Eğer Almanya’da olduğu gibi futbolu futbol adamları yönetirse bir spor dalı olarak takdir görür.
Ama çoğu Avrupa ülkesinde olduğu gibi iş adamlarınca yönetilirse illüzyon haline dönüşür.
Spor olmaktan çıkar kurgu olur.
Bunlar benim görüşüm.
Dr. Cem Satman’ın yeni kitabında ‘Hakim olma’ sanatına gelirsek futbol hakemliği üzerine yazılmış doyurucu bir eser.
253 sayfa akıcı ve bu ilginç kitabı 3 günde okudum.
Bazı bölümlerini size aktarıyorum ki, sizde bu kaliteli kitabı alın ve okuyun.
Yapılan araştırmada hakem pozisyona 11-15 metre arası uzaklıktaysa doğru karar verebilmekte. En çok hata ise 20 metreden uzakta verilen kararlar arasında olduğu saptanıyor.
Bu nedenle hakem antrenman ve testleri değiştirilmiştir.
Cooper testinden 40-40 testine geçilmiştir.
Hakemlerin müsabakanın 2. yarısında yüzde 6 performans kaybı sergiledikleri özellikle müsabakanın 81-85 dakikalarında durağan bir yönetim sergiledikleri gözlemlenmektedir.
Yorgunluk ve orta yaş bu duruma neden olmaktadır. Bir hakemin müsabaka sırasında doğru yerde ve doğru zamanda olabilmesi için fit olması gerekmektedir.
Futbol hakemleri sadece koşmazlar bunu yanı sıra denge sağlamak, yön değiştirmek, kuvvetli ve esnek kaslara sahip olmak zorundadırlar.
Aksi durumda çabuk yorulur ve sakatlanırlar. Sürat futbolcularının birinin bir hamle önde olarak gol atması veya golü önlemesidir. Hakem oyuncuların süratine ayak uydurabildiği oranda pozisyonları yakın ve doğru açıdan izleyebilir. Bir kaleden diğer kaleye top 6 saniye gibi bir zamanda taşınır.
Hakem süratli olmak zorundadır. Bu nedenle antrenmanlarda 6 tane 40 metreyi kısa dinlenme aralıkları ile 6 saniyenin altında tamamlamalıdır. Genel esnekliğin gelişmesi sakatlığın engellenmesinde hakemler için çok önemlidir. Hakemlerde en çok görülen sakatlıklar tendon ve kaslarda meydana gelir. Bir hakemin dengeli beslenmesi için günlük enerjisini yüzde 60 karbonhidratlardan, yüzde 15 protein, yüzde 25 yağlardan alması gerekir.
Kendine güveni olan hakemler zorlu koşullar oluştuğunda kontrolü yitirmezler. Bu onların hiçbir zaman şüpheye düşmediklerini göstermez.
Fakat yanlış karar verdiklerinde de kendilerine olan güveni kaybetmezler. Çünkü tüm hakemlerin kariyerlerinde unutmak istedikleri maçlar kesinlikle olmuştur. Ama kendine güveni olan bir hakem bu olumsuz anıların işini yapmasına engel olmasına izin vermez.
Hakem bitiş düdüğüyle oyuncuların ve kalabalığın yarısını mutsuz kıldığını bilir. Bu durumda sürekli öteki olarak suçlanan kişi hakem olmaktadır ve sonuçta ciddi bir stres altına girmektedir.
Bir araştırmaya göre, hakemlerin en büyük korkularından birinin hata yapmak olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle hakemler stresle mücadele edebilmek için çözüm olarak yerginin övgüden daha çok olduğu gerçeğini kabul edip ona göre davranmaları gerektiğini bilmelidirler. Her maç önemlidir. Eğer bir maçın kolay geçeceğini hakem düşünüyorsa, başarısız yönetim sergiler.
Hakemler üst düzey maçlarda yaklaşık 270 karar verirler. Oyuncular seyirciler teknik ekiptekiler fit görünümlü hakeme daha fazla güvenirler. Hakem yaptığı işe yüksek anlamlar yüklememelidir. Başarılı hakem sahadaki görevinin sadece kuralları doğru şekilde uygulamaktan ibaret olduğunu bilendir.
Bu nedenle UEFA hakemleri uyarıyor. Eğer hazırlık aşamasında başarısız olursanız başarısızlığa hazır olun.
Bu kitabı tekrar okumanızı öneririm. Saygılarımla