüzden ikinci yarı oyuna aldığını söyledi.
Nico Schulz’un transferinin etikliği tartışılır ama oyuncunun kalitesi tartışılmaz.
Buraya yazayım dursun, devre arası bu oyuncu iyi paraya Süper Lig’e gider.
Hiçbir futbolcu için çöp ifadesini kullanmam ama bu ligin çok gerisinde olan Diego’nun kesilmesi, stopere Osman Çelik’in monte edilmesi Kenan Koçak’ın maçın kaderini değiştiren dokunuşu oldu.
Tolga Ciğerci’nin kaptan olarak dönüşü de takıma olumlu yansıdı.
Çok top kaybı yapsalar, temaslı oyundan kaçınsalar da Tolga-Efkan-Ali Kaan’dan oluşan orta üçlünün kalitesi bu ligin üzerinde.
Ankaragücü’nün galibiyetlerinde bu üçlünün payı çok büyük.
Maça Sakaryaspor baskılı başladı, özellikle Efkan ve Tolga’ya baskı uygulayarak Ankaragücü’nün oyun kurmasına engel oldu.
Ankaragücü’nün sezon başında en büyük kozu kanat oyuncularıydı.
İki as kanat Christian Bassagog ve Garry Rodrigues, transferin son günlerinde ayrılınca bu koz artık ortadan kalktı.
Kevin Varga’nın bu takımın seviyesine gelmesi biraz süre alacak gibi.
Golü atsa da Dorin Rotariu, bu lig seviyesine ne zaman gelir, gelemez mi kararsızım.
Renaldo Cephas da her zamanki gibi.
Ceza sahasına kadar gel, finalde saç baş yoldur.
Kanatlar çalışmayınca Renat Dadashov, sıradan oyuncu haline geliyor.
Nitekim maç boyunca hiçbir şey yapamadı, Kenan Koçak da oyundan almak zorunda kaldı.
Kenan Hoca’nın 3 günde takıma dokunması zordu, o da Cihat Arslan’ın oyun planına sadık kaldı.
Bundan sonrası için ofansif aksiyonlarda kanatlar yerine merkezden ataklar üzerine çalışmalı.
Yoksa bu kanatlarla ömrü çok uzun olmaz.
Renat Dadashov değişikliğinin bilinçli yapıldığı, Hoca’nın Ankaragücü’nü 4-6-0 dizilişle oynatmak istediğini sanmıyorum.
Allah’tan Riad Bajic sakattı, takım bu dizilişle oynamak zorunda kaldı.
Hoca da bizim gibi bu dizilişin tam da Ankaragücü’ne uygun olduğunu görmüş oldu.
Aslına bakarsanız tam da 4-6-0 denemez.
Çünkü Riccardo Saponara, forvet arkasında, kenarlarda değil, en önde oynadı.
Hoca, Renat Dadashov’un bölgesini Saponara ile doldurmayı tercih etti.
Ankaragücü, geçen sezon küme düşerken baş aktör Emre Belözoğlu, ardından hakemlerdi.
Bu sezona da hakemlerden yana çok şanslı başlamadı Başkent ekibi.
Ama dünkü maçta iki kritik hakem kararı Ankaragücü’ne 3 puanı getirdi.
Penaltıyı Stelious Kitsiou aldı, ikinci golde de Riccardo Saponara’nın hatasını Alah’tan hem orta hem yardımcı hem de VAR hakemleri görmezden geldi.
4-5 metre ofsayttasın ve top sana atılıyor, arkadan da bir arkadaşın geliyor.
Hazır olda bekleyip, arkadaşının topu alması için dua edeceksin, topa doğru hareketlenirsen pasifken aktif hale gelirsin.
Bir kerede Ankaragücü’ne olsun dememek lazım, lehine yapıldığında da hatayı ortaya koyacaksın ki yarın aleyhine yapıldığında rahatça konuşabilesin.
Ben Kenan Koçak hocanın başarılı olamayacağını düşünenlerdenim.
Böyle zorlamayla alınan galibiyet, bu maçta takımın başında Cihat Arslan da olsa gelirdi.
Nitekim Eryaman Stadı’nda dün İstanbulspor maçının kopyası bir görüntü vardı.
Pas yapan, rakibe basan, bir oyun planı olan, ne yaptığını bilen Sakaryaspor’du.
Ancak, pozisyonları Ankaragücü buldu.
İki gol attı, en az 3-4 net pozisyonu da cömertçe harcadı.
Aynı görüntüyü Cihat Arslanlı Ankaragücü, İstanbulspor maçında da vermişti.
