Vizontele filminde, Yılmaz Erdoğan’ın canlandırdığı “Deli Emin” bir sahnede, bir yandan evinin damında güvercinlerini yemlerken, bir yandan da onlarla sohbet eder…
Güvercinlerini yemlerken söylenen Deli Emin;
-Bundan sonra takla atmayana yem yok, ona göre…
-İçinizde günü tek taklayla geçirenler var…
Der.
Aynen öyle…
Gençlerbirliği’nde bazı oyuncular, sanki Beşiktaş’ı yendikten sonra tüm sorunlar çözülmüş havasında…
Oysa işler hiç de öyle değil…
Lig daha yeni başladı ve işin açıkçası Gençlerbirliği bu oyunla asla ve asla başaramaz…
Ligde asıl rakiplerinden olan Evkur Yeni Malatyaspor’a evinde 1-0 yenilen Gençlerbirliği kelimenin tam anlamıyla “helva” gibiydi…
Hem de hemen ağızda dağılan cinsten…
İşler kötü giderken hep olur ya, “Ters gitmeye görsün işin, muhallebi yerken kırılır dişin.”
Aynen deyimde olduğu gibi…
Evkur Yeni Malatyaspor karşısında izlediğimiz Gençlerbirliği, belki de son yılların en yumuşak takımı…
Mücadele yok…
Yeni Malatyasporlu Michael Pereira, adeta savunmanın sol tarafını ”Yol geçen hanına” çevirdi…
Savunma yok…
Kırmızı siyahlılarda orta sahanın varlığından bahsetmenin olasılığı hiç yok…
Bu alanda, kırmızı siyahlı ekibin oyuncularının bu halleriyle içlerinde verimli olacak, top alacak, top verecek, hücum oyuncularına imkan yaratacak tek bir kişi yok…
Öyle ki, geçen yılın başarılı oyuncularından Abdul Rahman Khalili bile sıra oyuncusuna dönüşmüş…
Pas atacak gücü de yok, isteği de yok…
Ya Zeki Yavru’ya ne demeli?
Yaptığı tam anlamıyla sorumsuzluk…
Pozisyon, yok…
Ortada bir şey yok…
Gidip rakip oyuncunun tuzağına, düşüp kırmızı kart gördü.
Gençlerbirliği, devre arasına kadar epey sıkıntı çekecek gibi görünüyor…
Başkent’in köklü kulübü bu bölümü en az kayıpla kapatmanın yollarını aramalı…
Ondan sonrası ise epey bir transfer yapılacak gibi.