Mağlubiyet ve başarısızlığı açıklamak kolaydır.
Şunlar yok dersin işin içinden çıkarsın.
Ama galibiyet ve başarılı olmayı açıklamak zordur.
Çünkü birçok şeyin birleşmesi gerekir.
Bu zor konuyu Doç. Dr. Fehmi Katırcıoğlu şöyle açıklıyor:
Dünyada iki türlü toplum var.
Ezik toplumlar ve ezik olmayan toplumlar.
Ezik olmayan toplumlarda galibiyet için şunlar yapılır.
Başarılı olacak olan sporcuyu istatistikler belirler.
Dünya değerine ne kadar yakın, ne kadar uzak?
Kaç kişi dünya değerlerini geçiyor ve kaç kişi dünya değerlerine yakın durumda.
Yakın olanın en çok yüzde 2 lik farkla geride olması esastır.
Sporcu yetiştirilmesi sırasında üstün olan yanlar öne çıkarılır ve psikolojik desteklerle sporcu dünya istatistiklerini tutturacak başarılı sporcu haline gelir.
Bu bir eğitim sanatıdır ve antrenörlerin bu eğitim sanatı içinde görev alan başarılı teknisyenler olarak yetiştirilmiş olmaları zorunludur.
Yetiştirilme uluslararası standartlarda olmalıdır.
Antropometrik özellikler ve yatkınlık ince bir teknisyenlikle işlenip geliştirilir.
On iki yaşına kadar çocuk devlet tarafından devletin spor tesisinde yetiştirilir.
12 yaş sonrası bu yetişen çocuklar spor kulüplerine dağılırlar ve kulüp takımları oluşur.
Bütün spor kulüpleri sosyal gruplar öne çıkarılarak halk desteğini almalıdırlar.
Aynen tenis kulübü örneğinde olduğu gibi etkin bir üye desteğine bu sosyal gruplar oluşturulur. Üyeler bu spor kulüplerinde hem spor yaparlar hem de boş vakit geçirecek olanlar aracılığıyla kulüp bünyesinde etkin bir güç olarak toplanırlar.
Başarı beklentisi bundan sonra başlar. Sporcular okur yazar olarak yetiştirilirler. Karşısındakinin ne dediğini anlayan ve konuştuğu zaman topluma doğru mesajlar veren durumuna getirilirler.
Ezik toplumlarda ise galibiyet arada sırada alındığından ezik toplumun duyduğu acılar anında zevke dönüşür ve çılgınlık halini alır.
Ezik toplumlarda galibiyet basit kazanma hissine dönüşmüştür ve büyük bir haz duygusuna neden olur. Ezik olmayan toplumlarda ise galibiyet anlayışla karşılanır yenmek veya yenilmek gerçek değerleriyle değerlendirilir.
Tüm bunları herkesin anlayacağı şekilde şu şekilde özetleyebilirim.
Galibiyet ve başarı odaklı çalışmak yanlıştır.
Temele dayalı çalışma doğrudur.
Başarılı olmak için asla acele edilmez.
Aynen dünya çapında bir bilim adamı ve sanatçının yetiştirilmesinde acele edilmediği gibi…