Uzun süredir Ankara’nın emektar 19 Mayıs Stadyumu’na gitmiyordum. Belki önceki sezonlarda keyif vermeyen futboldan uzaklaşma güdüm, belki evde televizyon başında ayağını uzatarak izleme keyfinden olsa gerek bir yıldan fazla “çıplak gözle maç izleme” zevkinden yoksundum.
Birden iştahım kabardı, geçen hafta sonu ligin dibine demir atan Gençlerbirliği’nin Kasımpaşa ile yıkılması gündemde olan tarihi 19 Mayıs’ta oynadığı 6 puanlık maçı izledim. Başkent’in köklü kulübü için son derece yaşamsal önemi olan maçı izleyerek keyif almayı umuyordum.
Eh hava da güzel olunca, seyir keyfi yüksek , bol gollü maç izlemenin düşü ile tribünlerde yerimi aldım. Öyle ya, biri Başkent’in diğeri İstanbul’un iki köklü kulübünün maçıydı. En azından ligin alt sıralarından kurtulma adına temposu yüksek, izleyenlerin bir dakika bile gözünü sahadan çevirmeyeceği maç olacağını hesaplıyordum. Ama yanıldım hem de ne yanılma.
Sanki ikisi de düşme korkusu yaşamayan ligin orta sıralarında yer alan takım görünümündeydi. Aslında bu maç Gençlerbirliği açısından 6 puan niteliğindeydi. Alınacak yengi takımı soluklandıracak, devre arasına bir ölçüde rahat girmesini sağlayacaktı.
Ama olmadı, beklenen yengi gelmedi. Golsüz eşitlikle puanlar bölüşüldü. Aslında kazançlı çıkan bir puanı alıp İstanbul’a dönen Kasımpaşa idi. Başkent ekibinin ikinci yarıdaki oyunu bir ölçüde umut verse de ikinci devrenin zorlu maçları için çok güdük kalabilir, üç puana yetmez.
Aslında değinmek istediğim, Gençlerbirliği taraftarı ile teknik direktör Ümit Özat, bazı oyuncular ve yönetim arasında oluşan güvensizlik. Daha maçın başında salladıkları beyaz mendille güvensizliklerini bir kez daha gösterdiler. Bilmem nedendir Ümit Özat, bazılarına, çalıştırdığı takımların taraftarına hep negatif görüntü veriyor. Sorun kendisinden mi kaynaklanıyor, ya da sağlıklı bir iletişim mi kuramıyor bilemem.
Sanırım bu sorunun yanıtını en iyi, Gençlerbirliği’ni yakından izleyen meslektaşlarım bilecektir. Kesin olan Ümit Özat hep birilerine antipatik geliyor. Dedim ya, ağzından çıkan sözleri, tutumları çok mu sivri, kırıcı bilemiyorum. Ne kadar eleştirilse de ikinci kez göreve gelmesi ile Gençlerbirliği çok kötü sayılacak sonuçlarla ayrılmadı maçlardan.
Kendi sahasında iki puan yitirdiği haftada, Antalyaspor, Osmanlıspor, Karabükspor , Aytemiz Alanyaspor, hatta Teleset Mobilya Akhisarspor gibi düşme korkusu yaşayan takımlar maçlarını yitirdi. Yani bir anlamda her ne kadar iki puan yitirse de bir puan kazanarak kazançlı çıktı Başkent’in kırmızı-siyahlı takımı.
Rahmetli İlhan Cavcav’ın evladı gibi koruyup, sahiplendiği, ekonomik yönden güçlendirdiği Gençlerbirliği’nin ligin dibine demir atması, Başkent’in taraflı tarafsız futbol severini oldukça üzüyor. Tarihe mal olmuş, sayısız başarılara imza atmış, iğne ile kuyu kazar gibi arayarak bulduğu sayısız oyuncuları Türk futboluna kazandıran İlhan Cavcav’ın takımı Gençlerbirliği’ne ligin alt sıraları hiç ama hiç yakışmıyor.
Kulüp Başkanı Murat Cavcav, ne düşünür, ne eder bilemem ama bu takımı sezon sonunda küme düşürürse en büyük sorumluluk onun olacaktır.
Teknik direktörüne, bazı oyuncularına beyaz mendil sallayan taraftar ile barışın sağlanması, takıma özgüvenin hemencecik kazandırılması gerekir. Zaten bir avuç taraftara oynayan Gençlerbirliği bu destekten yoksun kalmamalı.
Aksine ikinci yarı oynanacak maçlar için daha fazla seyirciye gereksinimi var Alkaralar’ın. Tabii devre arasında en azından üç dört oyuncunun takıma kazandırılmasının zorunlu olduğunu da belirtelim. Çünkü, mevcut oyuncu yapısı ile beklenen sonuçların gelmesi zor görünüyor.
Ümit Özat” ben takıma, oyuncularına güveniyorum” diyerek transfere onay vermezse korkarım sezon sonunda acı sonla karşılaşır Gençlerbirliği.
Dedim ya, ikinci yarıda tribünlerde teknik direktörüne beyaz mendil sallayan taraftar değil, sonuna dek takımına sahip çıkan seyirci ile oynamalı Başkent’in güzide takımı. Eğer bu birlikteliği Murat Cavcav gerçekleştiremezse babasının kemikleri sızlar. Gerçi yönetimden ha bire istifalar sürüyor. Nasıl sağlanacak bu birliktelik.
Eğer küme düşerse yazık hem de çok yazık olur. Her ne kadar seyirciden yoksun olsa da her daim ligin renkli takımlarından biridir Gençlerbirliği.