Gençlerbirliği, TFF 1. Lig’in güçlü ekiplerinden Boluspor’u 5-1 gibi farklı bir skorla yendi ve 17 hafta aradan sonra galibiyetle tanıştı.
Geçen hafta, sezonun ikinci yarısına da Altınordu yenilgisi ile başlamalarına karşın “Kim Ne Derse Desin Gençlerbirliği Ligde Kalacak” başlıklı yazı kaleme almıştım.
Bana katılanlar da oldu, katılmayanlar da.
Çok sevdiğim eski Ankaragüçlü bir yöneticimiz de “Her yazına katılıyordum, ilk kez katılmadığım bir yazı kaleme almışsın” diye bana takılmıştı.
Bu iddialı yazıyı kaleme alırken elimdeki tek done, Gençlerbirliği’nin Altınordu maçındaki ilk 20-25 dakikalık futboluydu..
Rakiplerin perişan durumu ve Gençlerbirliği’nin bu 20-25 dakikalık futbolunu 50-60 dakikaya yayabilecek kapasiteye sahip olması beni umutlandırmıştı.
Kimse Boluspor galibiyetini küçümsemesin.
Boluspor bu maçı kazansaydı, şu an puan sıralamasında ikinci sırada yer alıyor olacaktı.
Kaybettiler, play off sınırının en altına düştüler.
Onlar da maçı kazanmayı gerçekten isteyerek Ankara’ya geldiler.
Boluspor, maça iyi de başladı.
İlk yarım saat daha atak göründü, pozisyonlara girdi.
Gençlerbirliği ise önce kalesini iyi korudu, ardından rakip defans hatalarından peş peşe bulduğu iki golden sonra şov yaptı.
Gençlerbirliği’nin transferlerini geçen hafta da beğenmiştim, bu hafta kendilerini çok daha iyi gösteriler.
Henüz 21 yaşındaki Enes Keskin, isabetli uzun pasları ve kilit paslarıyla gelecek adına çok iyi sinyaller verdi.
4 kilit pas sahibi Kaan Demir maç boyunca kusursuza yakın oynadı.
Gabriel Torje ligin kinci yarısına damga vuracak gibi, aynı dar alanda inanılmaz işler yapan Moha gibi.
Barış Alıcı, sağ bek gibi saçma bir görev verilmediği takdirde ben bu takımın vazgeçilmezi olurum der gibiydi.
Karagümrük ve Samsunspor’dan ciddi teklifler var, Gençlerbirliği yönetimi ligde kalmak istiyorsa Barış Alıcı’yı kadroda tutmalı.
Sağ bekte görev yapan Uğur Akdemir, görevini eksiksiz yerine getirdi, yetinmedi bir de oyunda kilidi açan golü attı.
Kaleci Nurullah da oynadıkça Süper Lig kalitesinde olduğunu gösterecektir.
Gençlerbirliği transferde çok akılcı davrandı.
Mustafa Dalcı’nın sezon başında Emre Yıldız ile birlikte Ankaragücü’nde yaptığı başarısız transferler, Gençlerbirliği yönetimi için ders olmuş.
İhtiyaç olunan mevkileri teknik direktör belirledi, Sportif Direktör Emrah Yıldız ve scout ekibi bu mevkiler için oyuncuyu bulup Hoca’ya sundu.
Mustafa Dalcı’nın onay verdiği oyuncularla transfer komitesi pazarlık yaparak transferi gerçekleştirdi.
Bir iki kişiyle değil, ekip olarak başarılı bir işe imza attılar.
Mustafa Dalcı’ya artık “Bolu Beyi” unvanı verilse yeridir.
Boluspor iki sezondur Mustafa Hoca’yı ipten alıyor.
Rakip Bolu olunca da Mustafa Dalcı’nın içinden bir anda Pep Guardiola çıkıyor.
Geçen sezon son maçı gözüyle bakılan Boluspor-Ankaragücü maçını çok kolay kazanmıştı, bu sezon da kaybetse büyük ihtimal gönderileceği maçta rakibine fark attı.
Rakiplerin üçer puanı silindi, hemen hepsi bu hafta maçlarını kaybetti.
Alkaralar için 24 puanlık bir hafta oldu diyebilirim.
Kimse bu sezon için düşme hattı için 35-40 puanlardan bahsetmesin.
Bu sene, ligde 10 takım Süper Lig için mücadele ediyor.
7-8 takım da kümede kalmak için.
Kümede kalmak için mücadele eden takımların mali yapıları içler acısı.
Her an dağılabilecek durumdalar.
Gençlerbirliği, şu anki kadrosu itibariyle şampiyonluk mücadelesi verenlerle aynı kaliteye sahip.
Boluspor maçı da bunun ispatı oldu.
Kendi rakiplerini rahat yener, zirvedeki takımlardan alacağı ekstra puanlarla da ligde kalır.
Bu farklı Bolu galibiyetinin bir eksisi oldu, bir anda gözler Gençlerbirliği’ne çevrildi.
Artık rakipler çok daha ayrıntılı analizler yaparak Gençlerbirliği maçına çıkacaklar.
Çok daha dikkatli oynayacaklar.
Bu galibiyet, bugün aramızdan ayrılışının 6. yıldönümü olan unutulmaz, efsane başkan İlhan Cavcav’a armağan olmuştur.
Yukarıdan bir yerlerden izliyorsa, “İşte benim takımım böyle olmalı” diyordur.
Ruhun şad, mekânın cennet olsun büyük başkan.
METİNER ERDEM