Ankaragücü tarihinde ilk olan müthiş bir seri, Adana Demirspor maçı ile birlikte sona erdi.
Aslında son 2 yılın deplasman fatihi Ankaragücü için ne de güzel başlamıştı maç.
TFF 1. Lig’in asist kralı sağ bek Erdem’in serbest vuruştaki ortasına, Umut Nayır’la birlikte gol krallığı yarışı yapan stoper Alihan’ın kafa vuruşuyla öne de geçmişti Ankaragücü…
Ama olmadı, önce basit bir defans hatası, ardından santrası bile yapılmayan penaltı golü ile 3 puan kaybedildi.
Ankaragücü’nün kaybetmesinden çok, tüm rakiplerin haftayı 3 puanla kapatması can sıktı.
Neyse, moral bozsa da belkide hayırlı olmuştur bu yenilgi Başkent ekibi için.
Neden mi?
2010 yılından itibaren TFF 1. Lig’deki puan durumlarına şöyle bir göz atayım dedim.
Ağzım açık kaldı.
Son 8 sezonda ilk yarıyı lider bitiren takımlardan sadece Kayserispor, 2014-2015 Sezonu’nu zirvede tamamlayabilmiş.
2011-2012 Sezonu’nun ilk yarı lideri Elazığspor da sezonu ikinci tamamlayıp Süper Lig’e çıkabilmiş.
Bu iki takımın dışında ilk yarı liderlerinin hiçbiri sezon sonunda Süper Lig’e yükselememiş.
İlk yarı liderlerinden Eskişehirspor 2016-2017 sezonunu üçüncü, Elazığspor 2015-2016 sezonunu altıncı, Ankaraspor 2013-2014 sezonunu dördüncü, Manisaspor 2012-2013 sezonunu dördüncü, Denizlispor da 2010-2011 sezonunu ancak dokuzuncu tamamlayabilmiş.
İstatistikler Ankaragücü’nü uyarıyor:
İlk yarıyı lider bitirmek, TFF 1. Lig’de sezon sonunu zirvede tamamlamak için yeterli değil diyor.
İlk yarıyı alt sıralarda tamamlamasına karşın şampiyon olan takımlara bakıldığında da hepsinin mali yapılarının oldukça güçlü olduğu, devre arasında çok ciddi takviyeler yaptıkları görülüyor.
İlk yarıyı beşinci bitiren Adanaspor dahil Giresunspor, Rizespor ve Ümraniyespor, Ankaragücü ile birlikte şampiyonluk mücadelesi verecekler.
Bu artık belli.
Bu dört takımın da mali yapıları Ankaragücü’ne nazaran daha iyi, iyi de kadroları var.
Takviyelerle çok daha güçlü olarak ikinci yarıya başlayacakları da bilinen bir gerçek.
Ankaragücü’nü bu takımlardan üstün kılan özellik ise teknik direktörünün zekası ve güçlü karakterlere sahip oyuncu kadrosu…
Tabii yönetimin de hata yapmaması, kriz yönetimindeki başarıları ilk yarıdaki müthiş çıkışta büyük etken oldu.
Sadece teknik direktörün futbol zekası, futbolcuların karakteri ve yönetimin becerisi şampiyon olmaya yeter mi?
Zor…
Bu yüzden belki Adana Demirspor yenilgisi hayırlı olmuştur.
Bu yenilgi olmasaydı, rehavet olabilirdi.
Ama şimdi herkes daha gerçekçi.
İsmail Kartal, yönetimi uyarıyor, sorunları çözün diyor.
Yönetim mali sorunların çözümü için daha bir gayretle çalışıyor, çalışmalı da görevi bu çünkü.
Umarım mali sorunlar ikinci devre öncesi çözülür.
Transfer yasağının kalkmasını çok da önemsemiyorum, Ankaragücü bu kadroyla da şampiyon olabilir.
Daha hiç yararlanılmayan Tisdell var, onun gelmesi İsmail Kartal’ın elini güçlendirir.
Nduka büyük ihtimal Mart’ta sahalara dönecek, son 7-8 hafta ondan da yararlanabilir Sarı lacivertliler.
Sorun kadroda değil, parada…
Son 8 sezonda ilk yarıyı lider bitirip şampiyon olamayan takımlara baktığımızda, hepsinin mali sorunlarını çözemediğini görüyoruz.
Ankaragücü’nde en büyük sıkıntıyı çekmelerine rağmen, ağlayan, sızlayan, para konuşan futbolcu yok.
Gerçekten müthiş takdir edilecek bir ekip…
Ama her şeyin bir sınırı var, nereye kadar dayanırlar bilinmez.
Bunu sınamak yerine, Başkent’in tüm dinamikleri acilen harekete geçirilmeli.
Herkes, Ankara’nın en büyük marka değerine sahip bu takım için elini taşın altına sokmalı.
Yönetim sadece elini değil gövdesini sokmalı ki, bu sorunlar bir an önce çözülsün.
Son söz taraftara ve biz basın mensuplarına…
Sadece sahadaki takımı desteklemekle yetinmeyelim, yönetimin saha dışındaki mücadelesini de desteklediğimizi açıkca, her platformda ortaya koyalım ki, birileri Ankaragücü’nün gerçek gücünü iyice hissetsin.
Ankaragücü’ne destek olmanın önemini, köstek olanların da düştükleri durumu hatırlatalım onlara…