Amerika’yı yeniden de keşfetmiyoruz. “Görünen köy kılavuz istemez” gibi Gençlerbirliği’nin bugününe uyan benzetmeler yapabiliriz. “ Ben söylemiştim” demeyi de sevmem ama takımın puanlar kaybedeceğini yazdık durduk. Ama kanayan yaraya bir türlü derman bulunamadı. Ya da bulunmak istenmiyor. Transfer tahtası bir türlü açılamadı. Borçlar kapanamadı. Her zaman takıma gönülden destek veren taraftar isyanları oynuyor, her hafta alınan başarısız sonuçlarla ızdırap içinde, kafaları önde evlerine dönüyorlar.
Ne yazık ki her maç sonrası, “ Yönetim istifa”, “Yüzyıllık kulübü rezil ettiniz” gibi yakınmalar da giderek artıyor.
Bu arada yönetime aday muhalif kişiler de takımın bu sene ligden düşmesi gerektiğini, TFF 2.Lig’de daha zayıf takımlara karşı başarılı olunarak toparlanıp TFF 1. Lige daha güçlenerek yeniden çıkılabileceğini savunuyorlar.
“Mevzi terk edilmez”
Mevzileri terk ederek, sahadan çekilmek gibi teslimiyetçiliği kabul etmek zor. “Küçük olsun benim olsun” doğrultusundaki bu mantığı da kabul edemiyorum.
Mevcut yönetimin de bu kadar çaresiz kalabileceğini düşünmek istemiyorum. Transfer tahtası bir an önce açılmalıdır. Sezonun ikinci yarısında yeni transferlerle en az 35-40 puan toplarsa bu takım ligde kalır. Zaten şampiyonluk, Süper Lig, Play-Off mücadesine kalınması, çölde Kutup Ayısı görmekle eşdeğer.
Yönetimden müjde gelir mi?
Sizin de kulağınıza çeşitli dedikodular geliyordur. Yönetimin bu günlerde takımı da taraftarları da rahatlatacak bir takım müjdeleri açıklayacağı konuşuluyor. Ne olabilir? Tabii ki borçların kapatılarak transfer tahtasının açılması. Fenerbahçe, Galatasaray ve Ankaragücü’nden oynatılmayan tecrübeli futbolcuların geleceği belirtiliyor, hatta isimleri de seslendiriliyor. 2. Yarıda bunlar gerçekleşirse bu takım lige tutunur. Olmazsa, yandı gülüm keten helva…
Bugünkü yazımda dün Eryaman Stadyumu’nda izlediğim Gençlerbirliği, Çaykur Rizespor karşılaşmasıyla ilgili fazla bir şey yazmayı canım istemiyor. Gençlerbirliği oyuncularının mücadelesini takdirle karşılıyorum.
Altay maçında iyi oynamasına karşın bir penaltıyla yenilen ve bu hafta maçın ilk dakikalarında Çaykur Rizespor karşısında golü bulan Gençlerbirliği, 2. Yarıda tecrübeye mağlup oldu diyebilirim. Hoca Mustafa Dalcı’nın da yapabileceği çok bir şey yok. Son dönemin moda 3’lü defans gibi taktik değişiklikleri de yapsa kurtarmıyor. Bu takım bir şeylere alışmış, değiştirmek zaman alıyor ve Gençlerbirliği’nin de zamanı yok. Konu bu kadar basit.
Kaptana kırmızı yakışmadı
Bu arada bir sözüm de Gençlerbirliği’nin tecrübeli oyuncusu Muhammed Bayır’a. Maçın normal süresi bitmiş, yedek kulübedesin, hakemin kararına karşı üzerine yürümek, belki de bir şeyler söyleyerek tepki göstermek de nedir yahu? Tecrübeli oyuncusun, sahadakilerin ağabeyisin, takımın kaptanısın, örnek olman gerekirken, kırmızı kartla takımını, arkadaşlarını en az 2 hafta yalnız bırakacaksın, oldu mu şimdi?
Gençlerbirliği Ligin ilk yarısının oynanacağı son 4 haftada Bodrumspor ve Sakaryaspor deplasmanına gidecek, sahasında ise Erzurumspor ve Bandırmaspor’u ağırlayacak. Takımın ligde tutunabilmesi için bu maçlardan en az 6 puan çıkarması gerekiyor.
AHMET TEMÜRTÜRKAN