Ankaragücü’nde kötü oynasa da maçı çevirebilecek kaliteli ayaklar var.
Şu ana kadar kazandığı maçlarda bu avantajını kullandı.
Ankaragücü haftaya kritik Bandırmaspor deplasmanına gidecek.
Kenan Koçak hocanın farkı da orada ortaya çıkacak.
Bir kez daha dua ediyorum, umarım yanılırım, Kenan Koçak bu takımı Süper Lig’e çıkarır.
Ben meslek hayatım boyunca iyi yönetilmeyen bir takımın şampiyonluk yarışı içinde kaldığını hiç görmedim.
Sakaryaspor bir, Ankaragücü iki.
Başkanları tokatlanıyor, ne cesaretse tokatlayan kişi alıyor bu görüntüyü sosyal medyada paylaşıyor.
Öyle bir kaos içindeki takım ligin ilk 5 haftasını namağlup geçebiliyor.
Ankaragücü’nde de 4’e, 5’e bölünmüş bir yönetim.
Herkes birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul.
Hoca, futbolcu tüm transferler Rogon’a ve Kadir Özdoğan adlı menajere ihale edilmiş.
Bu çukurdan çıkmak çok ama çok zor.
Bakalım Kenan Koçak ne yapacak?
Bu maç kaybedilseydi, birkaç başkan adayının ismini duyabilirdik.
Kim olduklarını biliyorum, kızıyorum onlara.
Takım kötü yönetiliyor mu?
Evet çok çok kötü yönetiliyor.
Niye ortaya çıkmak için illa ki saha sonucu bekliyorsunuz?
Saha sonucu ayrı, kulüp yönetimi ayrı.
Çıkın ortaya, kurtarın şu kulübü bu iş bilmezlerden.
Dünkü maça yarım saat kala bir görüntü paylaştım, statta bin kadar taraftar vardı.
Maça dakikalar kala tribünler bir nebze doldu.
Gruplar topluca giriş yaptı.
Yani iş münferitim diyenlere kalsa Ankaragücü’nün vay haline!
Aslında tabudur bu konu da bu tabuyu da yıkalım artık.
Taraftar grupları yönetimden para alır mı?
Evet alır, her dönem de almıştır, bu dönemde alıyor.
Bazı tribün liderleri ile bu konuyu konuşurken onlara da görüşümü ifade ettim, buradan da paylaşayım.
Futboldan teknik direktörler kazanır, futbolcular kazanır, yönetici Ankaragücü sayesinde iş bağlantıları kurar kazanır.
Para sadece taraftarın cebinden çıkar.
Ankaragücü’nde sayı fazla ama her kulübe taraftar grubu lazım.
Özellikle deplasmanları organize etmek, otobüs ayarlamak, sağlıklı bir şekilde gidiş gelişi sağlamak, karşılaşılan zorlukları tecrübeyle aşmak için liderlere ihtiyaç var.
Bu kişiler, sadece bu işi yapıyor, gelirleri de bundan.
Arma sevdası münferitim diyenler kadar onlarda da var.
Herkes kazanırken, bu kişilerin bütün bu işleri gönüllü yapmalarını beklemek doğru olmaz.
Bu iş artık legal hale getirilmeli.
Kulüp zaten ödeme yapıyor, bütçeye bu iş için ödenek koymalı, bunu da camia ile paylaşmalı.
Özellikle deplasmanlara münferitlerin de gidebilmesi için başvurular kulüp tarafından alınmalı.
Bir kişi deplasmana gidecekse bileti yüklenmeli, otobüsü ayarlanmalı, cebine de çorba parası konmalı.
Organizatör her zamanki gibi tribün liderleri olmalı, onların da gelirleri olmalı.
Münferit haklı olarak soruyor?
Herkes bedava giderken ben niye cebimden parayla gideyim?
Niye bir taraftar grubuna angaje olayım?
Kulüp artık bu işi ne yapıp edip resmileştirmeli.
Yoksa, geçen hafta olduğu gibi 5 otobüs gidilir, 1 otobüs maça girer, diğerleri maça girmeden geri döner.
Başkanvekili Levent Onuk, “Otobüsleri biz ayarladık, taraftar gruplarına da 1200 kişilik ödeme yaptık” diyor.
1200 kişi için 981 TL maç bileti artı çorba parası ödeme yapılıyor.
Bunu ben demiyorum Başkanvekili Levent Onuk söylüyor.
Maça giren sadece bir otobüs.
Unutmadan: Yönetim istifa…
METİNER ERDEM